Hafta sonu arkadaşlarla birlikte sonbahar güzelliklerini izlemek ve görüntülemek üzere yine düştük yollara. Rotamız Devrekani Yaralıgöz’den Çatalzeytin ve Abana’yı izleyip Bozkurt yolundan geri dönmekti. Ölme de yaptık. Bu arada neler mi gördük? Dilimizin döndüğünce anlatalım.
Kastamonu’dan yola güneşli bir havada çıktık. Oyrak geçidine doğru ilerlerken sisili, bulutlu ve kapalı bir hava bize merhaba dedi. Geri dönelim mi yoksa rotamıza devam mı edelim kararımız devam oldu.Yaralıgöz Dağı’na geldiğimizde güneş az da olsa yüzünü gösterdi. Isırganlık mevkiine düşen sis bulutlarıyla yarışan fotoğrafçı dostlar, sonbahar manzaralarını bu güzergah üzerinde çekme fırsatı buldular. Çektikleri görüntülerin takvim yapraklarına girecek güzellikte olduğunu söylüyorlardı. Isırganlığı geride bırakıp doyumsuz sonbahar güzelliklerini seyrede seyrede Çatalzeytin yolunda ilerlerken ilçeye yakın noktada yer alan ve ne yazık ki yarım kalan seyir terası yanında durduk. Demirleri çürümeye başlayan terasının neden bitirilmediğini anlamaya çalıştık. Bir bilgi edinemediğimiz için bu konuyu araştırıp ilerleyen zamanlarda habere dönüştürüp kamoyunu bilgilendiririz düşüncesiyle terasın fotoğrafını çekerek ilçeye indik. Sesiz sedasız bir gün geçiren Çatalzeytin’de hiç durmadan Abana’ya doğru yol alırken Hacıveli yolu üzerinde mangal yakan kalabalık bir öğrenci grubu ile karşıaştık. Fen Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetim Bölümü öğrencileriydi… Haftanın yorgunluğunu atmak ve Kastamonu’yu tanımak adına Abana’ya uzanmışlardı, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Sacit Keseroğlu ile birlikte.
Pikniğe bizim de katılmamız yolundaki nazik davetlerine teşekkür edip yanlarından ayrılıyor, Abana’ya ulaşıp kısa bir mola veriyoruz. İlgimizi çeken yerlerin başında 50 yıldır hizmet veren ilçenin ekmek fırını geliyor. Abanalı Cemal Kara işletiyor. Fırıncı Cemal Usta, tavada yapılan pancar yapraklı buğday ekmeklerini büyük şehirlerde yaşayan hemşerilerimiz gönderdiklerini söylüyor. “Odun ateşinde pişirdiğimiz ekmekler bayatlamadan bir hafta durur” diyor. Nasıl diyoruz? “Nasıl olacak… Havasından suyundan odunundan” diyor. Biz de 50 yıllık tarihi fırından ekmeklerimizi alarak İlişi’ye doğru ilerliyoruz. Yol arkadaşımız fotoğraf sanatçısı Fahri Özbek, güneşin batışının en güzel izlenip fotoğraflandığı yerin İlişi olduğunu söylüyor ve “İlişi Turizm Denizcilik AŞ’ye ait Konak Otel’de mola verelim” diyor. Konak Otel’de mola veriyoruz. Otelin İşletme Müdürü, Abana’nın hafızası Mehmet Şenol karşılıyor bizi. Kendisi ayrıca bir doğa fotoğrafçısı. Akşam yemeğimizi otelin nezih ve sıcak restoranında yiyoruz. İlişi’ye yolunuz düşerse sizlere deSizlere de tavsiye edebileceğim balık restoran tam bir lezzet adresi.
Mehmet Şenol’la, bir dönem takımın kaptanlığını yaptığı Abana Gençlerbirliği’ni, Abana- Beşiktaş kardeşliğini ve 1960’larda kurduğu İngilizce dil kamplarıyla Abana’nın adını Türkiye’ye duyuran Limasollu Naci’yi konuşuyoruz. Bunları ayrı bir yazı konusu olarak işleyip ilerleyen günler içinde sizlerle paylaşacağız.
Bir hafta sonu Kastamonu-İlişi arasında gördüklerimiz ve konuştuklarımızı sizlerle kısaca paylaştık. Niyetimiz, imkanı olanları, arabalarına atlayıp Kastamonu’nun güzelliklerini görmeye teşvik etmekti biraz da.
Bir başka yazıda buluşmak üzere hoşça kalın, mutlu kalın. Saygılarımla.
TURGUT YILMAZ