“İklim Değişikliğine Uyum ve Tarımsal Sulamada Tasarruflu Su Kullanımı” paneli
İklim değişikliğinin sonuçlarının yaşanarak görüldüğünü, suya ulaşmanın her geçen gün zorlaştığı bir dünyada yaşamakta olduğumuzu belirten Vali Avni Çakır, panelin açılışında yaptığı konuşmada, salonlarda çok fazla vakit kaybetmeye gerek olmadığını, asıl işin sahadaki performans olduğunu ifade etti.
“Başta çiftçi kardeşlerimiz olmak üzere bahçe sulamalarını terk etmek lazım. Onun dışında evsel tüketim ve bireysel tüketimde de çok harcıyoruz” diyen Çakır, “Öyle süreçlere geleceğiz ki su ile alakalı yaptığımız masrafların hiçbir mali değeri olmayacak. O yüzden şimdi ne kadar yol alırsak o kadar avantajlıyız” şeklinde konuştu.
Tarım ve Orman İl Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu “Suda sıfır israf” sloganıyla su verimliliği konusunda seferberlik başlatıldığını söyledi ve ‘Ülkenin sahip olduğu kaynakların bir damlasını bile heba etmeden suyu en verimli şekilde toprakla buluşturulması konusunda, büyük bir emek ve gayret içindeyiz” dedi.
Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu da, bu konuya her fırsatta dikkat çektiğini hatırlattı ve “‘Önümüzdeki dönemde en büyük sorunlardan biri su ihtiyacı olacak’ dediğimde ‘Türkiye gibi bir yerde su ihtiyacı mı olur’ deniliyordu. İklim değişikliğiyle birlikte en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de sağlıklı gıda. Temelde sağlıklı gıda ve su problemiz var” diye konuştu.
Kastamonu Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından düzenlenen “İklim Değişikliğine Uyum ve Tarımsal Sulamada Tasarruflu Su Kullanımı” konulu panel Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi Salonu’nda dün yapıldı.
İki oturum halinde yapılan panelin birinci oturumunda tarımsal sulamada tasarruflu su kullanımı konusunda, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Moderatör Prof. Dr. Yusuf Ersoy Yıldırım, Toprak Gübre ve Su kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Dr. Ceren Görgişen, DSİ 23. Bölge Müdürlüğü’nde Osman Tepe, Karadeniz Tarımsal Araştırmas Enstitüsü Müdürlüğü’nden Mehmet Taşan ve Toprak Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Dr. Rohat Gültekin, sunum ve konuşmasını yaptı.
İkinci oturumda da iklim değişikliğine uyum konusunda Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Moderatör Prof Dr. Kasım Yenigün, Toprak Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden İlknur Cebeci, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Aslıhan Cantürk, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden Ekrem Topaç sunum ve konuşmasını yaptı.
Panele katılan konuşmacılara Vali Avni Çakır tarafından teşekkür belgesi verildi.
Düzenlenen toplantıya Vali Avni Çakır, Belediye Başkanı Opr. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, İl Genel Meclisi Başkanı Güray Parçal, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Nida Sinsi, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kasım Yenigün, Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur, bazı Kurum Müdürleri, panelistler ve diğer davetliler katıldı.
Programda Vali Avni Çakır, Belediye Başkanı Opr. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu konuşma yaptı. Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Konu Uzmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Murat Mengüloğlu da panel ile ilgili sunumunu yaptı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ve sinevizyon gösterimi ardından açılış konuşmasını İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu yaptı.
Bekir Yücel Tanrıkulu
İklim değişikliği ve tarımsal sulamada su tasarrufu panelinin açılış konuşmasını Tarım ve Orman İl Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu yaptı.
