Yaşamış, yaşamdan deneyim edinmiş insanların sözlerini yeri geldiğinde çok anlamlı buluruz. “Ne güzel, bugünleri görerek söylemişler”, değerlendirmesini yaparız kimi zaman.
“Köpeksiz köy buldu, değneksiz geziyor” sözü de bunlardan…
Nicedir Ortadoğu coğrafyasına bakıp, ağzının suları akan ABD’nin; önce İran ile Irak’ı on yıl karşılıklı savaştırıp sonuç alamayınca başka komplo planlarını uygulamaya koydu.
Saddam yönetimine; “Burnunuzun dibindeki Kuveyt nedir? Basra Körfezi’ne, Dünyaya daha rahat açılmanız için burayı işgal et…” algısını akılsız Irak yönetiminin kafasına soktu.
Sonuçta; bu işgali Irak yaptı, ama Saddam da, Irak da bu oyunun bedelini acılarla ödedi. Ödüyor da…
ABD, hiç bir ülkeyi durduk yerde işgal etmedi, etmiyor.
Gözüne kestirdiği ülkeyi önceden de, sonra da test ediyor, sonra uygulamaya geçiyor.
BOP aldatma ve aldatma planıyla; Müslüman ülkeleri kendi istediği hizaya getirmeyi amaçlayan, bu coğrafyada kendine piyon/uydu, İsrail örneği küçük küçük devletler yaratma sevdasına kapılan ABD, gele-gele yolun sonunun tıkandığını gördü.
Gördü ve öyle bir tutarsız ve insancıl olmayan bir tutum/tavır içine girdi ki; Türkiye’ye bir yandan -tabii ki göz boyama türünden- “stratejik müttefikimiz dostumuz Türkiye…” derken, öte yandan da dünyanın gözü önünde Türkiye’nin karşı çıktığı, düşman bildiği terör örgütlerine silah ve savaş aracı vererek destekliyor.
ABD yönetimi Türkiye’yi bir yandan uyutmaya kalkıyor, öte yandan da göz göre-göre faul yapıyor. Uluslar arası suç işliyor.
ABD yönetimi ya kendini çok akıllı görüyor/sanıyor ya da farkında olmadığı bir büyüklük hastalığına yakalanmış olacak ki; -haddine değil ama- küçümsediği Türkiye’yi dikkate almıyor, tehlike olarak görmüyor.
Tabii ki Türkiye; Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretisi “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesinden kopmadan/uzaklaşmadan sınırlarımızın dibinde oluşacak bir ulusal tehlikeye göz yumacak değildi elbet…
ABD’nin hedefi açık-seçik belli oldu:
” -Sarsılan prestijini düzeltmek için “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi”ni Akdeniz’le buluşturma hayali…”
Tabii ki bu bir “hayal pilavı…
ABD yönetimi aklınca Kuzey Irak’tan baktığında -Türkiye ne kadar muhalefet etse de- Suriye’nin kuzeyinden ve gelip dayandığı Hatay ilimizden Akdeniz’i görme sevdalanması…
Bunun için bölgeye yerleştirdiği terör örgütleriyle Türkiye’ye des vermek…
Diğer yandan da diplomasi yoluyla -haddine değil- Türkiye’yi uyutup hayaline ulaşmak istiyor.
ABD’nin ikide bir üst düzey yöneticilerinin Türkiye’yi ikna -aldatma- turları bunu göstermiyor mu?