Belediyeciysen altın kural, tek birimde çalışmayacaksın. Yani bu benim için öyle sanırım.Belki bu altın kuralı edinmemde sivri diliminde etkisi oldu, inkâr edilemez…Kent Konseyi de bu birimlerden biriydi. Mehmet Çelik Başkanım ve meclislerle birlikte yaptığımız çok işler oldu. En çok mutlu olduğum ise Van depremi olduğu dönemde çocuk meclisinde görev alan çocukların Van’daki depremzedelere yazdığı mektuplar ve kurulan dostluklardı… Gençlik meclisinin çocuk esirgeme kurumunda vermiş olduğu konser…“Büyüklerine yer ver” kampanyası… Benim de çok eğlendiğim uçurtma şenliği, çocuk şenliği… Bunlar hep bizleri bir araya getiren projelerdi.
Şehri şehir yapan içinde yaşayanlarıdır. Kedisiyle, köpeğiyle, kuşuyla, çiçeğiyle…
Bende bu şehirde yaşadığım için, burası ne kadar güzelleşirse fayda sağlayacak yine benim. İyilik bulaşıcıdır ve iyi insanlar iyi işler yapar.
Daha önce görev yaptığım dönemde gerçekleştiremediğim için çok üzüldüğüm çocuk meclisiyle Mehmet Tekeli üstadı buluşturma düşüncesi… Ah ki ah!Hâlâ içim yanar…Bir diğer projem ise en güzel balkon yarışmasıydı.
Yaşlılarla gençleri, gençlerle çocukları buluşturacağız inşallah. Öğretmenevi’nde tavla oynayan öğretmenler, sıkı durun bir sürü projeyle kapınızı çalacağım.
Geleneksel el sanatları bakmışsınız bir seramikte hayat bulacak. Yada bir minyatürde…
Hedefleri küçük tutuyorum. Zira tipik keçi olduğum için yavaş adımlarla şehri yine kaynaştırmak için çalışacağım. Doktor çocuğuyla işçi çocuğu yine aynı şeylere gülecek, yine aynı kalemi paylaşacak, yine aynı gökyüzüne bakarken aynı mutluluğu hissedecek. Yine aynı erik ağacına tırmanıp, olmamış eriği yiyip karnını ağrıtacak.
Ne kadar çok çalışırsam o kadar çok mutlu olan biri olan ben Kent Konseyi Genel Sekteri olarak derim ki; Yeni yönetimle ve yeni başkanım, daimi amcam Sayın Ahmet Zafer Ergün’le “bir çivi çaksak yeter” diyoruz.
Ortak akıl, ortak ahlak mutluluk endeksinde yükselmiş, marka olmuş bir şehir için…