CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kastamonu mitingi sonrası bir açıklamada bulundu. Erbilgin, “Kastamonu’nun çözüm bekleyen sorun ve cevap bekleyen talepleri Saray’ın gündeminde değil” dedi.
Miting için yapılan hazırlıklara da değinen Hikmet Erbilgin, “Erdoğan Kastamonu’dan ayrılmak için helikopterine bindiğinde çöpe gittiği geç de olsa anlaşılan tüm bu hazırlığın masrafları umuyoruz ki Belediye bütçesinden değil, Tahsin Babaş’ın şahsi bütçesinden karşılanmıştır” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kastamonu’ya gelmesinin ardından bir açıklamada bulundu. “31 Mart Yerel Seçimleri öncesi AKP’nin belediye başkan adaylarına destek istemek için 12 Şubat Salı günü Kastamonu’ya gelen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın programı, halkın derinden hissettiği ekonomik kriz başta olmak üzere Kastamonu’nun çözüm bekleyen sorun ve cevap bekleyen taleplerinin Saray’ın gündeminde olmadığını göstermiştir” diyen Erbilgin’in açıklaması şu şekilde:
“Yurttaşlarımızın ucuz soğan, patates ve patlıcan almak için tanzim satış noktalarında kuyruk oluşturduğu bu günlerde Kastamonu Belediyesi’nin mevcut başkanı ve belediye başkan adayı Tahsin Babaş ile AKP kadroları Kastamonululara israfın resmini çizmiştir.
‘Gürültü ve görüntü kirliliği oluşturan kampanya yöntemini tamamen terk ettik. Çevreye ve insana saygılı seçim kampanyası yürütme kararı aldık. Partilere ve adaylara çok ciddi, maddi ve manevi maliyet getiren, şehirleri kâğıda boğan bu israf kaleminden kurtulmuş olacağız. Tasarruf edeceğiz’ ifadeleri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait değilmiş gibi günler öncesinden şehri bir uçtan bir uca parti bayrakları ve apartman boyu dev afişlerle süsleyen Tahsin Babaş, ya Erdoğan’ın bu talimatından bir haberdir, ya tüm bu israftan Erdoğan’ın haberi yoktur ya da gözümüzün içine baka baka yalan söylenmiş, aklımızla dalga geçilmiştir.”
“BELEDİYE ASLİ GÖREVİNİ MİTİNG ÖNCESİ HATIRLADI”
“37 dakikalık program öncesi akıllarda kalan sadece bayrak ve afişler değildir. Bu ziyaretten hemen önce Kastamonu’nun tüm sokakları belediye tarafından yıkatılmıştır. Belediye ne yazık ki asli görevini, sorumluluğunu Erdoğan’ın mitingi öncesi hatırlamıştır. Miting alanını doldurabilmek için il dışından bindirilen kıtalar yetmezmiş gibi Kastamonu Halk Otobüsleri miting alanına ücretsiz ring düzenlemiştir. Kastamonulular trafikte çileden çıkmış, şehir adeta gün boyu esir alınmıştır.
Saat gelip çattığında Erdoğan miting alanına sadece 2 kilometre uzaklıkta olan Hasan Doğan spor tesisine helikopterle iniş yapmış, programı sona erdikten sonra da aynı noktadan Çorum’a helikopterle hareket etmiştir. Yani havaalanı kavşağından, miting alanına kadar uzanan rezaleti görmeye bile fırsatı olmamıştır.
Kastamonu halkına saygısızlık yapma pahasına gerçekleştirilen ve Erdoğan Kastamonu’dan ayrılmak için helikopterine bindiğinde çöpe gittiği geç de olsa anlaşılan tüm bu hazırlığın masrafları umuyoruz ki Belediye bütçesinden değil, Tahsin Babaş’ın şahsi bütçesinden karşılanmıştır. Belediye kaynakları bu organizasyonda harcanmışsa Tahsin Babaş suç işlemiştir. Kendi şahsi bütçesinden harcamışsa Tahsin Babaş’ın böylesi bir organizasyonun maddi yükünü sırtlayacak servete sahip olması düşündürücüdür.”
“KASTAMONU’NUN TALEPLERİ ERDOĞAN’IN GÜNDEMİNDE DEĞİL”
“Tüm bunların yanı sıra Erdoğan, mitingde yaptığı konuşmada Kastamonu’nun taleplerinin gündeminde olmadığını da göstermiştir. Keza Kastamonu’dan sonra gittiği Çorum’da Çorum’u kenevir üretiminde merkezlerden biri yapacaklarını açıklaması bunun en açık ispatıdır. AKP Milletvekili Metin Çelik’in bakanlık düzeyinde çalışma yürüttükleri yönünde kamuoyuna yaptığı açıklamaların oyalama ve içi boş olduğu böylelikle su yüzüne çıkmıştır.
Millet bahçesinde Kastamonululara çoluk çocuk yuvarlanma müjdesi veren Erdoğan’ın, ‘17 yıl önce mi daha iyi bir yerdeydik yoksa bugün mü daha iyi bir yerdeyiz?’ sorusunun cevabı ise bellidir.
17 yılda bu ülkenin emeklisinin, çiftçisinin ve işçisinin her gün daha da fakirleştiği ortadadır. Ucuz sebze almak için kuyruğa giren de, seçim vaadi olarak 250 gram çaya muhtaç görülende vatandaştır. Bugün 17 yıl önceki durumundan iyi yerde olanlar bir yüzükle yola çıkıp, yazlık kışlık saraylarda yaşayan, zencefilli somonlu suşi yiyip, kilosu 4 bin lira olan çaylarını yudumlayanlardır.
Kastamonu mitinginde, Türkiye’nin IMF’ye olan borcunu kapatmakla övünen Erdoğan, göreve geldiğinde 130 milyar dolar olan dış borcu nasıl 448 milyar dolara çıkardığından hiç bahsetmemiştir. ‘Bu can bu tende olduktan sonra IMF’ye teslim olmayacağız’ diyen Erdoğan’ın bu ifadesi bizlere çok değil yakın geçmişte karşı karşıya kaldığımız Brunson vakasını hatırlatmıştır. Erdoğan Brunson olayında da ‘Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazlar’ demiş, Brunson haftasına ABD’ye özel uçakla gönderilmiştir.”
“KASTAMONU GEREKEN CEVABI 31 MART’TA VERECEK”
“Kırık Barajı’nın, İnebolu Yolu’nun ne zaman tamamlanacağı, depreme dayanıksız olduğu için yıkılan okulların yerine yapımına başlanan okulların ne zaman biteceği, yapımına başlanmayanlar için ne zaman temel atılacağı, Kastamonu’nun demiryoluna kavuşup kavuşmayacağı, hastanelerdeki doktor, okullardaki öğretmen açığının ne zaman karşılanacağı, dolu mağduriyetinin ne zaman giderileceği üzerine tek kelime etmeyen Erdoğan’a Kastamonu halkı gereken yanıtı 31 Mart’ta mutlaka verecektir. Kastamonu’yu yok sayanları, Kastamonulular da yok sayacaktır. Mart’ın sonu bahara erişecektir.” GÖZDE MINIK