Tanrıkulu, Son yüzyılda sanayideki hızlı gelişmeler, aşırı nüfus artışları, fosil yakıtların bilinçsizce kullanımları neticesinde atmosferin yapısının olumsuz etkilendiğini ifade ederek yaptığı konuşmasında, “Karbondioksit artışları neticesinde oluşan sera etkisi ile yeryüzünde kısmi sıcaklık artışları ve düzensiz yağışların etkisi kaçınılmaz olmuştur. İlimizin son yüzyıldaki uzun yıllar sıcaklık. Trendine de bakıldığında, ortalama sıcaklıklarda 0,8 °C/100 yıl olmak üzere artış vardır. İlimizde son yıllarda görülen iklim değişikliğinden etkilenmekte, yağış rejimindeki düzensizlikler ve geç donlar ilimizdeki tarım ürünlerinin yetiştiriciliğini olumsuz etkilemektedir. İlimizde 2006-2007 tarım sezonunda en son yaşanan kuraklık ile uzun yıllar yağış ortalamasının yüzde 30 altında kalması neticesinde bazı tarımsal gıdalarda sıkıntılar yaşanmış, oluşan yüksek fiyatlar sosyal yaşantı ve ekonomik hayat üzerinde olumsuz etki göstermiştir. İleri dönemlerde yaşanabilecek tarımsal kuraklık durumlarında, daha bilinçli ve etkin bir şekilde mücadele yapılarak olumsuz etkilerin en aza indirilmesi gereklidir” dedi.
“Suda sıfır israf” sloganıyla su verimliliği konusunda seferberlik başlatıldığını da söyleyen Tanrıkulu, “Bakanlığımızca bireysel su kullanımlarında bilinçsiz kullanımlar sebebiyle büyük oranda israf olan suyun daha verimli kullanılması, sanayide tarımda evlerde ve ticarethanelerde tüketimlerim azaltılması için suda sıfır israf sloganıyla su veremliliği seferberliği başlatılmıştır. Bu çerçevede özellikle tarımda su kullanılması başta olmak üzere havzalar özelinde bilinçli sulama ve çiftçilerimizin ihtiyaçları dikkate alınarak gelişen teknoloji uygulamalarını da içeren bir eğitim seferberliği başlatılmıştır. Ev kadınlarından öğrencilere çiftçilerimizden sanayicilerimize kadar geniş bir kitleyi kapsayacak şekilde eğitim çalıştay, panel saha etkinlikleri, toplantılar düzenlenmekte olup 2023 yılında da bu eğitimlere eğitim seferberliği yılı olarak devam edilecektir. Buradaki nihai hedef suyun verimli kullanılmasıdır. Suyun tasarruflu kullanılması, kullanılmış suların yeniden kullanılmasının sağlanması ki özellikle tarımda kullanılabileceği araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. 7,2 milyar metreküp kullanılmış suyun yüzde 65’nin tarımsal sulamada kullanılması demek oluyor. Tarımsal üretim amacıyla yapılan aşırı sulamalar su erozyonu ile toprak kayıpları ve ürün kayıplarına sebep olabilmektedir. Ayrıca sulu tarım alanlardaki çiftçilerimiz küresel iklim değişikliğinin neden olabileceği kuraklıktan, modern basınçlı sulama sistemlerinin kullanımının yaygınlaşması halinde daha az etkilenecektir” ifadelerini kullandı.
Bekir Yücel Tanrıkulu yaptığı konuşmasının devamında da şunları söyledi:
“ Ülkenin sahip olduğu kaynakların bir damlasını bile heba etmeden suyu en verimli şekilde toprakla buluşturulması konusunda, büyük bir emek ve gayret içindeyiz. Çiftçilerimizim web üzerinden ne kadar hangi zamanda ne kadar sulama yapabileceğini raporlayabildiği sulama yöntemi ve bitki su tüketim sistemi de en yakın zamanda hayata geçirilecektir. Bununla birlikte 2007 yılından bu yana Bakanlığımızca tarımda tasarruflu su kullanılması amacıyla bireysel sulama sistemleri hibe desteği uygulanmakta olup, bu kapsamda ilimizde 2009 yılından bu yana 10 ilçemizde toplam 855 projeye (Yağmurlama ve Damla Sulama) 7 milyon 617 bin TL hibe desteği verilmiştir. Projeler ile toplam 17 bin 382 dekar alanda kontrollü sulamaya geçilerek su israfının önüne geçilmiş oldu. Söz konusu destekler önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Çiftçilerimiz bilinçli olarak modern sulama araç ve gereçleri kullanmaları halinde etkin ve verimli sulama yapabilmeleri ile sulu tarım alanlarında su tasarrufu yapabilmeleri mümkündür. Bu amaçla İl Müdürlüğümüzce üç günlük Etkin ve Verimli Sulama Eğitimleri kapsamında 482 çiftçimize katılım belgeli eğitim verilmiştir. ‘Suyun hüküm sürdüğü yerde toprak itaat etmelidir’ atasözünü de dikkate alarak topraklarımızın her bir metrekaresini suyla buluşturmaya çalışmaktayız.
Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi (KDAKP) ile ilimizdeki 4 köyde ‘Kapalı Sulama Sistemi Projesi” ve 9 köyde “Sulama Kanalı Modernizasyonu Projesi’ tamamlanarak çiftçilerin hizmetine sunuldu. 4 köye ait sulama kanalı modernizasyonu projesine ilişkin çalışmalar ise devam etmektedir. Proje yürütücüsü kurumumuz olan Kastamonu İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen Kapalı Sulama Sistemi Rehabilitasyon Projesi ile Merkez İlçede Halaçlı ve İmam köyleri, Tosya İlçesinde Yukarı Kayı Köyü ve Taşköprü İlçesi Küçüksu köyünde 5 bin 450 da alanda, Mevcut Cazibeli Sulama Modernizasyonu Projesi ile Merkez ve Tosya ilçesinde 11 proje ile 13 köyde toplam 29,1 km, uzunluğunda sulama kanalı bakım onarım projesi ile sağlıklı bir sulama ile 650 haneye ait 10 bin 50 da tarım alanı sulanacaktır. Kapalı Sulama Sistemi Rehabilitasyon Projesi ile cazibeli sulama yapılan 15 bin 500 dekar alanda Modern basınçlı sulu tarıma geçilerek tarımsal üretimde ciddi bir artış sağlanmıştır. KDAKP kapsamında kamu altyapı yatırımları içerisinde yer alan sulama yatırımları bütçesinden toplam 14 milyon 817bin 372 TL’lik bir katkı sağlanmış olacaktır. Yine bu sene ilimizde ilk defa çeltik üretiminde damla-sulama yöntemi denemesi Hanönü ilçemizde yapılmış olup yüzde 75 oranında su tasarrufu ile normal üretimdeki veriminde farkı olmadan üretim gerçekleştirilmiştir.
İlimizin 367 bin 445 hektar olan tarım alanı sadece 243 bin 554 hektar sulanabilir nitelikte. Devlet eliyle 78 bin 712 hektar alan sulamaya açılmıştır. Halen 164 bin 842 hektar alan sulamaya açılması gerekmektedir. Tarımda sulama amaçlı kullanılan su, genel su tüketiminin yüzde 75’lik gibi büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Kuraklığın yaşanmadığı normal dönemlerde dahi tarımsal sulamalarımızın randımanlı olarak kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle tarımsal sulamada, modern basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi kaçınılmazdır. Kamu, tüzel ve birey kişilikler olarak, tasarruflu su kullanımı için üzerimize düşen görevlerimizi etkin olarak yerine getirmeliyiz”
Galip Vidinlioğlu
Suyun çok önemli ve hassas bir konu olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, “Konu sadece suyun tasarrufuyla sınırlamak da çok doğru değil. Bu konuya biraz daha bütüncül yaklaşmak lazım. Bugünün konusu suyun tasarrufu ve tabii ki iklim değişikliği de beraberinde getirdiği sonuçlardan bir tanesidir. Bizler özellikle toplum olarak aynaya bakıp yüzleşmemiz lazım. ‘Biz nerede hata yaptık? Nerede neyi yaptık da bu sonuçlar önümüze geldi?’ Bu, bütün dünya için geçerli ama herkes kendi mecrasında bu konuyu düşünecek.
