8 Mart Dünya Kadınlar Günü kentimizde de Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Şubesi’nin düzenlediği ve kentteki diğer kadın dernekleri ile siyasi partilerin kadın kollarının da katıldığı bir törenle kutlandı.
Törene katılan kadın dernekleri ve kadın kolları adına ortak bir açıklama yapan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Şube Başkanı Latife Ergün, bugün cinsiyet eşitliği olmadan sürdürülebilir bir geleceğin ulaşılmaz olduğunu söyledi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kentimizde de Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Şubesi’nin düzenlediği ve kentteki diğer kadın dernekleri ile siyasi partilerin kadın kollarının da katıldığı bir törenle kutlandı.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki programdaTürk Üniversiteli Kadınlar Derneği Kastamonu Şubesi,Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kastamonu Şubesi,Türk Anneler Derneği Kastamonu Şubesi,S.S. Kastamonu Sanat İşleyen Eller ve Yöresel Lezzetler Üretim İşletme Kadın Kooperatifi,Sarı Konak Kadın Girişimi Üretimi İşletme Kooperatifi,Kastamonu Ticaret ve sanayi Odası, AK Parti Kadın Kolları İl Başkanlığı, CHP Kadın Kolları Başkanlığı, Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Başkanlığı, İYİ Parti Kadın Kolları Başkanlığı, Zafer Partisi İl Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği Kastamonu Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından Atatürk anıtına çelenk sunulup saygı duruşunda bulunuldu.
Törene Vali Avni Çakır’ın eşi Bahar Çakır,Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü, İYİ Parti İl Başkanı Doğan Ünlü, 22. Dönem Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, Kent Konseyi Başkanı Ahmet Zafer Ergün, KAS-DER Kastamonu Şube Başkanı Mehmet Eren, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Kastamonu Şube Başkanı Latife Ergün, Partililer, STK Başkan ve Yöneticileri ve davetliler katıldı.
Program sonunda gerçekleştirilen 10 Aralık Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Folklor ekibi gösterisi etkinliğe renk kattı.
ERGÜN’ÜN KONUŞMASI
Çelenk sunma töreninde kadınlar adına ortak bir açıklama yapan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Latife Ergün, bugün cinsiyet eşitliği olmadan sürdürülebilir bir geleceğin, eşit bir geleceğin ulaşılmaz olduğunu belirtti..
Latife Ergün yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Türk üniversiteli Kadınlar Derneği adına, Kastamonulu kadınlarımızın, ülkemizdeki ve tüm dünyadaki kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü içtenlikle kutluyorum. Tümüne eşitlik, özgürlük, barış, huzur ve mutluluk dolu bir yaşam dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Bildiğiniz üzere, Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve tüm dünyada kutlanan; insan hakları temelinde kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine ve başarılarının kutlanmasına ayrılan özel bir gündür.
Kadınlar Günü için her yıl özel bir tema belirleyen Birleşmiş Milletler’in bu yılki teması “Sürdürülebilir bir yarın için bugün toplumsal cinsiyet eşitliği” olarak açıklanmıştır. Birleşmiş Milletler, “kadınlar tarafından, kadınlar için İklim eylemi” çağrısında bulunmaktadır.
Bunun nedeni, cinsiyet eşitliği, sosyal eşitlik ve iklim değişikliği arasındaki hayati bağın anlaşılmış olmasıdır. Bugün, artık cinsiyet eşitliği olmadan sürdürülebilir bir geleceğin, eşit bir geleceğin ulaşılamaz olduğu kabul edilmektedir.
İklim değişikliği, bireysel ve toplumsal hayatları etkileyen son derece önemli küresel bir sorundur. Geleceğimize sahip çıkmak istiyorsak, iklim değişikliğinin yavaşlatılması ve olumsuz etkilerinin hafifletilmesi için her birimiz çaba göstermeliyiz.
