Kastamonu’ya sanayi yatırımının “mücbir” sebepler haricinde gelemeyeceğini diğer illerle kıyas yaptığımızda kolayca anlıyoruz aslında…
Tarsus mu Kastamonu mu yatırım namına daha cazibeli misal?
5 bin 300 dönüme planlanan Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nin bin 660 dönümlük ilk etap kamulaştırma çalışması tamamlandı, altyapı projeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na onaya gönderildi, mayıs ayında temeli atılacak, şuana kadar 35 firma ile sözleşme imzalandı, hedef ilk etapta 5 bin, ardından 15 bin kişiye yeni istihdam alanı sağlamak, arazilerin yüzde 50’sinin satışı gerçekleşti, kalanın eli kulağında, arazi fiyatlarının metrekaresi125 liradan yatırımcıya sunuluyor, Mersin Uluslararası Limanı’na 44 kilometre, Çukurova Bölgesel Havalimanı’na 25 kilometre, Yenice Lojistik Merkezi’ne 18 kilometre uzaklıkta olduğu için “talep” yağıyor haliyle…
Tarsus OSB’den haberler böyle.
Tarsus OSB ile Kastamonu “ek” OSB benzer özellik taşıyor kurulacakları alanın önemli bölümünün her ikisinde de “özel mülkiyet alanı” olmasıyla, her iki OSB projesinde de kamulaştırma için ciddi rakamlar lazım…
İlginç olan her iki OSB’de de kamulaştırma bedelinin birbirine yakın olması, Tarsus OSB’de “5-6 lira” metrekare fiyatı “31 ila 35 lira” ile neticelendi, Kastamonu OSB’de de benzer rakam var.
Arazi fiyatı “aynı”…
Yatırımcı hangisine yatırım yapar sizce?
Bir tarafta “lokasyon zengini” Tarsus…
Diğer tarafta “lokasyon yoksulu” Kastamonu.
Kastamonu’ya sanayi yatırımı gelmez…
“Gelemez” çünkü.
Manda sütünden “Kastamonu mozerellası”
İzmir Büyükşehir Belediyesi manda yetiştiriciliğini canlandırmak için Selçuk ilçesinde dokuz kadın üreticiye 28 manda hibe etti, manda sütünden katma değeri yüksek, İzmir’e özgü ve tüm dünyaya pazarlanacak“İzmir mozerellası” gibi ürünler üretmek hedefleniyor…
“Kastamonu mozerellası” olmaz mı?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı açıklamada “Bugün dünya mutfaklarına İtalya’dan ulaşan mozerella peyniri manda sütünden yapılıyor. İtalya’ya giden mandalar ise bu coğrafyadan gitmiş. Biz kendi değerimize sahip çıkamazken başkaları bundan dünyaya pazarladıkları bir ürün yaratıyor. En büyük zenginliğiniz bu bereketli topraklar ve iklim, ancak biz bunları kullanmıyoruz. Aklımızı başımıza toplayarak üretmek, ürettiğimizi dünyaya satmak mecburiyetindeyiz. Manda besiciliğini de bu amaçla İzmir’den başlayarak yeniden yaygınlaştıracağız. Hedefimiz manda sütünden, katma değeri yüksek, İzmir’e özgü ve tüm dünyaya pazarlayacağımız İzmir mozerellası gibi ürünler üretmek. Bunu üreticilerimizle birlikte başaracağız” dedi…
Geçtiğimiz yıllarda Kastamonu’da da benzer bir proje başlamıştı.
“Manda birliği” kuruldu Kastamonu’da o vakit…
Genç çiftçilere hibe manda dağıtıldı, devlet tıpkı İzmir’de olduğu gibi ilimizde de harekete geçti, üreticiye destek oldu.
Manda sütünden “Kastamonu mozerellası” yapalım…
İzmir’den neyimiz eksik!
MUSTAFA AFACAN