Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, “Batı Karadeniz Havzası Paydaş Danışma Toplantısı”nda, Kovid-19 salgını sürecinde suyun ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyledi.Su kaynaklarına ihtiyacın her geçen gün arttığına işaret eden Dikmen, nüfus artışı, insanların ihtiyaç ve isteklerindeki artış ile sanayileşmenin etkisiyle temiz su kaynaklarının ise hızla azaldığını anlattı.
Toplantıda konuşan Vali Avni Çakır, “Su kaynağı açısından Türkiye’nin en şanslı illerinden biri Kastamonu. Hiç sulama yapmadan buğday, arpa hasadı yapılabiliyor. Su kaynakları açısından Türkiye, bilinenin aksine su fakiri bir ülke. Suyun yüzde 80-90’ı kontrol şansımız olmadan denize gidiyor. Hal böyle olunca tüm kaynakların hassas şekilde yönetimi önem arz ediyor” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, “Ülkemizde yıllık kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı, 1340 metreküptür. Nüfus artışı ve sanayileşme hızını da göz önüne aldığımızda, 2040 yılında bu miktarın 1120 metreküpe kadar düşeceğini tahmin etmekteyiz.” dedi.
Dikmen, Kastamonu’da bir otelde düzenlenen “6 Havzada Nehir Havzası Yönetim Planlarının Hazırlanması Teknik Yardım Projesi Batı Karadeniz Havzası Paydaş Danışma Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgını sürecinde suyun ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyledi.
Su kaynaklarına ihtiyacın her geçen gün arttığına işaret eden Dikmen, nüfus artışı, insanların ihtiyaç ve isteklerindeki artış ile sanayileşmenin etkisiyle temiz su kaynaklarının ise hızla azaldığını anlattı.
Dünyadaki su kaynaklarının miktarının aynı kalmasına rağmen kişi başına düşen su miktarının her geçen gün azaldığına dikkati çeken Dikmen, “Ülkemizde yıllık kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı, 1340 metreküptür. Nüfus artışı ve sanayileşme hızını da göz önüne aldığımızda, 2040 yılında bu miktarın 1120 metreküpe kadar düşeceğini tahmin etmekteyiz.” diye konuştu.
Su miktarının bölgelere göre dengeli dağılım göstermediğini dile getiren Dikmen, “Ülkemizdeki toplam yüzey akışının yüzde 50’si, dört havzada toplanmış durumda. Doğu Akdeniz, Antalya, Doğu Karadeniz ve Fırat-Dicle havzası. Buna karşılık nüfusun sadece yüzde 15’i bu havzalarda yaşıyor. Neredeyse nüfusumuzun yüzde 28’inin yaşadığı Marmara havzasına baktığımızda, burada ülkemizdeki toplam yüzey akışının yüzde 4,5’i bulunuyor.” ifadesini kullandı.
Dikmen, su kaynaklarının miktar ve kalitesinin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanarak gelecek nesillere aktarılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Su kaynaklarının havza ve alt havza şeklinde planlanması, her sektörün ihtiyacı olan suyun adil, verimli olarak karşılanması maksadıyla sektörel su tahsis planları tamamlanmakta. Bu proje, 6 milyon 915 bin avro bütçesi ile havza yönetimi konusunda ülkemizdeki en büyük proje olmakta. Hali hazırda Avrupa’da da Avrupa Birliği destekli en büyük bütçeli teknik yardım projelerinden biridir. Proje kapsamındaki altı havza, yüzölçümü olarak 200 bin kilometrekare alanla ülkemizin yüzölçümünün yüzde 25’ini kapsamaktadır. Proje kapsamında 42 ilin tamamı veya bir kısmı ele alınarak değerlendirilecek. Nehir havzası yönetim planları ile sektörel su tahsis planlarının ilk kez aynı anda hazırlanacak olmalarından dolayı bu proje ülkemizde bir ilk niteliği taşımaktadır.”
Kastamonu Valisi Avni Çakır ise Kastamonu’nun yüzde 70’inin ormanlarla kaplı olduğunun altını çizerek, “Su kaynağı açısından Türkiye’nin en şanslı illerinden biri Kastamonu. Hiç sulama yapmadan buğday, arpa hasadı yapılabiliyor. Su kaynakları açısından Türkiye, bilinenin aksine su fakiri bir ülke. Suyun yüzde 80-90’ı kontrol şansımız olmadan denize gidiyor. Hal böyle olunca tüm kaynakların hassas şekilde yönetimi önem arz ediyor.” diye konuştu.
Toplantıda daha sonra teknik sunumlar gerçekleştirildi. AA