- Dolmuş zammının dört kişilik bir ailenin aylık bütçesine en az 228 liralık ek yük getirdiğini belirten CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, yaptığı açıklamada şehiriçi toplu taşımacılığın temel kamusal bir görev olduğunu belirtti.
- Karabacak, “Belediye’yi alternatif ulaşım hizmetleri sunmaya, enflasyon karşısında çaresiz bırakılan ve suçlu gibi gösterilen halk otobüsü esnafına ticari faaliyetini sürdürebileceği kadar ekonomik destek sağlamaya ve şehiriçi ulaşımda bir an önce mesafeye göre ücretlendirme tarifesine geçilmesi için gerekli adımları ivedilikle atmaya davet ediyoruz” dedi.
CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak son zamlarla ilgili yaptığı açıklamada, şehiriçi toplu taşımacılığın temel kamusal bir görev olduğunu söyledi; iktidarın ekonomi politikalarının sebep olduğunu söylediği bu durumun hem vatandaşı, hem şoför esnafını mağdur ettiğini belirtti ve Belediye’ye çağrıda bulundu.
CHP Merkez İlçe Başkanı’nın açıklaması şöyle:
“Kastamonu Belediyesi’nin Şubat ayı Meclis toplantısında ret oyumuza karşı alınan karar gereği şehir içi dolmuş ücretlerine yüzde 47 ila yüzde 52 arasında zam yapılmıştır.
3 lira 25 kuruş olan sivil tarife yüzde 47,69 zamla 4 lira 80 kuruşa, 2 lira 50 kuruş olan öğrenci tarifesi ise yüzde 52 zamla 3 lira 80 kuruşa çıkarılmıştır.
Artan fiyatlar ve enflasyon karşısında giderek eriyen ve düşük zam oranlarıyla yaşamın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak maaşlarla geçinmek zorunda olan vatandaşlarımız, ulaşım hakkı üzerinden daha da yoksullaştırılmaktadır. Maaşlarına yapılan zamlar enflasyon karşısında bir ayda eriyen vatandaşlarımızın bütçesi ulaşım ücretlerine gelen yüksek zamla yeni bir darbe daha almıştır.
“AİLE BÜTÇESİNE 228 LİRALIK EK YÜK”
Anne ve babanın çalıştığı, çocukların ise eğitim gördüğü, şehiriçi ulaşımı kullanmak zorunda olan dört kişilik bir ailenin bütçesine son zamla birlikte günlük en az 11 lira 40 kuruş, aylık ise en az 228 lira ek yük binmiştir. Dört kişilik bir aile zamlı fiyatlarla günlük 34 lira 40 kuruş, aylık ise 688 lira şehiriçi ulaşım ücreti ödemek zorunda bırakılmıştır.
Şehiriçi ulaşıma 2021 yılı Nisan ayında zam yapıldığında litresi 6 lira 50 kuruş olan mazota bugün litresi için 14 lira 76 kuruş ödemek zorunda olan, lastik ve yedek parçaya gelen yüzde 300’lere varan fiyat artışları nedeniyle ticaretini sürdürmekte zorlanan şoför esnafı da bugün en az ulaşım hizmeti sunduğu vatandaşlarımız kadar mağdurdur ve zamların suçlusu olarak gösterilmeye çalışılması riyakârlıktır.
Her şeye tek kişinin karar verdiği Saray rejiminin, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulamaya konulduğu 2018 yılından bu yana Türkiye hızla yoksullaşmakta, ülkeyi yönetemeyen AKP hükümeti hatalı ekonomi politikalarının faturasını her seferinde halka kesmektedir. Vatandaş iğneden ipliğe gelen zamlarla boğuşurken AKP ve ittifak ortağı MHP, sanki sorumlular kendileri değil de başkaları gibi pişkinliklerini gizleme bile zahmeti göstermeden algı yaratmaya, zamları şirin göstermeye çalışmaktadır.
Ulaşım hakkı; en temel haklar olan çalışma, sağlık, eğitim ve kültürel yaşama katılma gibi diğer kamusal haklar ile doğrudan ve açık bir ilişki içinde olup, bu bakımdan diğer haklara erişmeye aracılık eden temel bir insan hakkıdır. Bu yönüyle de aslında ulaşım temel kamusal bir görevdir. Kent yaşamının canlılığını devam ettirmesi ve tüm vatandaşlarımızın kent yaşamına eşit fırsatlarla katılma hakkının korunması açısından, kamu ulaşımının tüm vatandaşlara ucuz, eşit, güvenli ve asgari konforda sağlanması, kısacası ulaşımın her bir vatandaşımız için erişilebilir hale getirilmesi önemlidir.
Belediyelerin, kamu hizmeti olarak sunulması gereken şehir içi toplu taşıma hizmetinden tamamen el çekmesi, bu hizmeti özel şirket ya da kooperatiflere devretmesinin doğurduğu sancılara geçmişte tecrübe edilmiş birçok örnek verilebileceği gibi bu tür uygulamalar sosyal belediyecilikle bağdaşmamakta, vatandaşların kent içinde ulaşım hakkını özgürce kullanmasının önünde engel oluşturmaktadır. Kamu hizmeti yürüten kurumların başında olan belediyeler, böylesi önemli bir kamu hizmetinin sunulmasında her ne gerekçe ile olursa olsun sorumluluktan kaçamaz, sorumluluklarını halkın üzerine yıkamaz, yıkmamalıdır.
Tekrar hatırlatıyoruz;
Şehiriçi ulaşım hizmeti sunan şoför esnafımız mazot zammına, yedek parça zammına, yüksek vergilere karşı seslerini yükseltmek zorunda oldukları gibi gerek Kastamonu Belediyesi, gerekse merkezi hükümet ve bakanlıkları toplu taşıma hizmeti sunan şoför esnafına sosyal hizmet kapsamında ticari faaliyetlerini sürdürülebilir kılacak destekleri sağlamalıdır. Çünkü bugün karşı karşıya kaldığımız tablonun sorumlusu ne vatandaş, ne de şoför esnafıdır. Sorumlu; beceriksiz yönetim, bu yönetimi her şart ve koşulda destekleyeceklerini açıklayanlardır.
Ulaşımın bir hak olduğunun altını çizerek, Kastamonu Belediyesi’ni başta alternatif ulaşım hizmetleri sunmaya, enflasyon karşısında çaresiz bırakılan ve suçlu gibi gösterilen halk otobüsü esnafına ticari faaliyetini sürdürebileceği kadar ekonomik destek sağlamaya ve şehiriçi ulaşımda bir an önce mesafeye göre ücretlendirme tarifesine geçilmesi için gerekli adımları ivedilikle atmaya davet ediyoruz.”