BALTACI: BU SORUMLULUK BENİM
CHP Merkez İlçe Danışma toplantısında konuşan Milletvekili Hasan Baltacı, sel felaketiyle ilgili komisyon kurulması için harekete geçeceğini söyledi ve “Süreç burada bitmedi. Öncelikle yaşananların tamamının araştırılması için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını Meclis’e taşıyacağız. Bu sorumluluk benim. Meclis’te kurulacak komisyonda felaketin ilk anından itibaren yaşanan bütün süreci değerlendireceğiz. Bu felaketin tek bir sorumlusu yok. Bir dizi sorumlusu var” diye konuştu.
Toplantıda Hikmet Erbilgin, “Cumhuriyetimiz ikinci yüzyıla giderken, Türkiye’de yeni bir tarih yazmanın, yeni bir öykü yazmanın, yeniden millet olmanın eşiğindeyiz” derken, Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak ise ara verdikleri bölge toplantılarına yeniden başlayacaklarını belirterek, “Halkı duymayan, halkı görmeyen bu anlayış elbet gün gelecek hesap verecektir” diyerek mevkidaşı AK Parti Merkez İlçe Başkanı Akif Güzel’e kentten bazı örnekler sundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez İlçe Danışma Kurulu toplantısı önceki akşam parti binasında gerçekleşti.
Toplantıya CHP Parti Meclis üyesi Milletvekili Hasan Baltacı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, Kadın Kolları Başkanı Gülcan Topalşabanoğlu, Gençlik Kolları Başkanı Alican Yılmaz ve partililer katıldı.
CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti; demokrasi, hukuk, özgürlükler adına en zor zamanlarını geçiriyor, ‘Saray hükümeti’ anlayışının ayakları altında adeta can çekişiyor. 19 yıllık AKP iktidarında talan edilen Cumhuriyet kazanımlarını tekrar geri almak; adil, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını egemen kılmak, yoksul halkımızın refah seviyesini hak ettiği düzeye çıkartmak, çocuklarımızı ve kadınlarımızı korumak, satılan fabrikalarımızı, geri alarak evlatlarımıza daha yaşanır bir ülke bırakmak gibi kutsal ve başarmak zorunda olduğumuz bir görevimiz var” dedi.
“Ülkemizi tekrar ayakları üzerine dikmek, vatandaşlarımızı çektiği sıkıntılardan kurtarmak ancak; demokrasi ve adaletle işleyecek demokratik hukuk devletine olan bağlılık, evrensel insan hakları ilkelerine saygı, Cumhuriyetimizin kazanımlarını ve milletimizin değerlerini koruyup kollama inancıyla bugünlere gelen Millet İttifakı birlikteliği, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı ile mümkün olacaktır” diyen Karabacak, “İktidarın anahtarı da her bir partilimizin inançla, inatla, yılmadan çalışmasından geçmektedir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu Merkez İlçe örgütü olarak partimizin Türkiye’de ve Kastamonu’da iktidar olması için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Görev ve sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getireceğiz” ifadelerini kullandı.
“BÖLGE TOPLANTILARINA DEVAM EDECEĞİZ”
Parti olarak düzenledikleri bölge toplantılarına önümüzdeki süreçte de devam edeceklerini söyleyen İlke Karabacak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Merkez İlçe Başkanlığımız koordinasyonunda planladığımız ve olumlu geri dönüşler aldığımız köy toplantılarımıza Haziran ayında başladık. Bugüne kadar 9 bölgede 99 köyümüzdeki vatandaşlarımızla bir araya geldik. Seçimden seçime köydeki vatandaşına ulaşan siyasetçilerden olmayacağımıza dair önce kendimize, sonra o köyde yaşayan vatandaşımıza söz verdik. Hasat dönemi nedeniyle ara verdiğimiz toplantılarımıza, 7 bölge, 78 köyümüzdeki hemşerilerimizle Ekim ayından itibaren kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu toplantılarda tarım arazilerimizi parça parça yok eden, yanlış tarım politikalarıyla ülkemizi, Kastamonu’muzu tarımda kendi kendine yeten konumdan hızla uzaklaştıran AKP’nin her geçen gün yoksullaştırdığı çiftçilerimizin sorunlarını dinliyoruz. Gübreye, yeme, ilaca, mazota bir yıl önceki fiyatına göre iki katı ödemek zorunda bırakılan, bankalara borcu 2002’ye göre 56 kat artan, yirmi birinci yüzyılda halen elektrik, su, yol problemi yaşayan hemşehrilerimize partimiz iktidarında, tarım ve hayvancılık alanında uygulamaya koyacağı politikaları kararlılıkla anlatıyoruz. Bıkmadan, usanmadan anlatmaya devam edeceğiz. Bu toplantılarımız sayesinde köylerimizdeki üye sayımızı arttırıyor, en ücra köyümüzde kimin cenazesi var, kimin oğlu askere gidiyor, hangi annenin çocuğu hastalanmış, hangi yaşlımızın ihtiyacı var biliyor, o köyümüzden haberdar oluyoruz. Orada bir köy var uzakta demiyoruz, gidiyor, görüyor, dokunuyoruz. Sadece kırsalda yaşayan vatandaşımız mı dertli? Hayır. Köylerde olduğu gibi şehir merkezinde yaşayan vatandaşlarımız da mutsuz, huzursuz, geleceğe kaygıyla bakıyor, yarını göremiyor.
