Gezici Film Festivali 7’nci kez Kastamonu’da perdelerini açmaya hazırlanıyor. Festivallerde bol ödül kazanmış, usta yönetmenlerle ünlü sanatçıların eserlerinin perdeye yansıdığı bu festival son yıllarda Kastamonu’da gerçekleşen en renkli etkinlik aslında.
Etkinlik olması yanında Kastamonu’yu da onore eden, sinemacıların gözünde kenti bir plato olarak sunan, üniversite ile kentin kaynaşmasını sağlayan ve de pandemi gibi bir beladan henüz sıtkımızı sıyıramamışken gönül rahatlığıyla sosyalleşebilecek neredeyse yegâne bir etkinlik de.
Bu yıl 26’ncısı düzenlenen festivalin son yıllarındaki en temel duraklarından biri Kastamonu oldu. Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Ersoy Soydan’ın büyük emek ve katkıları ile festivalin Kastamonu ayağı başlamış oldu. Aynı çabaya bir de İletişim Fakültesi öğrencilerinden oluşan “Medya ve İletişim Topluluğu”nun gönülleri de eklenince festival tüm amatör heyecanı ile sinemaseverleri kucaklamayı başarıyor.Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden yayılan bu heyecanın bir önemli destekçisi de bu 7 yıldır hiçbir geri dönüş beklemeden sponsorluk hizmeti sunan Kastamonulu işletmeler. Kimi otelinin odalarını sinemacılara açıyor kimi restoranını kapatıyor. Ve bu şekliyle festival, gerçekten de amatör ruha sahip, aslında kentin geneline yayılmış, çok paydaşlı bir hal al alıyor.
Festivaldeki film gösterimleri üniversite kampüsü içinde olması sizi yanıltmasın. Festivalin ev sahipliğini ve salon (Ahmet Yesevi Konferans Salonu) sağlama işini sadece Kastamonu Üniversitesi sağlıyor. Ama festival boyunca tüm film gösterimleri, dinletiler ve sinemacılarla sohbetler hem ücretsiz hem de herkese açık. Yani festivalin odağında başta namzet iletişimci öğrenciler ve diğer üniversiteliler olsa da ana amaç sinema ve halkı bir araya getirmek.
***
Gezici Film Festivalini kent için olduğu kadar bizler için de gerçekten önemli bir şans. Çünkü festivalin repertuarı neredeyse festival filmlerinden oluşuyor. Yani bol ödüllü, sinemanın bir sanat olarak düşündürücü, akılda kalıcı, sorgulatıcı ve etki bırakıcı şekliyle yapıtlar kaşımıza çıkıyor. TV ekranlarına yansımayan, kolay tüketilmeyen ve öyle kolay da ulaşılamayacak bu yapıtlar gerçekten izleyenleri sinemanın keyfine vardırıyor.
Misal bu yıl 26’ncısı düzenlenen Gezici Film Festivalinde Antalya’dan ödüllü “Zuhal”, Fipresci, Şikago ve Antalya’dan ödüllü “Okul Tıraşı”, Toronto ve Antalya’dan ödüllü “Anadolu Leoparı” ve “Bembeyaz” gibi filmler ayağımıza geliyor.
Bunların dışında usta oyuncu Tuncel Kurtiz’in 22 yıla yayılan sürgün yaşamında imza attığı iki eserde Kastamonu’da beyazperdeye yansıyacak. Bunlardan ilki Yaşar Kemal’in yurt dışında yayınlanan ilk hikâyesi olan ve uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayan “Bebek” adlı yapıttan yola çıkarak BarbroKarabuda’nın çektiği filmde Tuncel Kurtiz’in yanı sıra Aliye Rona, Rahmi Saltuk, Tunç Okan ve Güneş Karabuda gibi dev oyuncuların bir şaheseri de yayınlanacak. Diğer film ise belgesel tadında bir film olan “Saç”. Tuncel Kurtiz’in 1976 yılında Türkiye ve İsveç’te çektiği Saç belgeseli, peruk üretimi için saç ticaretini konu edinir. Anadolu’nun köylerinden seyyar toplayıcıların satın aldıkları saçlar, arabulucular eliyle İsveç’e götürülüp satılmasını konu alıyor. Bu iki film İsveç Büyükelçiliği’nin katkıları ile ortaya çıkarılmış.
Gezici festival kapsamında tabi ki sadece yerli yapımlar yok. Yabancı film kategorisinde de ErichKästner’in 1931 yılında yayımlanan ve çöküşü anlattığı klasikleşmiş “Bok Yoluna Gitmek” adlı romanından uyarlanan olağanüstü bir film olan “Fabian veya bok yoluna gitmek” adlı eser izleyicilerle buluşacak.
***
6 Aralık Pazartesi başlayacak festival 8 Aralık Çarşamba gününe kadar devam edecek. Son yıllarda sadece Ankara-Kastamonu ve Sinop’ta faaliyet gösteren bu festivali sadece üniversite olarak değil tüm kent olarak kucaklandığını göstermek, misafirperverliğimizi de ortaya koymak olacaktır. O nedenle sinema seviyorsanız eğer salon da el değmemiş filmler de orada, size ise sadece katılıp izlemek kalıyor.
MURAT KARASALİHOĞLU