İyilik, doğruluk, özgürlük, adalet, güzellik ve en çok da Kastamonu için atan yüreğinin son noktayı koyduğu günden bu yana tam 40 yıl geçen Yazı İşleri Müdürümüz, şair ve yazar Siyami Özel’i, ölüm yıldönümünde saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz.
Yüreğim
Yüreğim, göğsümde can yoldaşımsın
Ben seni bunun için taşıyorum
Yalnızlığımda en iyi arkadaşımsın
Ben seni bunun için taşıyorum
Bazan sızlarsın ince ince
Zayıfın ezildiğini görünce
Sende bir şey var belli, insanca
Ben seni bunun için taşıyorum
Sevdin sevildin; kırdın kırıldın
Bazan eşe dosta küstün, darıldın
Her seferinde yine kuruldun
Ben seni bunun için taşıyorum
İçinden nice acılar geçti
Kederler kayboldu, hüzünler uçtu
Ardından yine çiçekler açtı
Ben seni bunun için taşıyorum
Hey yüreğim sevgilere kuş yüreğim
Acılara, çilelere taş yüreğim
Zalimlere karşı savaş yüreğim
Ben seni bunun için taşıyorum
Bir gün durursan “gerçekten yürekti” desinler
“Yürekler içinde bir tekti” desinler
Musalla taşında “erkekti” desinler
Ben seni bunun için taşıyorum
Siyami Özel
Sosyal barış mı, iç savaş mı?
Ne oluyoruz?
Bu mudur vatan millet sevgisi?
Yurt sathı bir arena mıdır?
Herkes birbirine yan bakıyor.
Herkes kendi gibi düşünmeyeni hain sayıyor.
40 milyonu aşkın bir Türkiye’yiz. Dinamik bir toplumuz. Kalkınma rayına oturmuşuz. Tam oturmuşuz ki…
İşin burasında sapıtıyoruz işte. Gücümüzü dışarı göstereceğimize, birbirimize gösteriyoruz. İşte bu olmadı. Elimiz kardeşkanına boyandı. Giderek kan davası gütmeye başlayacağız neredeyse.
Bu işin sonu iç savaşa gider.
Ondan sonrasını varın düşünün.
Ne güçlü Türkiye kalır ortada ne kalkınma.
Aklımızı başımıza almak için henüz vakit var.
İç savaş bulutlarını dağıtıp pekâlâ sosyal barışı kurabiliriz.
Bu işte en büyük rol siyasi partilerimize düşüyor. Sonra basınımıza, gençlerimize, aydınlarımıza. Devleti kurtarmak hepimizin boynunun borcu.
Kinler nasıl durulur? Hırslar nasıl biter? Asıllar nasıl başa gelir?
Memleket sevgisiyle… Türkiye’yi gerçekten sevmekle… Birbirimizi sevmekle… İftira etmemekle… Sövmemekle… Birbirimize kurşun atmamakla… Karşıt kamplara bölünmemekle… Bölücülük etmemekle… Atatürk sevgisiyle… Çağdaş uygarlıklarla… Demokrasi ile… Özgürlükle… Yabancı uşaklığı yapmamakla…
Zor bir şey değil.
Yazık ediyoruz Türkiye’ye.
Onu hepimiz sevdiğimiz halde.
Yoksa sevmiyor muyuz?
Siyami ÖZEL
“3 Aralık 1975”