Her iki takımın da puan tablosundaki durumuna binaen galibiyet haricinde bir skora razı olmayarak çıktığı düellonun galibi net bir skorla Kastamonuspor 1966 oldu…
Ekibimiz kaçırdığı golleri üç direğin arasına bırakabilseydi eğer skor tabelasını gökdelene çıkan asansöre dönüştürebilirdi.
Üçüncü golün ağlarla buluştuğu 69’uncu dakikaya kadar her iki ekibin de göğüs göğse mücadele ettiği, fizik mücadelede temponun hiç düşmediği, futbol oynamaktan başka bir düşüncenin kendine yer bulamadığı korakor bir maç vardı sahada…
Çakır’ın ters köşe yaptığı penaltı golü, hakemden önce maçın son düdüğünü çalmış oldu.
Çakır demişken…
İkinci yarının 64’üncü dakikasında kaydettiği golde yere yatarak vurduğu yarım vole ve ceza sahası içinde kaleciyi geçtikten sonra yere indirilerek kazandırdığı penaltı muhteşemdi.
Kastamonuspor 1966’nın ikinci yarıda geçirdiği restorasyon sonrası en önemli gücü de bu zaten, tecrübeli yıldızlarından her maç biri sahne oluyor ve sonuç üzerinde belirleyici oluyor…
Tecrübe, tecrübe, tecrübe.
Maç aslında ilk yarıda da fiilen bitebilirdi…
Kaçan 5 net pozisyon var.
Maç boyu kullanılan 11 şutun çerçeveyi bulmayanı sadece bir…
Rakibe verilen pozisyon topu topu 2.
Asabiyet dizginlenebildiği takdirde…
Play-Off hedefindeki Kastamonuspor 1966 için sahada fazla bir sıkıntı yok.
Limanın ışıkları gözüktü…
Aman heyecana kapılıp ters istikamete yelken açmayalım.
MUSTAFA AFACAN