Şunun şurasında kaç günümüz kaldı sandığa…
Sinirler gergin…
Ağızlar “alev alev…”
Sanki 1 Nisan’da memleketin başı göğe erecek…
“Şaka gibi!”
● ● ●
Ama değil…
Dünyada olup bitenlere… Ülkemizin sorunlarına baktığımızda, gidişat son derece ciddi.
Keşke, tarz-ı siyasetimiz bu ciddiyete uygun bir hâl alabilseydi de, “derdimizi, tasamızı” oturup ciddi ciddi konuşabilseydik…
Keşke, birbirimizi saygıyla, sevgiyle dinleyerek tartışabilseydik.
Maalesef.
Kısa vadede bir umut ışığı da görünmüyor.
Neyse…
Biz işimize bakalım…
● ● ●
Bugün farklı bir programla karşınızdayız…
“Şarkılarla Kastamonu”ya hoş geldiniz…
Programımızda, sizlere epeydir dinletmek istediğimiz nadide şarkılar yer alıyor…
Vakit geçirmeden başlayalım isterseniz…
İlk parçamız Küreliler için gelsin…
Malûm, sesleri hiç çıkmasa da dertleri büyük.
Güfte: Vecdi Bingöl
Beste: Selahattin Pınar
Makam: Şansa bak… Iskala ıskala, burada Rast gelsin!
Usûl: Aksak... Olmasa şaşardım!
“Söylemek istesem gönüldekini
Dilime dolanan ıstırab olur
Yazsaydım derdimin ben bir tekini
Ciltlere sığmayan bir kitap olur”
……………
İkinci sırada, Taşköprülü kendir üreticilerimiz için yayınlayacağımız şarkı yer alıyor… Taşköprü demişken “Çin sıkıntısı” çeken sarımsak üreticilerimizi de analım…
Beste: Sadettin Kaynak
Güfte: Vecdi Bingöl
Makam: Ah’ları makamda mı saklı ne? Segâh!
“Dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine
İnlerim, şimdi uzaklarda solan gün gibiyim
Gecenin rengini kattım içimin matemine
Sönen ümit ile günden güne ölgün gibiyim”
……………
Üçüncü eserimizi pancar üreticilerimize ve şeker fabrikası çalışanlarımıza gönderiyoruz…
Beste: Selâhattin İnal
Güfte: Sırrı Uzunhasanoğlu
Makâm: Bari şarkıları kâr eylesin… Kürdîli hicâzkâr!
Usûl: Düyek… Se yekten iyi, kapı alırız hiç olmazsa!
“Dertleri zevk edindim bende neş’e ne arar
Elem dolu kalbimden gitmiyor hâtıralar
Mâziden kalan her iz beni içten yaralar
Elem dolu kalbimden gitmiyor hâtıralar”
……………
Efendiiiim…
Sıradaki parça, otomobil fabrikası bekleyenlerin olsun…
Beste: Selahattin Pınar
Güfte: Burhan Bey
Makam: Tamamen tesadüf, onlarınki de Rast geldi!
Usûl: Curcuna… Vallahi öyle!
“Aylar geçiyor sen bana hâlâ geleceksin
Yetmez mi bu hasret daha yıllaca mı sürsün
Hülyalarımın menbaı bir taze çiçeksin
Bekletme yazık sen de solar sen de çürürsün”
……………
Bütün ömürlerini “Kastamonu’ya demiryolu” hasretiyle geçirenlere minnet borçluyuz… Taşımaya devam ettiğimiz bayrağı onlardan devraldık…
Haydi… Şimdi onlar için dinliyoruz…
Beste: Selâhattin İnal
Güfte: Ali Sarcan
Makâm: Hayra mı yorsak, yaşadıklarımızın tersine sürekli Rast geliyor!
Usûl: Düyek... Hıh, bir kapı daha alalım, garda kullanırız!
“Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık
Zirâ gözde yaş kalmadı sabr ile uslandı artık”
……………
Hiç unutur muyuz?
Son parçamızı, gözden ırak olsalar da gönüllerimizdeki yerleri her daim müstesna olan sahil ilçelerimiz için gönderiyoruz…
Beste: İsmail Hakkı Nebiloğlu
Güfte: Rahmi Duman
Makâm: Çok Münasip… Hüzzâm!
“Beklerim her gün bu sâhillerde mahzûn böyle ben
Gün batar kuşlar döner, dönmez bu yoldan beklenen
En nihâyet anladım yokmuş gören hattâ bilen
Gün batar kuşlar döner, dönmez bu yoldan beklenen”
● ● ●
Ve bize ayrılan sürenin sonuna geldik sevgili dinleyicilerimiiiz…
Haftaya, yine bu saatte görüşmek üzere…
Şen kalın…
Esen kalın…
(Girelim cingıl’ı…)
Beni kör kuyulaaarda meerdiveensiz bıraaaktın…