Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, Covid-19 salgınıyla birlikte bakliyatın stratejik öneminin anlaşıldığını belirtti ve “Dünya COVID-19 salgınıyla birlikte bakliyatın sağlıklı bir besin kaynağı olarak ne kadar değerli olduğunun artık farkında” dedi.
Tarımda sürdürülebilirliğin önemine de vurgu yapan Reis Yorgun, “Son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak, yağışların azalması verim kaybına neden oluyor. Artan kuraklık riskine karşı arz güvenliğinin sağlanabilmesi için daha planlı sürdürülebilir tarım sistemlerine geçiş sürecinin hızlandırılması gerekiyor” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 2016 yılında ilan edilen “10 Şubat Uluslararası Bakliyat Yılı” 2022 teması “Sürdürülebilir Bir Gelecek için Besleyici Tohumlar” olarak belirlendi.
Ülkemize gıda alanında önemli katkılar sağlayan Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, geleceğin gıdasıbakliyatların önemine dikkatçekerek, “Bakliyat ürünlerinin insan sağlığı ve gezegenimiz için üretiminde daha az suya ve gübreye ihtiyaç duyması, toprağı koruması ve verimliliğini artırması gibi nedenlerle tüm dünya sürdürülebilir gıda sistemlerinin en önemli ürünü konumunda yer alıyor.
Ülkemizmutfağının da vazgeçilmezi olan geleneksel besin kaynağı baklagiller ailesi binlerce yıldır yemek kültürümüzün büyük bir kısmını oluşturuyor.
Reis olarak, Türkiye’nin tarımsal üretiminde önemli yeri olan bakliyat üretiminin artırılmasına ve tüketimin özendirilmesine yönelik çeşitli çalışmaların yanı sıra yerli ve yerel ürünlerimizin korunması, üretimin ve üreticinin desteklenmesi, yurt içi ve yurt dışında tanıtımı konusunda katkı sağlamaktayız” dedi.
‘Bakliyatın Stratejik Önemi Anlaşıldı’
Covid-19 salgınıyla birlikte bakliyatın stratejik öneminin anlaşıldığını ifade eden Reis Yorgun, “Dünya COVID-19 salgınıyla birlikte tarım ve gıda sektörünün ne kadar stratejik öneme sahip olduğunun ve bakliyatın sağlıklı bir besin kaynağı olarak ne kadar değerli olduğunun artık farkında.
Zengin besin öğelerine sahip olması, uzun süre muhafaza edilebilmesi ve ekonomik olması nedeniyle bakliyat ürünlerine yönelik talep artışı pandemi sürecinde daha da hızlandı.
Bitkisel ürünlerin sağlık üzerine etkilerini farkında olan bireyler ile vegan beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmiş kesimler tarafından da bakliyat ürünlerinin tüketimi yaygınlaşmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı üretim modellerine yönelmeliyiz.
Tarımda sürdürülebilirliğin önemine de vurgu yapan Reis Yorgun,“Son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak, yağışların azalması verim kaybına neden oluyor. Artan kuraklık riskine karşı arz güvenliğinin sağlanabilmesi için daha planlı sürdürülebilir tarım sistemlerine geçiş sürecinin hızlandırılması gerekiyor.
Bu doğrultuda daha az suya ihtiyaç duyan ve çevreci bir konuma sahip olan bakliyat ürünlerinin her geçen gün önemi daha fazla anlaşılacak.
Örneğin; bir kilo mercimek üretmek için 50 litre, bir kilo buğday için 750 litre, bir kilo sebze için 322 litre suya ihtiyaç duyarken, bir kilo sığır eti için ise 13 bin litre su harcanıyor.Sürdürülebilir bir gelecek için beslenme tercihlerimizde bitkisel proteinlere daha fazla yer vererek tüketim alışkanlıklarımızı da değiştirmemiz gerekmektedir.
Gelecek nesillere sağlıklı bir gezegen bırakma noktasında bakliyatlar kilit rol oynamaktadır. Çünkü baklagiller havadaki azotun ve potasyumun toprağa aktarılması açısından ekolojik özelliklere sahiptir. Yetişirken toprağa nitrojen takviyesi yapar ve bu şekilde toprağın ömrünü uzatır. Bakliyat ürünlerinin en önemli özelliği ise sürdürülebilir tarıma olan katkısıdır. Birçok ülke tarım alanlarında sürdürülebilirliği sağladığı ve tarla verimini artırdığı için bakliyat ekimine yöneldi.” dedi.
