Asıl adı Osman Nuri Koçtürk olan Tarhana Osman lakaplı bilim adamımızın onlarca yıl önce Türk neslinin doğal beslenmesi üzerine olan mücadelesini paylaşacağım sizinle bu hafta.
Uyguladığı koruyucu hekimlik ile neslimizin üzerinde büyük emeği olan fakat ne yazık ki hak ettiği değeri göremeyen gerçek bir bilim adamımız.
1918 İzmir doğumlu ve 1943’te Ankara Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi’nden birincilikle mezun olup, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılıp, Askeri Veteriner Akademisi’nde asistan olarak çalışmaya başladı ve Ankara Üniversitesi’nde “biyokimya” dalında doktor unvanını aldı.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından “Ordu beslenmesinde son gelişmeler ve ABD ordusunda beslenme çalışmaları” konusunda inceleme yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Dört yıl sonra yurda döndüğünde 1953 yılında Askeri Biyoloji Enstitüsü kimyagerliğine atandı. Ankara Tıp Fakültesi Biyokimya Kürsüsünde gıda kontrolü ve hijyen doçenti oldu. Askerlikten ayrıldıktan sonra 1961 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev aldı, daha sonra Tarım Bakanlığı’na geçti. Yüzlerce konferans ve yazdığı 65 kitap ile beslenme konusunda Türk halkını uyardı ve gıda üzerinden ülkelerin sömürülmesine dikkat çekti.
En büyük mücadelesini bizi çok seven(!) ABD’nin yolladığı süt tozuna karşı verdi. Kendi ülkesinde üretim artığı olan süt tozunu güya yardım adı altında parasını alarak Türkiye’ye yollayan ABD bir taş ile iki kuş vuracak hem kendi artığını paraya çevirecek hem de Türkiye’yi gıda kontrolü altına almak için ilk adımı atacaktı.
Tarhana Osman engel oldu. Bu süt tozlarının içerisinde ki aflatoksin mantarının kanser yaptığını ispatladı ve yasaklanmasını sağladı
Süt tozu ile Türkiye’nin ümüğüne basamayan ABD soya yağı ile ikinci taarruzunu yaptı. Amaç soya yağı yardımı ile (ki yine yardım falan değildi parası ile satıyorlardı) Türk halkının önce kendi soya yağı üretimini bitirmek sonrada tereyağı ve zeytinyağı ile arasına mesafe koymaktı.
ABD yine Tarhana Osman’a tosladı. Hidrojenlenmiş bu zararlı sert yağların, margarinlerin kalp ve damar hastalıklarını arttırdığı, ABD, İtalya, Fransa gibi ülkelerde yasaklandığını her akşam radyodan Türk Halkına duyurdu ve doğal zeytinyağı ve tereyağı ile yapılan tarhana çorbasından şaşmamalarını tavsiye etti.
Tarhana Osman lakabı oradan gelir.
ABD üçüncü akınında yanına meşhur Rockefeller Vakfını aldı. Amaç Meksika’da yetişen hibrit tohumu Sonora Buğdayını Türkiye’ye sokmak ve ata tohumlarımızı yok etmekti. Tarhana Osman bunun önüne geçmek, halkı bilinçlendirmek için yine mücadelesi verdi. Bu hibrit tohumların toprak ve insan için ne kadar zararlı olacağını haykırdı.
ABD Türkiye’deki her projesinde karşısına çıkan Tarhana Osman’dan illallah dedi ve CIA raporunda pazifize edilmesi gereken istenmeyen adam ilan etti.
Peki, biz ne yaptık? Türkiye’nin ABD’nin gıda çöplüğü olmasını engelleyen bilim adamımıza sahip çıktık mı?
Hayır.
Profesör olmasını engelledik,
Milletvekili olmak istedi seçmedik,
Kendi ülkesinde suikasta uğramasını ise engelleyemedik. Şans eseri hayatta kaldı.
Ve 12 Eylül Askeri darbesinde zindanlarda işkence görmesine mani olamadık.
12 Eylül askeri darbesinden sonra içe dönük, mütevazı hayatını sürdü ve 4 Nisan 1994 tarihinde hayatını kaybetti.
Bu mudur, Bu bilim adamının hak ettiği son?
Mekânın cennet olsun Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürkyada kısaca Tarhana Osman.
Feza TİRYAKİ