Pandeminin bile belini bükemediği sanayi çarkları, İran’dan sağlanan doğalgaz tedarikinde yaşanan sıkıntı nedeniyle 3 günlüğüne durmak zorunda kalacak ülkemiz sathında, “Kastamonu OSB” için belirlenen kesinti günleri “25-26-27 Ocak” olarak ilan edildi…
Ciddi ekonomik zarar.
“Sayılı gün” elbet geçer geçmesine de…
Faturası sanayiciye bakiye kalır.
“Taahhüt, iş kaybı, maddi külfet…”…
Kolaylık dileyelim üretenlere, günümüzün en zor meşgalesiyle iştigal etmekte irade gösterenlere, usanmayanlara, “uslanmayanlara”.
Her ne kadar “sanayi merkezi” olarak değerlendirilmese de ekonomi liginde…
Kastamonu’nun sanayileşme alanında kaçırdığı fırsatlar “az buz” değil; “buzdağı”.
“Dokuma sanayisi” misal…
Olamaz mıydı?
Kastamonu’nun 3 bin seneyi bulan “dokuma kültürü” koridorunun son çeyrek yüzyıllık dilimi bile kaçan trenleri göstermesi açısından “ders” niteliğinde…
“Hüzün sanayisi” Kastamonu.
28 Ekim 1997 tarihli Hürriyet gazetesinde Özkan Demir imzalı haberde “Kastamonu tezgahı Beymen’e çalışacak” manşeti yer alıyor…
“Muğla’nın Yeşilyurt kasabası ve Denizli’nin Kızılcabölük köyünden sonra Kastamonu’daki dokuma tezgahları da Beymen Home için çalışmaya başladı. Yüzlerce yıllık geleneğin yeniden canlandırılması amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında 1994 yılından bugüne kadar iki yörede 45 tezgahta 18 bin metre kumaş dokutan Beymen, El Dokumaları Projesi’ne Kastamonu’yu da dahil etti. Aylarca süren fizibilite çalışmaları sonucunda belirlenen Kastamonu ve çevresine ait özgün modeller, 1997-98 kış sezonundan itibaren Beymen koleksiyonlarında yer alacak. Bölgenin 1940’lı yıllarda tiftikli dokumada önemli bir merkez oluşturduğunu ve bu nedenle de yatak örtülerinin kumaşlarında yün ve tiftik ipliklerini tercih ettiklerini kaydeden Beymen yetkilileri, nevresimlerinde de Aşıklı köyünden Yüksel Usta’nın şimşir ağacından yapılan düğmelerini kullanacaklarını belirttiler. Kastamonu’daki üretimden oluşacak koleksiyonun birbirinden farklı dört tarzı taşıyacağını belirten Beymen yetkilileri, koleksiyonda yöre kumaşlarının, günümüzün çağdaş çizgi ve desenleri ile bütünleştirildiğini sözlerine eklediler.”
“Dokuma” ve “şimşir”…
Projenin özgünlüğünü görüyor musunuz?…
Haber siteleri “13 Şubat 2013” tarihli yayımlarında Kastamonu dokumasına ilişkin bir müjde veriyordu…
“İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşayan Türk Modacı Serap Pollard’ın moda tasarımları, Londra’da her yıl düzenlenen ‘Pure London 20132 moda fuarında sergilendi. Pollard’ın koleksiyonunda, Kastamonu2da yok olmaya yüz tutan el dokuması Selalmaz kumaşından diktiği tasarımlar da yer aldı. Dokumasında bamboo ipliği kullanılan konsept, organik ve dönüşümü kolay olması nedeniyle ekolojik bir ürün olarak Avrupa’da oldukça dikkat çekti.”
“Selalmaz”…
“İnovasyon”.
İhlas Haber Ajansı 19 Eylül 2013 tarihli haberinde malumat veriyordu Kastamonu el dokumaları hakkında…
“Kastamonu Valiliği tarafından geleneksel el sanatı olan dokumacılığı geliştirmek ve ekonomik bir girdi haline dönüştürmek için 1996 yılında kurulan KAVELDO, 53 tezgah ile Kastamonu’dan dünyaya açılıyor. Beymen, Yakko, Ramsey ve Hammam gibi uluslararası firmalarla anlaşma yapan, yurt içi ve yurt dışında ürün pazarlayan KAVELDO’da yöresel özellikteki el dokumalarının hammaddesi yüzde 100 pamuk ile keten oluşturuyor…”.
Diyeceğim o ki…
Kastamonu’da sanayi çarkları günümüzde “3” gün süreyle duracak durmasına ama seneler senesidir kendi elimizle durduğumuz çark da az değil hani.
MUSTAFA AFACAN