Bakliyat Köyü’nde Sertifikalı Tohum, Sözleşmeli Üretim
Tarımsal üretimin en önemli ana aktörü olan tohumun dünyada artık stratejik öneme sahip olduğunu belirten Işılay Reis Yorgun “yerli ve yerel tohumlarımıza sahip çıkmalıyız” çağrısında bulunarak, “Tohum, bağımsızlığın ve gıda güvenliğinin temelini oluşturur. Dünyada yaygın olan bir deyişe göre tohuma sahip olan gıdayı, gıdaya sahip olan da ülkeleri yönetir.
Bu nedenle tohum ıslahı ve Ar-Ge çalışmalarına önem veren ülkeler küresel gıda piyasalarına yön verecektir.
Bakliyat üretiminde, iklim koşullarından ekim havzalarına, tohum çeşitlendirilmesinden tarımsal girdi maliyetlerine, teknoloji kullanımından sulama sistemlerine, ilaç ve gübreye, hasattan depo ve lojistik altyapılarına kadar gözetim, denetim ve doğru verilerle iyi uygulama yaparsak istediğimiz sonucu alırız.” değerlendirmesinde bulundu.
Reis Gıda’nın hedeflerinden de bahseden Reis Yorgun, “40 yılı geride bırakan Reis Gıda olarak hedefimiz; bakliyatın çok yönlü faydalarını başta genç nesillere aktararak, toprağın verimliliği ve insan sağlığı için yerli üretimi desteklemek ve unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı ve Türk mutfağında önemli yeri olan bakliyat yemeklerinin tüketimini artırmaktır. Hedeflerimiz doğrultusunda sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz.
Ata mirası olan bakliyat tohumlarının gelecek nesillere aktarılmasına vesile olabilmek için tohum şirketi kurarak 2020 yılında Bolu ilimizin Çamyayla Kadın Kooperatifiyle başlattığımız “Reis Bakliyat Köyü” projesinin sınırlarını genişlettik. Samsun Bafra’da Trakya Araştırma Enstitüsünden almış olduğumuz tohumları sertifikalı hale getirerek çiftçilerimize dağıtımlarını gerçekleştirdik.
Sertifikalı tohum üretiminin artırılması ve kullanımının yaygınlaştırılması tarımsal üretimin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir.
Proje kapsamında genetiği değiştirilmeden günümüze kadar gelen yerli ve yerel bakliyat çeşitlerinin güvence altına alınarak üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve istihdam kapısı oluşturulması hedeflenmektedir.
2021 yılında ise Niğde’nin Çarıklı köyünde sözleşmeli üretim ile Reis Bakliyat Köylerini devam ettirdik. Çarıklı’da 7 çeşit fasulye ekildi. Ülkemizde ilk kez kırmızı fasulye üretimi gerçekleştirildi.
Sürdürülebilir bir tarım için daha az kaynak kullanarak, daha çok verim elde etmek önem arz etmektedir. Kaynakları verimli olarak kullanmazsak sürdürülebilir bir gelecekten söz edemeyiz.
Tohum ile birlikte sürdürülebilir yaşamı mümkün kılacak olan toprak ve su kaynakları da hayati derecede önem taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.
Dünyada bakliyat üretim ve tüketimi artıyor
Işılay Reis Yorgun sözlerini şöyle noktaladı; “Dünya Bakliyat Günü’nün ilan edildiği 2016 yılından itibaren dünya genelinde bakliyat ürünlerinin üretiminde ve tüketiminde büyük artış yaşanıyor.
Dünya bakliyat üretiminin 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 19 artarak 102 milyon ton seviyesine ulaştığı belirtilmektedir. Dünya Bakliyat Konfederasyonu tarafından yapılan açıklamaya göre, son bir yılda dünya bakliyat tüketimi yaklaşık yüzde 9 oranında yükselmiştir.
Küresel salgın nedeniyle gıdada tüketim alışkanlıkları değişti ve değişmeye devam ediyor. Ambalajlı, uzun ömürlü ve korunması kolay ürünler daha çok tercih ediliyor.
Dünyada yıllık 7.7 kg olan kişi başı ortalama bakliyat tüketiminin 8.3 kg düzeyine çıkması öngörülmektedir.
Ülkemiz 2021 yılında bakliyatta 600 bin ton düzeyinde ihracat gerçekleştirilerek 502 milyon 487 bin dolar gelir elde etti.
Genlerini ülkemizden alan nohut ve mercimek başta olmak üzere bakliyat çeşitlerinde sürdürülebilir tarım politikalarını benimseyerek tükettiğimizden daha fazlaüreterekgeçmişte olduğu gibi ihracatçı üstünlüğümüze ulaşabileceğimize inanıyorum. Türkiye’nin bunu yapma potansiyeli var.”