Özellikle değişik platformlarda dile getiriyorum. 80’li yıllardan sonra çok fazla sayıda köyden il ve ilçe merkezlerine göçler oldu bu da sosyal ve kültürel yapıyı değiştirdi. Tarımı allak bullak etti ve bunun yanında biz zannettik ki daha ucuza aldığımız şeyler bizim için çok daha kârlı diye düşündük ve tarıma da çok fazla teşvik etmedik. Bunun sonucunda, çocuklarımız domatesin markette ya da manavda yetişen bir şey olduğunu zannetmeye başladı. Toprağın ne kadar kıymetli, tarımın ne kadar kıymetli olduğunu ne yazık ki hepimiz gözardı ettik. Köyleri artık yaşanılır alan olmaktan çıkardık, herkes de şehirli olmaya çalıştı. Hiç bir toplum yoktur ki sadece tüketerek hayatta kalsın. Sürekli dile getiriyorum: ‘Üretmeliyiz, toprakla barışmalıyız.’ Bu anlamda dördüncü yılımıza dayanan bir Belediye Başkanlığımız var ve tarımın ne kadar kıymetli olduğunu da her seferinde dile getirdim. Bu anlamla ilgili de 2 yıl önce park bahçeler yerleşkesinde ısıtmalı sera oluşturduk ve burada yağmur suyu ve kar sularını kullanıyoruz. Onun dışında tarıma destek amaçlı, şehrin 26-27 yıllık rüyası Atık Su Arıtma Tesisi’ni 5-6 ay önce devreye soktuk. Çok önemli bir alan olan Taşköprü Germeç arasındaki alanı sulayan Karaçomak Deresi’nin ve diğer atık suların toplandığı Atık Su Arıtma Tesisi Türkiye’nin ilk 3 tesisinden biridir. Büyük oranda enerjisini kendi üreten bir tesis. Orada suyu ayrıştırıyoruz, bunun yanında yaklaşık her gün 8 ton katı atık alıyoruz. Tabii bu organik ürün olarak da kullanılabilir. Kendi biriktirdiğim tohumlar vardı, hiç suni gübre görmemiş tohumlardı. İlk yıl 45 bin, ikinci yıl 60 bin, bu yıl da 100 bin fide dağıttık. Az elde edilen ürün belki ekonomik olarak çok rantabl olmayabilir ilk başta ama sonuçta sağlıklı üründür. ‘Önümüzdeki dönemde en büyük sorunlardan biri su ihtiyacı olacak’ dediğimde ‘Türkiye gibi bir yerde su ihtiyacı mı olur’ deniliyordu. İklim değişikliğiyle birlikte en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de sağlıklı gıda. Temelde sağlıklı gıda ve su problemiz var” dedi.
Vidinlioğlu konuşmasının sonunda, “Önümüzdeki dönemlerde su kıtlıkları yaşandığında su savaşlarına da sebep olabilecek. Çünkü su olamazsa hayat olmuyor. Başka ihtiyaçlarınızı öteleyebilirsiniz. Gideceğiniz yere arabayla değil de yürüyerek veya bisiklet ile gidebilirsiniz ama su olmazsa olmazımız. Bununla ilgili yapılan her çalışma çok önemli. Geçtiğimiz günlerde Atık Pil Toplama Ödül Töreni yaptık, yaklaşık bir tonun üzerinde atık pil toplamış öğrencilerimiz. Bu çok kıymetli çünkü bir tane atık pil çok ciddi anlamda etrafını kirliyor. Keşke ayrıştırmayı yapabilsek çünkü çöp milli servet. Bu sayede gübre alışkanlığından da vazgeçebiliriz. Toplantımız hayırlara vesile olsun” ifadelerini kullandı.
Avni Çakır
Son yıllarda ilimizde iklim değişikliği güçlü bir şekilde yaşanıyor. 2021 yılının ocak ayında yüksek sıcaklıkların da görüldüğünü söyleyerek konuşmasına başlayan Vali Avni Çakır, şunları söyledi:
“Ocak 30’da Cide’de 29-30 derece sıcaklıklar vardı. Şubat ayında da Abana’da büyük bir orman yangını olmuştu. Gece 04.00’te olay yerine vardığımda 14-15 derece hava sıcaklığı vardı. Akabinde de ağustos ayıyla beraber yağışlı bir sezona girdik. Hiçbirimizin görmediği yağışları gördük. Halen de bu süreci yaşıyoruz. Bu sene 27 Haziran’da 15’ten fazla yerleşim yerinde yıkıcı yağışın etkilerini güçlü bir şekilde hissettik. Daha sonra merkezde de yarım saatte 70-80 kilogramlık yağışlar aldık. Yani bu dengesiz yağışların da kuraklıktan farkı yok. Neticede her şeyin normali iyidir. Şu anda altyapı zararımız 1 milyarın üzerinde oluştu bu iki yağışta. Öte yandan da dünyanın ve Türkiye’nin çok güçlü bir gerçeği var. İklim değişikliğinin sahadaki yansıması kuraklık, suya ulaşmada zorluk. Biz bunu Kastamonu’da çok güçlü bir şekilde hissetmeyebiliriz. Aslında belirli bir oranda hissediyoruz, özellikle köylerimizde bu son bir yıllık yağışların haricinde ciddi anlamda tüm köylerimizden ilave su kaynakları talebi gelmeye başlamıştı. Bu güçlü ve şiddetli yağışların zararları oldu ama en azından su kaynakları açısından faydası olmuş oldu. Sonuç olarak Kastamonu bile bunu yaşıyorsa Ekvator’un güneyinde olan yerler ben düşünmek dahi istemiyorum. Küçüklüğümüzde hatırlarsınız ‘Bir litre su ile benzin eşit olacak’ derlerdi, bize bu çok komik gelirdi. Bu rakamlar şu anda havalimanlarında gerçekleşti.”
