Roman türleri içinde en zorları, tarihî romanlar ile bilim kurgu olanlardır. Tarihî romanlar, okuyucunun daima ilgisini çekmiş, çok satılanlar arasında yer almıştır denilebilir. Ancak, romancı bu ilgiyi hak etmek için çetin yollardan geçmiş, sayısız dere, ırmak geçmiştir. Öncelikle Azdavaylı Kastamonulu yazar Erdal Arslan’ın bu romanı yazabilmek için çok sayıda tarih ve makale okuduğu anlaşılıyor. Çünkü, tarihe sadık kalmak, gerçeği gün yüzüne çıkarmak gibi bir kutsal amacı var. Kastamonuculuk yapıp Baltacı Mehmet Paşa’yı hemşehrimiz gibi gösterme yanılgısına da düşmemiş. Eski Kastamonu toprağı Osmancıklı olduğu gerçeğini değiştirmemiş. Baltacı’nın yaşadığı dönemdeki Osmanlı, Rus ve Avrupa tarihini çok iyi araştırıp kişileri, unvanları yerli yerinde kullanmaya çalışmış. Tabii ki, o dönemin dilini, devlet yazışmalarını aynen kullanamazdı. O zaman okuyucu sıkıntıya düşerdi.
Akıcı bir üslupla yazılan, kolaylıkla okunan romanın künyesi bölümleri ve olay örgüsü kısaca şöyledir:
Erdal Arslan, Baltacı/Baltacı ve Katerina İlişkisinin Gerçek Yüzü, İstanbul 2018, 207 s. Granada Yayınları:51.
I.Bölüm: Köyden Paşalığa:
Osmancıklı Marangoz Abdullah Usta’nın oğlu Mehmet’in İstanbul’a gelip babasının bir dostu vasıtasıyla Eski Saray Baltacıları Ocağına yerleştirilip eğitim görmesi, Haremeyn Evkaf Dairesi Yazıcı Halifeliği görevine atanması, çalışkanlığı ve zekâsıyla paşalığa yükselmesi.
- Bölüm: Martha’dan Katerina’ya:
Sıradan bir kız, eğitimsiz Martha’nın zekâsıyla Katerina hâline gelmesi.
III. Bölüm: Kara Kaplan Türk Casusu:
Kastamonulu akıncı Alperen Candaroğlu,Mustafa Çavuş, Kazma Murat, Yeterzade Enis Paşa’nın Kastamonu’da buluşması, Enis Paşa’nın II. Mustafa’yı öldürmek isteyen İngiliz casusunu ortadan kaldıran Alperen’i övmesi. Valinin üç arkadaşı Rus sarayına casus olarak girmeleri için görevlendirmesi. Candaroğlu, Türkmenoğlu ve Kazma Murat’ın Rusya gidişi, casusluğa başlaması. Kara Kaplan unvanıyla Candaroğlu’nun Katerina’yla tanışması, Kara Kaplan’ın Katerina’nın hayatını kurtarması, Kara Kaplan’ın Katerina’nın yardımcısı olması, Osmanlı sarayına bilgi aktarması.
- Bölüm: Prut’a Beş Kala:
Rusya’da 1709-1710 yıllarında yaşanan olaylar, Rusya-İsveç gerginliği, Sultan Ahmet’le Çar Petro arasındaki anlaşmazlık, Elçi Tolstoy’un İstanbul’a gelip çarın isteklerini iletmesi, Osmanlı Devleti’nde savaş hazırlıklarının başlaması.
- Bölüm: Ve Prut:
1710 yılında Rus Çarı’nın bazı Osmanlı kalelerine saldırıp ele geçirmesi üzerine Rusya’ya savaş ilan edilmesi, sadrazamlığa Baltacı Mehmet Paşa’nın getirilmesi, Rusya’dan Kara Kaplan ve Bahadır’dan gelen raporların değerlendirilmesi, 100.000 kişilik ordunun 9 Nisan 1711’de İstanbul’dan hareketi, Rus ordusunun Prut nehrinin kıyısında kuşatılması, yeniçerilerin itaatsizliği, Rusya’nın Katerina kanalıyla barış isteğinin Baltacı tarafından kabulü, Osmanlı Devleti’nin kârlı bir anlaşma imzalaması, İstanbul’da zafer topları atılırken Baltacı’nın başarısını çekemeyenlerin çadır dedikodusunu çıkarması, İstanbul’a dönen Baltacı’nın takdir edilecek yerde azledilerek Midilli’ye sürülmesi, Limni’de ölmesi.
Roman, 82 yaşındaki Baltacı Mehmet Paşa ile Rus Çeriçesi Katerina’nın bir çadırda buluşup Paşa’yı ikna etmesinin yalanının iç yüzünü ortaya koyması bakımından önemlidir. Ancak, romanın en sürükleyici, heyecanlı bölümü zafer sonrası Paşa’nın yaşadıkları ve hazin ölümü olmalıydı. Yani, VI. Bölüm gerekmekteydi. Hatta bu bölümde Katerina’nın sonu da işlenebilirdi.
Erdal Arslan, eleştirmen Sadık Yalsızuçanlar’ın arka kapakta yer alan yazısında da belirttiği gibi; “tarihin gerilimli ilişkisinden yüz akıyla çıkabilme” başarısını göstermiştir… Aşk olsun!
NAİL TAN