“AKİF GÜZEL’İN BUNLARDAN HABERİ VAR MI?”
Kastamonu’da yoksulluk ülke genelindeki yoksulluktan bir kat daha fazla. Yaptığımız ziyaretlerde, saha çalışmalarında şunu üzülerek görüyoruz; şehrimizin arka mahallelerinde var olduğunu düşündüğümüz yoksulluk bugün artık apartmanlara, sitelere girmiş. Apartmanda, sitede ikamet edip elektriği kesilen, doğalgazı yanmayan haneler var. Bebeğine bez, süt alamayan babalar, anneler var. Her evde işsiz var. İşi olansa kaybetme korkusuyla gece başını yastığa koyuyor. Her ev tenceresini kaynatmakta zorluk çekiyor. Artık bazı hanelere şampuan girmiyor, deterjan almaktan vazgeçmek zorunda kalan haneler var. Bundan AKP Merkez İlçe Başkanı Akif Güzel’in haberi var mı? Yok. Atadıkları müdürler kendilerine saraydan bozma makam odaları inşa ederken, veliler çocuklarını okullara servise verecek parası olmadığı için yürüyerek gönderiyor. Kastamonulu hemşerilerimiz tedavi olabilmek, muayene sırası alabilmek için telefonda kuyrukta bekliyor. Sıra alabilen ya aylar sonra muayene olabiliyor, ya da büyükşehirlerde derdine derman aramak zorunda kalıyor. Bu şehrin insanları sevk yollarında perişan oluyor. AKP Merkez İlçe Başkanı Akif Güzel, 19 yıllık iktidarlarında Kastamonu’yu sağlıkta nereden nereye sürüklediklerini görmek istiyorsa şehrin billboardlarına bakmalıdır. Karabük’teki özel bir hastanenin billboardlarda dönen reklamlarına bakınca yüzü kızarmıyorsa, vicdanı sızlamıyorsa söylenecek söz kalmamış demektir. Bu şehirde 196 öğrenci ortaokulu, 4 bin 215 öğrenci lise eğitimini açıktan devam ettirmek zorundaysa, öğretmen onuruna yakışmayan ücretli öğretmenlik uygulamasıyla bu ildeki 236 öğretmen açığı kapatılmaya çalışılıyorsa Kastamonu artık sözün bittiği yerdedir. Sadece Kastamonu’da 2018 yılından bu yana 74 vatandaşımız canına kıymışsa, yine 2018 yılında bu yana bu şehirde 345’i kadın 674 vatandaşımız canına kıymayı düşünmüşse bu şehir sözün bittiği yerdedir. AKP tepeden tırnağa yoksul halkın çığlığına kulağını tıkamış, gözünü kapatmıştır. Halkı duymayan, halkı görmeyen bu anlayış elbet gün gelecek hesap verecektir.
“BİR AVUÇ RANTİYECİYE KARŞI BAŞARACAĞIZ”
Bu kara günlerden omuz omuza vererek birlikte çıkacağız. Bir avuç rantiyeciye karşı başaracağız. Çünkü biz halkız. Biz ant içtik ve milletimize söz verdik. Hep birlikte parti meclisi üyemiz ve milletvekilimiz, il başkanımız, ilçe başkanlarımız, il ve ilçe yöneticilerimiz, örgütümüzle, siz değerli yol arkadaşlarımızla 100’üncü yılında Cumhuriyetimizi mutlaka demokrasi ile taçlandıracak ve bu ülkeyi gerçek yöneticilerine, halkın iktidarına kavuşturacağız. Bunu sizlerle birlikte yapacağız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında laik, çağdaş, demokratik, hukuk devletini, güçlendirilmiş parlamenter sistemle birlikte demokrasiyle buluşturacak ve bu ülkeye huzuru, adaleti, hakkı, hukuku, hep birlikte getireceğiz”.