Salonlarda çok fazla vakit kaybetmeye gerek olmadığını, asıl işin sahadaki performans olduğunu ifade eden Vali Çakır, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim gibi suyu çok tüketen tarım toplumlarında başta çiftçi kardeşlerimiz olmak üzere bahçe sulamalarını terk etmek lazım. Derhal 7’den 70’e çiftçi kardeşlerimiz ile her anlamda suyla alakalı bu süreçleri el almamız gerekiyor. Onun dışında evsel tüketim ve bireysel tüketimde de çok harcıyoruz. Tıraş olurken, yüzünüzü yıkarken boşa akıttığınız ya da duşta süreyi 2 dakika daha geriye çeksek belki de bahçedeki ağaçlar, çimler daha çok sulanacak. Eşim de bu konuda çok hassas. Bu konuda protokoldekilerin eşleriyle beraber ‘Suyunu koru Kastamonu’ diye çalışmaları vardı. Çok güzel çalışmalar da yaptılar. Oradan ben de şahsen çok şey öğrendim. Okullarda da çok güzel geri dönüş geldi. Mesela oradaki öğrendiğim şeylerden bir tanesi yağmur hasadıydı. Burada gösterdiler. Kastamonu’da şiddetli yağışlar aldığında söylüyoruz, bizim orada yaklaşık 5 tona yakın depo oluşturduk. Bir yağmurda o depo doluyor. O da sizin 2-3 haftalık ihtiyaçlarınızı karşılıyor. Zaten öyle süreçlere geleceğiz ki su ile alakalı yaptığımız masrafların hiçbir mali değeri olmayacak. Vatandaşlarımızdan gelen talepler ve sahadaki tespitlerimiz sonucunda anladım ki sağlıklı suyu köylüye vatandaşa ulaştırmak için yapılan hiçbir yatırım lüks veya gereksiz değil. Bu ileride çok daha maliyetli olacak. O yüzden şimdi ne kadar yol alırsak o kadar avantajlıyız. Bu anlamda Kastamonu’da da çok güzel şeyler oluyor. Yeraltı barajları, kapalı sistem sulamaları da dahil olmak üzere ilimizde çok güzel yatırımlar oluyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır ağırlığımızı afetin izlerini silmek için harcadığımız için inşallah önümüzdeki sezonla birlikte kaldığımız yerden daha çok ağırlık verip devam edeceğiz. İnşallah Kastamonu’da biz suyla alakalı vatandaşımızı suyu ulaştırma konusunda yatırımlar sunmaya peş peşe başlayacağız. Burada suyu bulmak çok önemli, onu anladık. Fazla su afette de zarar, toprak anlamında da zarar. Topraktaki tüm minareleri alıyor, toprağı çoraklaştırıyor. O yüzden yeteri kadar ölçülü su. Bununla alakalı çiftçimizi eğiteceğiz. Gerekli zirai aletlere ulaşması noktasında da hem Valilik hem Özel İdare hem bakanlık olarak da bu anlamda öne çıkan ve istekli olan tüm çiftçilerimize pozitif ayrımcılık ve gerekli destekler yapacağız. İnşallah tüm ülkemizde olan bu seferberliğe biz de Kastamonu olarak en üst düzeyde katkıda bulunacağız.”
Cengiz MUHZİROĞLU