26 Kasım 1943 tarihli Tosya-Lâdik Depremi’nin Tosya ilçesinde meydana getirdiği kayıp ve hasar daha büyük olmuştur. Deprem ile birlikte Tosya ile Kargı arasındaki köprüler yıkıldığından ilçenin Kargı ile ulaşımı kesildiği gibi Ankara-İstanbul ile Tosya-Kargı-Kastamonu telgraf hatları da işlevini kaybetmiştir. Bunun üzerine Kastamonu Posta ve Telgraf Müdüriyeti derhal harekete geçmiş ve hat çavuşlarını Tosya yolu üzerine göndermiştir. Posta Telgraf Başmüdürü Hamit Tuncer’de haberleşmeyi temin edecek makine ve malzemeyi alarak Tosya’ya hareket etmiş, böylece depremden 8 saat sonra Tosya ile Kastamonu arasındaki haberleşme temin edilebilmiştir.
Tosya’da ilçesindeki kayıp ve hasarın büyük olmasının nedenlerinden birincisi şehrin, depremin epicentral bölgede yani depremin azamî tesirini en fazla hissettirdiği sahada kurulmuş olmasıdır. Tosya’da tahribatın fazla olmasının nedenlerinden ikincisi ise binaların inşa tarzından kaynaklanmış olmasıdır. Tosya’nın kuzey kısmında yer alan Harsat Mahallesi genellikle çürük duvarların kerpiçle doldurulmasıyla meydana getirilmiş evlerden müteşekkil bulunduğundan alttan ve düşeye yakın gelen deprem dalgaları bu binalarda daha fazla hasara neden olmuştur. Bununla birlikte Tosya’nın yaslandığı sırtlardaki evlerde tahribat, binalar aslî topraklar üzerinde kurulu olduğundan ve yine bağdadî duvarların veya kalın direkleri birbiri üzerine çatma ve bu çatılan direklerin başlarını çivilerle perçinlemek suretiyle yerli inşaat tarzıyla yapılan binalarda hasar ve zayiat daha az olmuştur.
Tosya’da deprem Çevlik, Çaykapı, Sapaca, Akseki, Çaybaşı, Gökçeöz, Ötüske, Ekincik ve Aşağıberçin köylerinde ölümlere ve hasara neden olmuştur. Bunlardan 60 haneli Çaykapı Köyü’nde tek ev kalmamak üzere bütün binalar yıkılmış; 30’dan fazla kişi hayatını kaybederken, köyün bütün hayvanları enkaz altında kalarak telef olmuştur.
Deprem Tosya ilçe merkezinde ise özellikle bağlar mevkii, Dilküşah, İlyasbey, Şeh, Harsat, Şehreküstü ve İbniselim Mahalleleri’nde tahribat yapmıştır. Evlerin yanı sıra kamu kurum ve kuruluşlarında da önemli hasarlar meydana gelmiştir. Elektrik Santrali, Çeltik Fabrikası, Halkevi, Askerlik Şubesi, Emniyet Dairesi, Ulu Cami, Abdurrahman Cami, Pazar ve Ahmetağa Camileri tamamen harap olmuş, 370 senelik Yeni Cami ise yıkılmış; fakat minaresi kaideye yakın kısımdan düştüğü halde ayakta kalmıştır. Yeni Cami’nin minaresi daha sonra bir İstihkâm Bölüğü tarafından çevreye zarar vermeden yıktırılmıştır.Deprem ile birlikte Tosya ilçesinde 1.500 ev kısmen veya tamamen yıkılmış, 80 ev de oturulamayacak hale gelmiştir.
Tosya’da deprem sonrasında tespit edilen ilk rakamlara göre 257 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaralıların sayısı ise 250-300 arasındadır. Daha sonraki günlerde hayatını kaybedenlerin sayısı ilçe merkezi ve köyler dâhil olmak üzere 420’yi bulmuştur. Dâhiliye Vekili Hilmi Uran’ın 29 Kasım 1943 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapmış olduğu konuşmasından depremden iki gün sonra Tosya’da ölen kişi sayısının 577 kişi, yaralı sayısının ise 300 olduğu anlaşılmıştır. Ölenlerin sayısı depremden sonraki günlerde 617’ye yükselmiştir.
