Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kastamonu Ziraat Odası’nda oda başkanlarını topladı. Kastamonu çiftçisinin sorunları ve talepleriyle ilgili fikir alışverişinde bulunan Bayraktar, Kastamonu’nun sorunlarını Ankara’ya taşıyacağını ve çözümü konusunda girişimlerde bulunacaklarını söyledi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Taşköprü’de rün katıldığı şube açılış töreninden sonra geldiği kentimizde Merkez ve ilçelertedi Ziraat Odalarının başkanlarıyla bir araya geldi.
Kastamonu çiftçisinin sorunları ve talepleriyle ilgili fikir alışverişinde bulunan Bayraktar, Kastamonu’nun sorunlarını Ankara’ya taşıyacağını ve çözümü konusunda girişimlerde bulunacakları nı belirtti.
Şemsi Bayraktar, özellikle sarımsak noktasında şunları söyledi:
“Kastamonu’nun ürün bazında sorunları olduğunu biliyorum. Başkanlarımızdan yine bu sorunları dinledim. Kastamonu’nun çok önemli bir ürünü var o da sarımsaktır. Önemli bir kısmı yüzde 91.2’si Kastamonu’da üretiliyor. Ama üzülerek ifade ediyorumki; artık yavaş yavaş Kahramanmaraş ve Çin sarımsağının ekilmeye başlandığını, alana girdiğini duyuyoruz. Eğer siz ekolojik üstünlüğe bağlı olan bu ürününüzü yeterli ölçüde destekleyemezseniz biraz daha verinliliği yüksek olan Çin sarımsağı alana girer. Kastamonu sarımsağı Türkiye çapında bir sarımsaktır. Ben evime Taşköprü sarımsağından başka sarımsak sokmuyorum. Ben evimde Taşköprü Sarımsağı kullanıyorum çünkü daha kaliteli, besin değeri yüksek ve daha faydalı olduğu için Taşköprü Sarımsağı’nı kullanıyorum. Ekolojik üstünlüğe sahip olduğumuz bu üründe çiftçimizi vazgeçirmemiz lazım. Çiftçimizin bu üretimde kalmasını sağlamamız lazım. Bu noktada tohumların sertifikalı olması talebi var. Sertifikalı olursa destek verilir. Böyle bir üründe tohumun sertifikalı olması önemli ve haklı bir taleptir. Sarımsağa alan bazlı destek verilmiyor. Alan bazlı destek verilmesi de lazım. En az bunun kadar önemli olan konu ise bu ürünleri bölgede işleyecek sanayi tesislerinin kurulması gerekiyor. Buraya tarımsal ürünleri işleyecek sanayinin gelmesi, hizmet sektörlerini de geliştirir. Tarım dışı istihdam yaratır, kırsal kalkınmaya büyük fayda sağlar. Kastamonu göç veriyor. Bu göç Ankara’ya, İstanbul’a gidiyor. Büyük şehirler yaşanmaz hale geldi. Devlet ve belediyeler göç eden vatandaşlara çok yüksek maliyetle hizmet vermeye çalışıyor. Bu insanları kırsalda tutmanın maliyeti çok daha düşük. Göç edenler merdiven altı, sigortasız, sağlıksız işlerde çalışıyorlar. Mesleği çiftçilik olan insaları kırsalda destekleyelim, bu insanlar köylerinde bildikleri işi yapsınlar. Bu çok önemli”
Kastamonu’nun kırsal göçü önleyebileceği en önemli ürünlerinin başında Siyez’in geldiğini de söyleyen Bayraktar, “Ben evimde Siyez Bulguru kullanıyorum. Börek, çörek, ekmek yaptırıyorum. Genetiği değişmemiş olan Siyez Bulguru’nu tüm Türkiye’ye yedirmeliyiz. Bunun için daha geniş alanlarda, daha büyük alanlarda üretilmelidir. Bu çiftçimiz için önemli bir gelir kapısı olur. Kırsal göçüde Kastamonu siyez bulguru sayesinde önleyebilir. Siyez Bulguru’nun coğrafi işaret almasıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Yakın bir zamanda bu konunun netleşeceğini düşünüyorum” dedi.
Kastamonu gibi bölgelerde aile işletmelerinin ayakta kalmasını sağlayacak desteklerin önemli olduğunu da belirten Bayraktar, “Kastamonu gibi bölgelerde aile işletmeleri büyük önem taşımaktadır. Biz aile işletmelerini ayakta tutamazsak Türkiye’niN gıda güvenliğini sağlayamayız. Zaten Türkiye’de ki işletmeler aile işletmeleridir. Destek göremeyen bu işletmeler tarlasını, traktörünü satıp sonra göç etmek zorunda kalıyor. Büyük holdingleri, büyük şirketleri destekleyerek ülkesinin gıda güvencesini sağlayan, nüfusunu besleyen bir ülke yok. Biz bir ilki başaramayız. Büyük şriketler bir kaç yıl sonunda para kazanamadık diyerek çekip gidiyorlar. Aile işletmeleri ise üretmeye devam ediyor. Holding patronu ne zaman çiftçi olmuş? Çiftçi tarlasında duran, üretiminin başında duran, gerektiğinde işçi gibi çalışan kişidir. Hem işinin patronu, hemde tesisinin işçisidir. Üretim her zaman çiftçiye kalıyor. Her zor koşula rağmen üretimden vazgeçmiyor, ülkeyi biz besliyoruz.” diye konuştu.
Şemsi Bayraktar’a oda çalışmaları hakkında bilgi veren Kastamonu Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur ise “Oda olarak sürekli sahadayız. Çiftçilerimizle imkanlar ölçüsünde sürekli iletişim halindeyiz. 3 yıldır TMO’yu Kastamonu’ya getiriyoruz. Ofis Kastamonu’da daimi değil ancak çiftçimizin ürününün daha da değerlenmesini sağlıyor. Kastamonu’da geçen yıl bir afet yaşadı ve bu afetten sebzecilikle uğraşan 25 köyümüz etkilendi. Aynı gün bu afeti tespit edip, gerekli raporları hazırlayarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan bir miktar yardım aldık. Çiftçilerimize cansuyu sağladık. Çiftçilerimizin borç ertlemesi bu yıl olmadı. Tuttuğumuz raporları Ankara’ya gönderdik. Çiftçilerimize Tarsim Sigortası yaptırmakta zorlanıyoruz. Bu konuda çalışmalarımıza daha da ağırlık vereceğiz” diye konuştu.
Mehmet Butur ayrıca Şemsi Bayraktar’a ahşap üzerine işlenmiş Kelime-i Tevhid ile Kastamonu tarım ürünlerinden oluşan bir sepet hediye etti.