Yerel lezzetler alanında ülkemizin ilk uluslararası gastronomi etkinliği “Gastronomist” adıyla İstanbul’da 4 günlük programla yapılıyor…
17 ülkenin dünyaca ünlü şeflerine, sanatçılarına, gazeteci ve yazarlara, vatandaşlara kadim siyez buğdayını anlatmak da bu fakire nasip oldu.
Ülkemizin ünlü ve ödül koleksiyoneri şefi Hazer Amani ile birlikte…
Siyez bulguru ve unundan ne lezzetler yarattı anlatamam.
Siyez mamüllerinin dünya mutfağı yemeklerinde kullanılmasını arzu etmiyor muyduk hep…
Hazer Amani bu hayalimizi gerçek kıldı işte.
Hemşerilik beratı versek yeri Amani’ye….
Bizim siyez ne lezzetlere yelken açtı ah bir bilseniz.
Tosya’nın Sarıkılçık pirinicini de unutmadık dünya podyumunda…
İspanya mutfağının figürü oldu çıktı Sarıkılçık.
(Çeltik ekim alanlarını konut ve inşaat alanına çevirmeye can atan Tosyalı kanaat önderlerine duyurulur…
Sarıkılçık insanlık mirası, her ne kadar biz değerini bilmesek de yahut kulak arkası etsek de.)
Çok değil bir 10 sene önce dünyanın lezzet ustaları toplanıp siyez buğdaýının hikayesini dinleyecekler dense kim inanırdı?..
Tımarhanelik sayılmaz mıydı söyleyen?
10 senede nereden nereye geldi siyez buğdaýı?..
Mucize değil bu, kolektif emeğin ürünü.
Hiç abartısız, ülkemizin yerel referanslarında bir zeytinyağı yahut incir neyse…
Siyez de o artık.
Hayvan yeminden…
Avrupa’nin lüks restoranlarına bir seyrin arifesindeyiz.
Ancak tanıtımın üretimle atbaşı gitmesi lazım ki…
Siyez buğdayı reklam panolarında kalmasın.
Üretimin kaliteyle koşut gelişmesi gerek ki…
İnsanlar tattıklarında hayal kırıklığına uğramasın.
Fiyatı adil olmalı ki…
Üretici ve tüketici her kesim kazanmalı.
Çok iş var…
Kolektif emekle.
•••
Not:
Hazer Amani’nin envai bitki, baharat, pastırma ve kaz eti ile birlikte siyez ve sarıkılçıktan pişirdiği yemekler var ya sunumun sonunda dinleyiciler tarafından adeta kapışıldı…
Millet parmaklarını yedi.
En çok ben yedim…
Tabak yetmedi tencereye daldım.