Tosya’da Kaymakam Edip Ergin Bey deprem sonrasında ilçede kontrolü sağlamış, evleri yıkılan ahali için çadırlar ve barakalar kurulmuş; enkaz kaldırma çalışmalarında Tosya Cezaevi’nde bulunan mahkûmlar, çevredeki ordu birlikleri ve istihkâm bölükleri ile halktan teşkil edilen gönüllü ekiplerbüyük gayret sarf etmişlerdir. Halkın iaşesi için hükümet konağının önündeki meydanda çorba ve ekmek dağıtılmıştır. Resmi işlerin aksamaması için Hükümet Konağı önündeki çadırlar resmi dairelere ayrılmış, her çadırın üzerine ilgili dairenin tabelası asılmıştır. İnşaat ve tamirat işlerinde ihtiyaç duyulan usta ve ameleler depremden zarar görmeyen köylerden ve Kastamonu merkezden getirilmiştir. Elektrik şebekesinde daha sonra esaslı bir tamirat yapılmış, Tosya depremden 15 gün sonra elektriğe kavuşmuştur.
Deprem sonrasında gerek Kastamonu il merkezinden gerekse Kızılay Genel Müdürlüğü’nden ve Türk halkından Tosya depremzedelerine önemli oranda yardımda bulunulmuştur. Deprem haberi alınır alınmaz Kastamonu merkezden ilk aşamada 2 doktor, 3 sıhhiye memuru, yeteri kadar ilaç, 90 çuval un, 50 çadır dört kamyon ile birlikte Tosya’ya yola çıkarılmıştır. Diğer taraftan Kastamonu Belediyesi Tosya’ya 150 çuval un, 4.000 ekmek, 10 teneke peynir, 5 köfün zeytin, 11 teneke helva, gaz ve ekmek imalatı için sac göndermiştir. Kızılay’ın Tosya depremzedelerine göndermiş olduğu çadır, ilaç ve çivi Çankırı Garnizon Komutanı Osman Çalış’ın gayretleriyle Tosya’ya ulaştırılmıştır. Kızılay Genel Merkezi’nden depremzedelere ilk aşamada 30.000 lira ile 10 sandık ilaç, 1000 çadır, l ton çivi ve 100 gemici feneri gönderilmiştir. Kızılay’ın yardımları daha sonraki günlerde de devam etmiş ve dört kamyon ile birlikte 200 çadır, 8 sandık ilaç, 2 sandık gemici feneri Tosya’ya ulaştırılmıştır. Yine Sümerbank 5000 liralık pamuklu mensucat bağışlarken, Kastamonu Dokumacılar Kooperatifi 250 adet fanila ve 250 adet çorabı felaketzedelere dağıtılmak üzere Kastamonu Kızılay Şubesine teslim etmiştir.
Tarih geçmiş hadiselerden ders almayı gerektirir. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Kastamonu ve çevresinde 7,5 şiddetindeki bir depremin gerçekleşme oranı 100 yılda % 86 olarak belirlenmiştir. Bu, gerçekten kaygı verici bir durumdur. Son İzmir Depremi’nde uzmanlar ciddi ve önemli bilgiler paylaştılar. Deprem önlenemeyebilir, fakat depreme karşı gerekli tedbirler alınabilir. Kastamonu ilinin güney kısmı I. Deprem Kuşağında yer almaktadır. Bu kısım 13.136 km2 olan Kastamonu yüzölçümünün 6.007 km2’sini kapsamaktadır. Yine bu kısımda toplam nüfusun % 43’ü yani 163.144 kişi yaşamaktadır.
Bu çerçevede kamu kurum ve kuruluşlarımıza ve bizlere önemli görevler düşmektedir.Yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmeli, kaygan ve ovalık bölgeler iskâna açılmamalı, konutlar gevşek toprağa sahip meyilli arazilere yapılmamalıdır.Yapılar, depremin etkilerine karşı dayanıklı inşa edilmeli, Yapı Tekniğine ve İnşaat Yönetmeliğine uygun olmalıdır.İmar plânında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere, dik yarların yakınına, dik boğaz ve vadilerin içine, çok kar yağan ve çığ gelen yamaçlara bina yapılmamalıdır.Mevcut binaların dayanıklılıkları artırılmalı ve riskli binalar kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmelidir. Konutlara deprem sigortası yaptırılmalıdır. Son olarak halkımız deprem konusunda bilinçlendirilmeli, deprem öncesi, deprem anı ve sonrasında neler yapması konusunda bilgilendirilmelidir.
Yazımızı Hüseyin Avni Bazlamatçı’nın (1908-1966) Zelzele Destanı’nın son dörtlüğü ile bitirelim:
Avniya, dert ile ağlayanlara,
Hak rahmet eylesin ölen canlara,
Geçmiş olsun sana, sağ kalanlara,
Viran bahçesi ağlayan Tosya,
Hasreti yürekleri dağlayan Tosya.
Depremsiz günler dilerim…
DOÇ.DR. ERCAN ÇELEBİ
Kastamonu Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölüm Başkanı