Doğanın bozulması ve olumsuz çevre koşulları, tüm dünyada en çok kadınları etkilemektedir. Dünyada tarım üretiminin neredeyse yüzde 80’i kadınların elinde gerçekleşmektedir. Araştırmalar, kadınların karar alıcı mekanizmalarda bulunmasının, doğa dostu sonuçlar ürettiğini göstermektedir. Örneğin, kadınların sosyal ve politik olarak iyi konuma sahip olduğu ülkeler, yüzde 12 daha düşük karbon emisyonu üretmektedir. Her konuda tüketmeden üretmeyi bilen kadınlarımızın, şüphesiz, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin yavaşlatılmasında, azaltılmasında da önemli bir rolü olacaktır.
Devletimizin kurucusu Yüce Atatürk’ün getirdiği laiklik ilkesi, hukuk devrimi ve eğitim devrimi sayesinde, Türk kadınının eşit haklar mücadelesi önemli kazanımlara kavuşmuştur. Öğretim Birliği Yasası’yla kadınların ve erkeklerin tamamı bilimsel ve laik eğitimden yararlanma hakkını kazanmışlar; Medeni Yasa’yla kadınlar boşanma, şahitlik, miras gibi konularda erkekler ile eşit haklara sahip olmuşlar; yaygın bir biçimde eğitim ve çalışma yaşamına dahil edilmişler; seçme ve seçilme hakkını elde ederek siyasal yaşamın eşit bir parçası haline gelmişlerdir.
Atatürk’ün ifade ettiği gibi “Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir”. Kadim gelenekleriyle doğaya içtenlikle saygı duymayı bilen, onu mukaddes gören Anadolu kadını, şüphesiz, kadim bilgilerine eğitimin sağladığı imkanları da katarak iklim kriziyle mücadelede ve doğayı kurtarmakta da öncü olacaktır.
Nüfusunun yarısı kadın olan ülkemizde kadının toplumsal anlamda rol ve statü sahibi olarak doğru yerde olması, ülkemizin kalkınması ve gelişimi açısından son derece önemlidir. Bu sebeple bilinçli, nitelikli ve verimli bir eğitim verilmesiyle ülkemizin arzulanan düzeye gelmesi beklenebilir. Tüm kapasitesiyle üreten bir toplum olmamız, gelişmemiz için cinsiyet ayrımı gözetilmeden kadınlarımızın ve kız çocuklarımızın eğitim hakkı layıkıyla yerine getirilmelidir. En güçlü ülkeler, eşit ve nitelikli eğitim veren ülkelerdir.
Bütün bunları söylerken, kadının eğitimi ve toplumsal hayata gerektiği şekilde dahil olmasını engelleyen en önemli sorunlarımıza da burada değinmek durumundayız. Ülkemizde bugün hala, çocuk yaşta, erken ve zorla yapılan evlilikler yaygın olarak görülmektedir. Bu evlilikler fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal istismara yol açmaktadır. Kız çocuklarımızın yaşamı, güvenliği, eğitim ve sağlık hakları ihlal edilmekte, özgürlüğü yok sayılmaktadır. Diğer taraftan, tüm dünyada ve ülkemizde kadına karşı her türlü şiddet haberleri ve kadın cinayetleri maalesef yüreğimizi sızlatmaktadır. Gerek çocuk yaşta evliliklerin, gerek kadına karşı şiddetin engellenmesi için dünya genelinde kararlılıkla mücadele edilmelidir.
Daha güzel bir dünya, daha güçlü bir Türkiye, daha güzel yarınlar ancak kadınların toplum hayatına eşit katılımı ile mümkündür.
Bilindiği gibi savaşlar toplumun her kesimine zarar verir ama en çok da kadın ve çocuklar etkilenir. Hemen yanı başımızda yaşanmakta olan savaşta tarafsız kalıp akan kanı durdurmak için çaba gösteren devletimizi tüm gücümüzle desteklediğimizi belirtmek istiyorum.
Yine bu duygularla, 10 Aralık 1919 günü dünya savaşını durdurma gayreti ile miting düzenleyen Kastamonu’lu barışsever analarımızın ve kurtuluş savaşının kahraman kadınlarının aziz hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, hepinize şükranlarımı sunuyorum.”
Cengiz MUHZİROĞLU