SORUN: Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi gereken durum, mesele, problem veya sıkıntı veren durum, dert.
SORUMLULUK: Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi.
Dünyada sorunlar ortaya çıktıkça ve devam ettikçe bu sorunlardan birçoğu ister istemez Türkiye’yi de etkisi altına alıyor.
Covid-19 pandemisi, küresel ısınma, doğal felaketler, çevre kirliliği, trafik sorunları, aşırı nüfus artışı, açlık, uyuşturucu bağımlılığı gibi ilave edebileceğimiz yüzlerce anabaşlık var dünya bunlarla mücadele ederken dolayısı ile Türkiye’de bütün bu sorunlardan nasibini almaktadır.
Bütün ülkeler aynı sorunlarla karşılaşacağı gibi diğerlerinden bağımsız ülkelerin kendi içlerinde de daha yoğun hissettikleri sorunlar ortaya çıkar.
Örneğin, ülkemizde son zamanlarda en çok konuşulan başlıklar; ekonomi, zamlar, enflasyon, işsizlik, maaş artışları, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet gibi.
İller bazında ise yine tüm illerin kendine özgü sorunları vardır. Bizde ise devamlı konuşulan hak ettiği halde turizm pastasından yeteri kadar pay alamamak, insanlar ve kurumlar arasında birlik ve beraberliğin sağlanamaması özellikle ilin sorunları olduğunda partilerin birlikte hareket etmemesi, yıllardır tamamlanamayan projeler ve yatırımlar gibi tabi ki bu başlıklar da çoğaltılabilir.
Ancak bir konuya daha değinmek istiyorum, yine mi bu konu diye kızanlar mutlaka olacaktır. Ne tarafa baksak görüyoruz ve hiç aklımızdan çıkmıyor ki!
Baştan beri yeri ve zamanı konusunda karşı olduğum bunu bazı yazılarımda da belirttiğim üzere harcanan bedelin öncelikli ve halkın yararına olacak yatırımlara kaydırılması gerekirken ben yaptım oldu ile başlanıp bitirilemeyen fabrikasız baca görünümündeki teleferik direkleri.
Fabrikasız baca görünümündekiçevre ve göz kirliliği oluşturan bu direkler, hani turizm için bacasız fabrika deniliyor ya turizm adına yararlı bir şekle dönüşecek Zihni Sinir’i bile sinir edecek bir proje öneriyorum.
Direkler arasına makaralı çamaşır ipi gerelim (Burada bu işle ilgili mühendislerin sorumluluk alması gerekiyor). Bu çamaşır iplerinin altına gelen işyerleri, ev ahalileri yıkadıkları tüm çamaşırları bu ipler ve makaralar sayesinde asıp kurumaya bıraksınlar. Düşünün bir kere şehri saat kulesinden inci tepesine havada asılı çamaşırlar kaplamış, örtüler, peçeteler, pijamalar, gömlekler, kazaklar, eşofmanlar, iç çamaşırları, çarşaflar rengârenk adeta gökkuşağı gibi bir görüntü.
Birde birkaç yerde bu görüntü paylaşılırsa turistler bunları görmek için sıraya girer, fotoğraflarını çekmek isteyen insanlar birbirini ezer.
Yani kısacası, sorunlar ortaya tam konulmadan milletin parası ile yapılan absürt işlerden bir şekilde sorumluluk almadan çıkabiliyorlarsa ve sorumsuz olabiliyorlarsa şehrin kaderi ile oynuyorlar demektir.
Tekrar ediyorum, bu teleferik olayı baştan beri benim için yeri ve zamanı konusunda Kastamonu’ya hiçbir yarar getirmeyeceği belli olan bir projedir.Şimdilerde ise yukarıya doğru boş direklere bakıp sadece boynumuz ağrıyor ancak bunları zamanında söylediğimiz için vicdanımız rahat.
Bülend Çadırcıoğlu