Kimi eski alışkanlıkları bugün de yineleme/tekrarlama hastalığından kurtulamıyoruz.
Bu nedenle bir türlü özlenen düzeni kuramıyoruz.
Neden mi böyle düşünüp yazıyorum? Açıklayayım.
Gerek siyasetçiler ve gerekse seçmenler, yani ülkenin kaderinde söz sahibi olanlar dünden bugüne hep seçim yasasının antidemokratik maddelerinden yakındılar.
En çok da siyasetçiler… En başta onlar…
Sonra da ülkede demokrasinin yerleşmesi, değişmez kural ve gelenekler kazanmasını düşünen aydınlar ve de kimi seçmenler…
Bu konudaki özlem; yarım yüzyıldan fazla bir süreçte gönüllerde yaşanıyor/yaşatılıyor.
24 Haziran’da yeni bir seçime giderken de; öyle demokrasi yararına köklü bir değişim yapılamadı.
Milletvekili adaylarının belirlenmesi eskisi gibi…
İki dudağın arasından çıkacak “evet” ya da “hayır” sözcüklerine bağlı…
Hani, seçim yasası demokrasi/ülke yararına değiştirilecekti.
Başka bahara kaldı.
“Eski tas, eski hamam…”
Yola devam!..
***
24 Haziran seçimlerinin ülkemiz için yeni bir başlangıç olmasını dileriz.
Ancaaak…
Bu başlangıcın önümüze gelen çok değerli bir fırsat olduğunu, önce ülke siyasetini yönlendirenlerin; ülkeseverlik/yurtseverlik damarlarının kabarması, “partizan düşüncelere kapılmadan” sağlıklı kullanılabileceği kanısında olduğumuzu hemen belirtmek isteriz.
Değerlendirilmesini dilediğimiz fırsat; yapılacak seçimde milletvekili adaylarının FETÖ ile bağlarının/ilişkilerinin ince eleyip, sık dokuyarak değerlendirilip listelerin oluşturulmasıdır.
Bu yapıldı mı?
Nasıl yapıldı?
Eğer böyle bir titizlik gösterilmezse gelecek günlerde de ülkemizi ve insanımızı sıkıntılı günler ve dönemler beklediğini belirtmeye gerek var mı?
***
Ortadoğu’yu kendilerine sömürü alanı gören Batı’nın bu algısını kıracak hamleleri bugün yapmak konumunda bir ülke var. O da Türkiye’dir. Yüzyıl önce bu coğrafyada kendi keyfi görüşlerine göre sınırlar çizenler; şimdi yarattıkları devletçikleri yakıp yıkarak, sürgün ederek kendilerine sömürü alanları açma peşine düştüler.
Batı’nın bu anlayışı; insanlığı inkar edişinin bir işareti olarak tüm çirkinliğiyle sırıtıyor İslam dünyasına karşı…
Biz, 15 Temmuz menfur/alçak girişimini unutur; önümüzdeki 24 Haziran seçimlerinde
Batı bağlantılı FETÖ artıklarının/artıllarının TBMM’ye girişini engellemek durumundayız.
Bu konu, siyasal parti genel başkanlarının omuzlarındaki en büyük yurtseverlik görevidir.