KONFERANS SALONUNA MEHMET SEZER’İN İSMİ VERİLDİ
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, partilerindeki konferans salonuna geçtiğimiz günlerde vefa eden Mehmet Sezer’in isminin verildiğini vurgulayarak, “Bu salonda bulunanların birçoğunun babası, annesi bu partinin bayrağını bu ülkede iktidar yapmak için çok mücadele etti ve bugün bu parti iktidarın eşiğinde. Eğer bugün Türkiye’de iktidarı konuşabilecek hale gelmişsek, işte o insanların emekleri sayesinde. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde ve dostlarımızla birlikte Cumhuriyetimiz 2’nci yüzyıla giderken, Türkiye’de yeni bir tarih yazmanın, yeni bir öykü yazmanın, yeniden millet olmanın eşiğindeyiz. Bunu her gün yaşayıp, görüyoruz. Öyle ise, Genel Başkanımızın çabalarıyla örtüşen bir parti çalışmasına, her gün ülkenin bir köşesinde olan Genel Başkanımızın çalışkanlığı ile örtüşen bir parti yönetici sorumluluğunu her birimiz taşıyoruz ve daha ileriye doğru götüreceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın” ifadelerini kullandı.
“KENDİ ÇOCUKLARINI ZENGİN ETME DERDİNDE OLANLAR TARİHE GÖMÜLECEK”
Ülkede 2 tane belediyecilik anlayışı olduğunu söyleyen Hikmet Erbilgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Birisi ‘Süt girmeyen çocuklu hane kalmayacak’ diye bir anlayış, birisi insanlarımız için ‘Her mahalleye bir Halk Ekmek’ diyen bir anlayış, birisi ‘Her mahallede çocuk kreşi’ diyen bir anlayış, yani milletini önceleyen bir anlayış. Diğer anlayış Kastamonu merkezde olduğu gibi birbirinin çocuklarını zengin etme gayretinde olan, birbirinin yaptığı yolsuzlukları aklama gayretinde olan bir anlayış. Biz birinci amacın temsilcileriyiz. Kendi çocuklarını zengin etme derdinde olanlar artık tarihe gömülecek. Bu şehrin emeğini, bu şehrin suyunu, bu şehrin hakkını birbirinin cebine koymak isteyenleri zaten Kastamonulular görüyor. Bu ülkede 2 tane adalet anlayışı var. Birisi her birimiz için eşit ve adil, her birimiz için hakkaniyetli bir yargıyı savunanlar. Diğeri birbirini aklamaya çalışanlar. Cebine parayı koyunca FETÖ’cüleri cezaevinden çıkaran anlayış. Biz birinci anlayışın yanında yer alacağız. Bir şehirde 2 tane yatırım anlayışı var. Bu millet için yeni tarım alanlarını; İstanbul’da Sayın İmamoğlu, Ankara’da Sayın Mansur Yavaş, İzmir’de Tunç Soyer, Cide’de Mehmet Eşref Mutlu, Araç’ta Satılmış Sarıkaya, Daday’da Hasan Fehmi Taş; bunları inşa etmeye çalışan, yani üretimi önceleyen bir anlayış. Diğeri eğer bir çivi çakacaksa, kendi müteahhidinin cebine gitsin diyen bir anlayış. Biz birinci anlayışın yanında yer alacağız.”
BALTACI: “BOZKURT’TAKİ SÜREÇ BURADA BİTMEDİ”
CHP Milletvekili Hasan Baltacı, siyasi faaliyetlerinin olanca hızıyla devam ettiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“11 Ağustos yaşanan sel felaketi olmasıydı, adım atmadığımız mahalle, sokak, köy neredeyse kalmayacaktı. 11 Ağustos’ta Seydiler’de İlçe Danışma Kurulu Toplantımızı yaparken aldığımız haberle birlikte hemen sel felaketinin yaşandığı ilçelere doğru hareket ettik. Felaketin büyüklüğüne o gün gözleriyle görmeyenler inanmayabilirler ama çok büyük felaket yaşandı. O gün felakette hayatını kaybeden yurttaşlarıma Allah’tan rahmet diliyorum. Olayın ilk anından beri ben ve İl Başkanım oradaydık. Daha sonraki süreçte de ben, il başkanımız, ilçe başkanlarımız, parti yöneticilerimiz, üyelerimizle bu felaketi nasıl sarayız, bu felaketin üstesinden nasıl geliriz diye sürekli felaket bölgesinde olduk. Bu konuyla ilgili çok kapsamlı açıklamalar yaptık. Süreci başından sonuna kadar yaşananları gerek ben, gerek il başkanımız, gerekse bölgeyi ziyaret eden milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve Genel Başkanımız yakından takip etti ve çok önemli açıklamalar yaptılar. Peki süreç burada bitti mi? Süreç burada bitmedi. Bunu ilerleyen süreçlerde de, özellikle mağdur olan vatandaşlarımızın mağduriyetinin giderilmesi, sel felaketinin yaşandığı bölgelerdeki ilçelerimizin yeniden ayağa kaldırılmasındaki faaliyetlerinde CHP’nin üzerine çok önemli görevler düşüyor. Öncelikle meclisin açılmasıyla birlikte yaşananların tamamının araştırılması için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını Meclis’e taşıyacağız. Bu sorumluluk benim. Meclis’te kurulacak komisyonda felaketin ilk anından itibaren yaşanan bütün süreci değerlendireceğiz. Biliyorsunuz sürecin ilk başında bir HES tartışması aldı başını yürüdü. Bu konuyla ilgili çok açıklama yaptık. Bu felaketin tek bir sorumlusu yok. Bir dizi sorumlusu var. Yıllarca uygulanan bir imarlaşma faaliyetinin sorumluluğu var. Yapılan HES’in sorumluluğu var. Şuursuzca katledilen ormanların sorumluluğu var. Dere kenarlarının, çay kenarlarının imara açanların sorumluluğu var. Bütün bunlarla alakalı Meclis’te bir Araştırma Komisyonu kurdurarak, Meclis gündemine taşıyacağız. Bu sorumluluk benim”
“DEVLETİN TÜM KURUMLARI BÖLGEDEYDİ AMA…”
“Devletin bütün imkanları, bütün kadroları, aracı, ekipmanı, her şeyi orada olmasına rağmen bu süreci yönetecek bir aklın olmadığına vurgu yapmıştık. O gün olan koordinasyonsuzluk bugün hala devam ediyor. Metin Çelik, ‘Bozkurt’ta 71 tane köprü yıkıldı, bunları tamir edeceğiz’ dedi. 10 gün öncede Sayın Bakan bir açıklama yapmıştı, ‘116 tane köprü yıkıldı’ demişti. Bunlar bizi dinlemedikleri gibi, halkı dinlemedikleri gibi, aslında birbirlerini de dinlemiyorlar ve aralarında müthiş bir koordinasyonsuzluk var. Sağ olsun büyükşehir belediyelerimiz sürecin en başından beri ekipleriyle, elemanlarıyla, kadrolarıyla bölgede olduklarından dolayı yaralar bir an önce sarıldı ve ilçelerin ayağa kaldırılma faaliyetleri devam etti. Ben orada olan bütün büyükşehir belediyelerimize, ilçe belediyelerimize ve il belediyemize teşekkür ediyorum. Bölgeyi ziyarete gelen ve çalışmaların koordinesini sağlayan belediye başkanlarımıza da teşekkür ediyorum. İyi ki geldiler, çünkü müthiş bir koordinasyonsuzluk vardı. Bu koordinasyonsuzluk oradaki yaraların sarılması ve özellikle Bozkurt’un ayağa kaldırılması noktasında önemli bir eksiklikti”
“SÜREÇTE KİMSENİN MAĞDUR OLMAMASI İÇİN ÇABALAYACAĞIZ”
“Süreci takip ediyoruz. Hiç kimsenin mağdur olmaması için çabalıyoruz. Sayın Soylu yaptığımı açıklamalardan rahatsız olmuş. Ben ve il başkanımı kastederek, ‘Onların feleğini şaşırtırız’ diye ifade kullanmış. Şimdi buradan Süleyman Soylu’ya sesleniyorum. Biz emperyalizmin ordularına direnmiş bir partinin çocukları olarak, biz devrimci bir partinin çocukları olarak işte buradayız. Ne senden ne de senin ağa babalarından korkmuyoruz. Bizim Süleyman Soylu gibi suç örgütü lideriyle çekilmiş fotoğrafımız yok. Bizim Süleyman Soylu gibi uyuşturucu kaçakçılarıyla çekilmiş fotoğrafımız yok. Bizim fotoğrafımız İstiklal Yolu’ndadır, Dumlupınar’dadır, Sakarya’dadır, TBMM’nin kuruluşundadır, 19 Mayıs’tadır, Samsun’dadır. Onun için bu değil milletvekili, bu partinin değil il başkanı, en genç üyesinden en yaşlı üyesine kadar hiçbiri Süleyman Soylu’dan korkmaz. Felek oradaysa CHP burada. Onun için yolumuza devam edeceğiz. Niye tehdit ediyorlar? Çünkü biliyorlar ki, iktidarları tehdit altında. Bu iktidar değişecek, bu düzen değişecek.”