Çoğu kulübün angarya namına görüp zaten elde avucunda olmayan oyun kalitesini iyiden iyiye kıstığı kupa mücadelesinin bu sezonki yıldızı şu an itibarıyla hiç tartışmasız Kastamonuspor…
Yekûn maçlarında saha içinde aynı saha dışında aynı aşk, heyecan macera vardı çünkü.
Karla mücadelenin paspasla, ışıklandırmanın arazöz farlarıyla yapıldığı, yenildikçe kazandığı, puansız bitirse de mağrur çıktığı maçlar sonucunda buraya geldi…
Kârı olmasa da namı yürüdü.
Gruplarda verdiği içten mücadeleyi nihayetinde…
Aldığı galibiyet ile taçlandırmayı başardı.
İsmen olmasa da taraftarlarınca aynı kısaltmayla anıldığı için adaşı sayılacak İzmir’in KSK’sı ile karşılaştı dün…
Yedek ağırlıklı kadroyla çıktığı maçta, tastamam ağırlıkta tat verdi.
Tarihi fark kaçtı, gol dakikalarını geçin, Kastamonuspor’un rakip kalede yüzde yüz gol pozisyonu yarattığı dakikaları not edebildiğim kadarıyla veriyorum; “6, 39, 52, 58, 59, 62, 65, 68, 74, 86”…
Bu pozisyonların içinde direkten dönen, kaleciyle burun buruna pozisyonlarda kaçan, altı pas içinden kale çizgisinin içine itilemeyen toplar var.
Mesela…
Kombine bir hücum sonrası rakip ceza alanına inilip, yüksekten usulca yere süzülmekte olan yan topa, penaltı noktası üzerinde “fantezi” bir “yarım vole” ile muamele çekilmeye kalkışılıp da ıska geçilen pozisyonlar yukarıdaki listede yok.
Kastamonuspor’un kupada sergilediği estetik ve mücadele gücü yüksek oyun, futbolseverleri ne kadar memnun ettiyse, futbol piyasasını da bir o kadar karıştırmıştır gibime geliyor…
Futbolcu menajerlerinin transfer listelerine kim bilir kaç futbolcumuz paraşütle iniş yapmıştır.
Abartı olmasın ama…
Avrupa sahalarına bile göz kırpan oyuncumuz var gibi gibi.
Dünkü mücadelede boylu boyunca forma şansı bulan genç yetenekler, lig mücadelesinde her ne kadar yeteri oranda rotasyon fırsatına sahip olamasalar da, kendilerini nasıl hazır tuttuklarını gözler önüne serdiler…
Bu da futbola duydukları aşkla ilgili olsa gerek.
- ••
Not: Karşıyaka Spor Kulübü teknik ekibinin lütfedip ilimize gelmemesine, sahaya 18 kişilik kadro bile sürmemesine hiç lafım yok…
Karşıyaka Spor Kulübü’nün tarihine saygım var çünkü.
Kurtuluş Savaşı yıllarında sporcuları kramponlarını soyunma odasına asıp Kuvayi Milliye saflarında elde tüfek cepheye koştular…
Bu nedenle Karşıyaka Spor Kulübü’ne, Atatürk tarafından armasında Türk Bayrağı taşıma hakkı tanındı.
Bugünküler gelir geçer…
O mazi öylece kalır.