Merhaba; bugün kainatla aramızdaki bağı sağlayan kelimelerimizden ve onların hayatımızdaki gücünden söz etmek istiyorum.
İletişimin en temel aracı olan sözcükler, yaşamımızın tamamını belirliyor, ona yön veriyor. Ancak bu yön veriş başkaları ile kurduğumuz iletişimden dolayı olmuyor. Kendi kendimizle kurduğumuz iletişimden ötürü oluyor. Kişinin yaşamdaki en büyük engeli ve rakibi yine kendisidir. Sonuçta sözcükler düşüncelerimizin somutlaşmış halidir.
Daha bir işe başlarken “bu zor” deriz. Dediğimiz anda da zorlaşmaya başlar o iş. Çünkü artık beynimizi kodlamışızdır zorluğa, güçlüğe, engele. İşi kolaylaştıracak hiçbir şeyi görmeyiz, göremeyiz. Sadece zorlukları ve engelleri görür oluruz.
Aslında yaşamımızda meydana gelen tüm olaylar, düşüncelerimizin aynadaki birer görüntüsüdür. Düşünürüz ve düşünce kendini gerçekleştirir.
Eskiler boşa dememiş “aklıma gelen başıma geldi” diye. Eğer aklımıza gelen başımıza geliyorsa o halde aklımıza başarıyı, kolaylığı, mutluluğu getirelim.
Yaşamınızı değiştirmek istiyorsanız önce düşüncelerinizi değiştirin… Değişen düşünceler sözlerinize, sözleriniz de eylemlerinize tesir edecektir.
Eğer düşüncelerimizdeki sınırları genişletirsek yaşamımız da kendiliğinden genişlemeye başlayacaktır.
Düşüncelerimizi yüksek sesle ifade etmeliyiz. İlk önce kendi kendimize söylemeliyiz. Bir işe başlarken “bu iş zor” demek yerine “ben bu işi başarırım” demeliyiz. Ve sık sık tekrar etmeliyiz. İnanmanın yolu sözcüklerin tekrarlanmasından geçmektedir. Sözcüklerin iç ve dış dünyamız üzerinde olağanüstü bir etkisi bulunmaktadır. Sözcüklerin gücü sınırsızdır.
Ağzımızdan çıkan her bir kelime ile kendimizi etkilemekle kalmayız, çevremize de etki etmeye başlarız. İnsanlar etraflarında sürekli olumsuz düşüncelere ya da olumsuz sözcüklere sahip kişilerin yanında durmak istemezler. Sözcüklerimizi olumlu hale getirdikçe etrafımızda bize yardım etmek isteyen, bizimle işbirliği yapmak isteyen kişiler de kendiliğinden çoğalacaktır.
Kendi söylediklerimizi ilk önce kendimiz duymak zorundayız. Ağzımızdan çıkanı eğer kulağımız duyarsa o sorumluluk ve bilinçle hareket etmeye başlarız.
Ancak sözcüklerin gücünden faydalanmak istiyorsak tek başına söylemek de yeterli değildir. Çünkü sözler uçucudur, söyleriz söylediğimiz anda gücünü gösterir ve uçar gider. Bu yüzden onları yakalamalıyız da, yani yazmalıyız. Yazılı sözcükler büyülüdür.
Hayallerinizi, isteklerinizi, planlarınızı önce kendinize söyleyin kulağınız duysun, ardından yazın, gözünüz görsün. Düşünceleri yazdıkça kendimiz hakkındaki gerçek düşüncelerimiz zihnimizin fırınında pişmeye başlar ve bize sadece kolay yaşanan bir hayat kalır.
Öyle uzun uzun yazılar yazmanıza gerek de yok. Ben size kendi yazma sistemimi anlatayım. Fikirlerimi, hayallerimi ve planlarımı yazdığım bir mantar panom var. Küçük küçük not kağıtlarına düşüncelerimi bir iki satır yazıyorum. Sonra panoya asıyorum. O düşünceler gerçekleştiği zaman da panodan onları indirip yerlerine yenilerini yazıp, panoya takıyorum. Planlarım ve hayallerim her daim gözümün önünde oluyor. Onları gerçekleştirmem için bana kendilerini sürekli hatırlatıyorlar. Bu sayede dikkatim başka yere dağılmadan, aklım kaymadan yaşamımı organize edebiliyorum.
Hayat bize ondan ne istersek onu verir. Yeter ki isteklerimiz belirsiz ve sınırlı olmasın… Bugünlük de bu kadar. Hepinize güzellikler diliyorum.
Okuduğum Kitap :Martı Yazan: R. Bach
Tavsiye Filmim :ForrestGump Yönetmen: R. Zemeckis
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU