11 Ağustos günü kuzey ilçelerimizi yüzyılların felaketi vurdu, can ve mal kayıpları yanı sıra moral ve motivasyon da yara aldı, Bozkurt başta olmak üzere bölge ilçelerindeki dış göç alıp başını gider mi?…
Güvenlik, ekonomi ve sosyal hayat namına bölge halkına umut ve güç veren politikaları “sıralamak” lazım.
Son nüfus sayımları ilçelerimizdeki dış göçü olanca can acıtıcılığı ile ortaya seriyor, köyler ilçeye, ilçeler Merkez ilçeye, nafakasını yine de doğrultamayanlar metropollere göçüyor…
Kastamonu bir uçtan diğer uca nüfus namına zaten dilim dilim eriyordu, sel felaketi ocağın altını iyice harladı.
Bölgedeki nüfustan büyük şehirlerde “eli ayağı” olanlar felaketin ardından göçmeyi iyiden iyiye düşünür hale gelmiş olmalılar…
Elde bu yönde sıcak veri olmadığı için ihtimaller üzerine fikir yürütebiliriz ancak.
Büyük bir “travma” yaşanan…
Gelecek umutlarını başka şehirlere taşımak ilk akla gelen olabilir.
Sel bölgesinde benzer felaketlere karşı vatandaşları can ve mal güvenliğinin tam anlamıyla sağlanacağına inandıracak uygulamalar şart…
Kimse aynı kabusun bir daha ucundan dahi geçmez istemez.
Göçme şartlarını sağlayamayıp yerinde kalanlar için bu “güvence” zaten “kamusal” bir görev…
Aynı film bir daha vizyona girmemeli.
Hayatın birçok alanına dair politikalar oluşturulmalı bölgede…
Ekonomi ve sosyal hayat “teşvik” edilmeli.
Yeşertmek lazım ki umudu…
Boy atabilsin yaşam.
(Ekonomik ve sosyal açıdan geride kalan başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere farklı bölgelerdeki illeri devletimiz en yüksek “teşvik paketleri” ile destekliyor…
Birçok alanda bu illerin aldığı teşvik paketlerini diğer illerin alamaması, bu bölgelerde ekonomik ve sosyal hayatın çehresini her geçen gün artırıyor.
Örneğin sadece 2020 yılı başından bugüne kadar bu bölgelere özel sektörce gerçekleştirilen sanayi yatırımları 3 milyar TL’ye yaklaştı…
Göç veren bölgeler, göç almaya başladı.
Özel sektör Batı’dan Doğu’ya kayıyor…
Hareketliliğin önümüzdeki süreçte daha da hızlanacağına dair emareler fazlasıyla mevcut.
Söz konusu illerdeki teşvik paketleri hayatın her alanına nüfuz eden ölçekte olduğu için toplumsal kalkınma tüm ayaklarıyla yükseliyor…
Sel felaketi yaşayan ilçelerimiz başta olmak üzere ilimizde de bu yönde “teşvik paketleri” elzem.)
Not: Kaymakamlık binası yapıyoruz çok katlı…
Asansör “arızalı”.
Vatandaş haklı olarak soruyor boya badana tadilatından önce asansörün neden tamir edilmediğini, duvarların güzelliği engelli insanları yahut yaşlı insanları üst katlara taşımıyor…
Üstelik üst katlara “tapu” misali yoğun vatandaş işleri konulmuş.
Kaymakamlık binasının girişinde engelli rampası var, katlar arasında yok…
Belli ki güvendikleri asansöre “kar yağdı”.
Hangi ilçedeki kaymakamlık binasını olduğunu “kişiselleştirmemek” için yazmadım, ülkemizdeki hiçbir kamu kurumunda asansör arızalı olmamalı ve engelli imarı eksiksiz uygulanmalı…
“Vatandaşlık hakkı” bu.
MUSTAFA AFACAN