Emekli Öğretmen Suna Kravkaz, Ali Fuat Darende İlköğretim Okulu’nda okutup mezun ettiği iki öğrencisi Tümay Ak ve Muhammet Melikşah Taner’in Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) ilk iki dereceyi elde etmesiyle bir öğretmenin yaşayabileceği en büyük mutluluğu yaşıyor.
Kastamonu Kız İlköğretmen Okulu mezunu Suna Öğretmen, Kastamonu’yu da gururlandıran öğrencilerini, kendisini evinden çıkartmayan rahatsızlığına ilaç olan bu sonuçtan duyduğu tarifsiz mutluluğu kelimelere dökerek kutladı.
- Suna Öğretmenin duygu ve gurur dolu mektubunu yayımlıyoruz….
“Henüz altı yaşındayken, ana kuzusuyken, ürkek bakışlarla okulun bahçesine adım attığınız günü daha dün gibi hatırlıyorum çocuklar. Annelerinizin ellerini bırakıp benim elimden tutarak sınıfa girdiğiniz, sıraya oturup duvarlardaki resimleri, kara tahtayı, arkadaşlarınızın heyecanını tedirginlikle izlediğiniz günleri, dün gibi.
Yıllar su gibi aktı geçti. Sizler ve arkadaşlarınız ülkenin en iyi okullarında okudunuz, eğitimli, medeni, uygar bireyler oldunuz. Ben size diğer öğretmenlerden farklı dersler, farklı konular anlatmadım. Ben size farklı ödevler vermedim. Farklı formüller öğretmedim. Sadece her dersin içinde “iyi insanlar olun” dedim. “Hayata inanın, insanları dinleyin, anlayın, yardım edin, almak kolaydır, zor olan vermektir, vermeyi öğrenin, başkasına ait bir şeyi izinsiz almayın, kendinizi tanıyın, hayal kurun, hayallerinizi gerçekleştirmek için kendinize güvenin, sistemli çalışın, topluma, insanlığa hizmet etme ülküsünden ayılmayın” dedim.
Sevgili çocuklarım, beni yanıltmadınız. Diğer arkadaşlarınız gibi iyi insanlar oldunuz. Ülkemizin en seçkin Tıp Fakültesine dereceyle girdiniz, başarıyla bitirdiniz. Bununla da kalmayıp 18 bin tıp doktorunun girdiği TUS sınavında ilk iki dereceyi almayı başardınız. Sizinle ne kadar gurur duysak azdır. Sadece okulunuzun, ilimizin, ülkemizin değil insanlığın yüz akı olacaksınız biliyorum, insan sağlığı için çok büyük işler yapacaksınız.
Yolunuz ve bahtınız açık olsun evlatlarım. Kalbiniz pusulanız olsun.”
Öğretmeniniz Suna KRAVKAZ
*******************************************************************
Tümay Ak ve Muhammet Melikşah Taner
Ülkenin ya da dünyanın farklı tıp fakültelerinden mezun olmuş, her biri zehir gibi zekaya sahip tam on sekiz bin tıp doktorunun girdiği ve gerçekten zorluk düzeyi çok yüksek bir sınav düşünün. Bu sınavda birinci ve ikinci olabilmenin ne demek olduğunu düşünün. Birinci ve ikincinin henüz daha altı yaşındayken aynı gün aynı okulun aynı sınıfında aynı öğretmenle hayatlarının ilk dersine girdiklerini düşünün. Aynı ilkokulu, ortaokulu, liseyi bitirip aynı üniversitenin tıp fakültesini dereceyle kazandıklarını, dereceyle bitirdiklerini düşünün. Bu iki genç doktorun Kastamonu gibi mütevazı bir şehirde yetişip tüm bunları başardıklarını düşünün. Bundan sonra başaracaklarını düşünün.
Kastamonu açısından bakarsak, ilin tarihi boyunca elde edilmiş en büyük akademik başarı diyebilir miyiz? Varsa daha önemlisi beni bağışlayın, ama bence deriz.
Bu başarı rastlantı olabilir mi? 18 bin doktorun arasından sıyrılıp ilk iki dereceyi yapan bu gençlerin aynı ilkokulun aynı sınıfından yetişmiş olma olasılığını istatistik bilen bir arkadaşımız izah etsin bize.
İstatistik bilimi olasılık hesaplar. Sevgi ve akıl ise imkansızı gerçekleştirir.
Alttaki fotoğrafta bayrak sallayan kadın teyzem; Suna Kravkaz. Bu gençlerin ilkokul öğretmeni. Rahatsızlığı nedeniyle yaklaşık beş yıldır evden doğru düzgün çıkamıyor. Bu fotoğrafta bir çoğumuzun “Amaan canım sen de, bana mı kaldı yürümek” deyip evimizde kahve yudumladığımız bir günde cumhuriyet adına, demokrasi adına yapılan yürüyüşe, oksijen tüpünün kablolarını çıkarıp atmış, eline bayrağını almış, evinin önündeki geçitten eşlik ediyor.
Bu inancın, bu sevginin, bu heyecanın yetiştirdiği gençler bunlar. Tesadüf olabilir mi? İstatistikçiler bunu da açıklasın lütfen.
Av.Evren Karaahmet