- Saadet Partisi İl Başkanı Hamit Serdar Yılmaz, Murat Demir’in kendisi için söylediği “Kayserilidir” sözüyle ilgili olarak, “Kayserili değilim. Olsaydım avukat değil kendisi gibi işadamı olurdum. Yani Murat Demir vekil olmadan önce de Kastamonu’daydım. Vekil olduktan sonrada Kastamonu’daydım. 24 Haziran’da vekilliği bitip, tarihin çöp sepetinde yerini alıp İstanbul’a döndüğünde de Kastamonu’da olacağım” dedi.
Saadet Partisi İl Başkanı Av.Hamit Serdar Yılmaz, dün yaptığı yazılı açıklamada AK Parti Milletvekili Murat Demir’in kendisi hakkındaki söylemlerine aynı sertlikte cevap verdi.
Yapılan açıklamaların Kastamonu’yu temsil eden bir milletvekiline yakışan açıklamalar olmadığını dile getiren Saadet Partisi İl Başkanı Yılmaz, “Zira biz kendisi hakkında öncelikle şifa talebinde bulunduk.Haliyle nezaket, adab-ı muaşeret, insanlar birbirlerine iyi bir temennide bulunduğunda teşekkürü gerektirir.Vekilin bundan yoksunluğu zihniyetini beyan etmektedir.Bizi muhatap kabul etmeme meselesinde, vekilin muhataplığına müşerref olmak için reptilian mı olmamız lazım bilmiyorum.Ancak bu ülkede yaşayan, bu ülkenin havasını soluyup nimetlerinden istifade eden ve bu ülkenin bir adım ileri gitmesini arzu edende,adam kayırıp kendi yandaşlarını işlere yerleştirende, suç işleyenlerde, cezaevinde bulunanlarda olsa herkes bizim muhatabımızdır.Herkesin yanlış yapma, hata etme ihtimali vardır. Kimse kusursuz değildir.Ama herkesin bu ülkeye hizmet etme yükümlülüğü vardır.Haliyle herkesle mutlaka konuşacak bir konumuz vardır.ÇünküDostoyewski’nin beyanıyla farklı düşünmemize rağmen biraraya gelip konuşabiliyorsak insan olmuşuz demektir” diye konuştu.
Kendilerinin yaptıkları ilk açıklamada FETÖ davalarındaki çarpıklığa ve Kastamonu’da yaşayan insanların 2018 model hastanede karşılaştıkları problemlere dikkat çektiklerini belirten İl Başkanı Hamit Serdar Yılmaz, açıklamasında şunları aktardı:
“Ancak sağlık alanındaki problemlerle ilgili sorduğumuz sorulara cevap vermek yerine bizim nereli olduğumuzu ve bir terör örgütü mensubu olduğumuzu söylemiştir ve cevap hakkımız doğmuştur.Öncelikle Murat Demir’in hangi anket şirketine benim hakkımda araştırma yaptırarak Kayserili olduğumu çıkardığını ve Kayserili olsam dahi bunun vekilde nasıl bir rahatsızlık oluşturduğunu bilmiyorum.Fakatbu açıklamadan çıkardığımız sonuçlar şunlardır:
1-Hakkımda yapılan araştırma ile vekile yanlış bilgi verilmiştir.Biz Kayserili değiliz.Kayserili olsaydım hukuk fakültesinde okumak istemezdim.Sizin gibi işadamı olurdum.
2-Kayserili birinin Kastamonu’da Saadet Partisinin başında bulunması selef vekili niçin rahatsız etmektedir?Kaldıki bendeniz 1990 tarihinden bu yana Kastamonu’da olan biriyim.Yani siz vekil olmadan öncede Kastamonu’daydım, siz vekil olduktan sonrada Kastamonu’daydım.24 Haziran’da vekilliğiniz bitip, siz tarihin çöp sepetinde yerinizi alıp da İstanbul’a döndüğünüz zamanda ben yine Kastamonu’da olacağım.Çünkü ben Kastamonu’yu ve buranın güzel insanını seviyorum.Bu konuda saatlerce konferans veririm. Yani benim Kastamonu’da yaşamam vekil olup olmamama, makama bağlı değildir.Sıradan bir insan olmam yeterlidir.Ama sizin Kastamonu’da olmanız vekillik makamına bağlıdır. Sizi vekil olmadan önce kimse bilmiyordu.Vekilliğinizbitincede unutulacaksınız.
3-Sözkonusu talihsiz açıklamaya göre vekil Kayseri’yi dışlayarak kafatasçı olduğunu göstermiş ve ayrımcılık yapmıştır. Kayseri bugün bu ülkenin en önemli ticaret merkezlerindendir ve ülke ekonomisine ciddi katkıları vardır.Başbakanlar,Cumhurbaşkanları, bakanlar ve birçok işadamı yetiştirmiş bir şehrimizdir. Siz AKP iktidarı olarak yıllardır Kastamonu adına mecliste olduğunuz halde şu Kastamonu’ya bir tane üreten tesis yapmadınız, Kastamonu vekillerinden bir tane bakan çıkaramadınız.Bu memleket size ne istedinizse verdi.Sizin iktidarınızda gidip terör örgütüne ne istediyse verdi.Bu memleket için Meclis’e bir tane kanun teklifi bile vermediniz.Tam aksine en son elde Şeker Fabrikası kaldı, seçim araya girdiği için onuda satamadınız.
4-Yine vekil, benim terör örgütleriyle birlikte hareket ettiğimi söylemiştir.Bu konuda elinde delil varsa hiç beklemesin benim hakkımda suç duyurusunda bulunsun.İsterse dilekçesini ben yazarım.Ama şunu bilsinki; terör denen canilikle milli görüşçülerin isimleri asla yan yana konulamaz.İyinin, güzelin, doğrunun, faydalının, adil olanın hakimiyeti ve her türlü kötülüğün, çirkinliğin, çirkefliğin,yanlışın, yalakalığın, zararlının ve zulmün ortadan kalkması için çalışan milli görüşçülerin adını terörle birlikte anmak Murat Demir’in hakkıdahaddidedeğildir.Ben burada bir avukatım.Savunmahakkı da herkes için vardır. FETÖ davalarınada özellikle bakıyorum.Çünkü o davalardaki çarpıklıkları, sahte delilleri, hak ihlallerini, milli görüşçü bir avukat olarak ortaya koymak ve mazlumları kurtarmak sadece benim değil herkesin vazifesidir.En basitinden sizin iktidarınızın beceriksizliği yüzünden yüzbinlerce insan içeride haksız bir yere yatmaktadır.Beraat eden birçok insan en ağır hak ihlallerini yaşamıştır.Hatta sizin iktidarınızın beceriksizliği yüzünden FETÖ iddiasıyla intihar edip görevlerine iade edilmiş insanlar dahi bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ülkede oluşturduğunuz korku imparatorluğunuz sizlerle birlikte 24 Haziran’da tarihe karışacaktır.Bu milletin hakkını yiyen,birilerine peşkeş çeken, adam kayırarak liyakatsiz atamalarla kurumları felç eden, güç sarhoşluğuna kapılan, milletin parasını bilboardlara harcayıp israf eden herkes bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde hesap verecektir.”