Sağlık Bakanlığı’nın günlük açıklamış olduğu verilere göre Covid-19 pandemisi yüzünden ülkemizde maalesef hergün ortalama 200 vatandaşımız hayatını kaybediyor ki bu ayda 6 bin, bir yılda ise 73 bin kişi demektir.
Artık hiçbir önlem, kısıtlama ve denetim yok, aşının çıkmış olduğu ilk günlerde bu hastalığın önüne geçilebilmesi için ülke genelinde yüzde 70 aşılamanın yapılması gerektiğini hemen hemen hergün yazılı ve görsel basında bilim insanları söylüyorlardı.
Son açıklanan rakamlara göre ikincidoz aşı yaptırma oranı % 79’u geçti,yüzde 80’lere geldi ve anlaşıldı ki sadece aşılama tek başına tam koruyuculuk sağlamıyor; maske, mesafe ve hijyen kurallarına da tam anlamıyla uymak gerekiyor.
İlk günlerden beri belirtilen bu kurallara artık uyduğumuz söylenemez.Uyabilmemiz için ise tam anlamı ile sıkı bir denetim gerekiyor. Örneğin alışveriş merkezlerinin büyük mağazaların çoğunda HES koduna bakılmıyor.Dolmuşlarda zaten HES kodunu bir kenara bırakın mesafe kurallarına uyan bile yok.Hal böyle olunca günlük vefat sayıları bizler için sadece bir rakamdan ibaret oluyor.
Herkesi herşeyi kendi haline bıraktık, aslında çoğu ülkeler kısıtlama ve önlemleri yeniden hayata geçirmeye başladılar.
Örneğin Avusturya Sağlık Bakanlığı 10 bini geçen vaka artışları nedeniyle yukarı Avusturya ve Salzburg eyaletlerinde aşı yaptırmayanlara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasının kesinleştiğini açıkladı yakında ülke geneline uygulanacağı bekleniyormuş.
Bizde ise vurdumduymaz insanlar yüzünden vaka sayısı bir türlü 20 binin bile altına düşmüyor.
Karantinada olması gerekenler bankalarda veya başka yerlerde ara sıra da olsa yakalanıyor ve gerekli işlemler yapılıyor; virüsü taşıyıp yakalanamayanlar ise gerekli denetimleri yapmayanlar yüzünden aramızdalar.‘Ateş düştüğü yeri yakıyor’ diye defalarca yazıldı, ama kimsenin umurunda değil.Peki bu işin vebali ne olacak?
Pandemi yüzünden vefat edenlerin ise yaşları, cinsiyetleri, başka bir hastalığının olup olmaması ve en önemlisi aşı yaptırıp yaptırmadıkları ile ilgili bir bilgi paylaşılmıyor.Sadece yoğun bakımda yatan hastaların aşı yaptırmayanlardan oluştuğu belirtiliyor ve artık açıklanan veriler de inandırıcılığını kaybetmeye başladı.
Vaka ve ölüm sayılarının azalması için gerekli önlemler artık bizlerin insafına bırakılmış durumda.Son günlerde ise daha korkunç bir iddia ortaya çıktı ki bu iddia ise turizm yörelerinde vaka sayılarının çok düşük olarak açıklandığı.İnsan yoğunluğu olan bu bölgelerde vaka sayılarının asla bu derece düşük olamayacağı belirtildi.
Tünelin ucundaki ışığın bir çıkış mı yoksa karşıdan gelen bir trenin ışığımı, ayırt edemez duruma geldik.Kısacası,‘saldık çayıra’ sözü aklıma geliyor.Dikkat isteyen ve önemli bir işte, istenilen dikkatin gösterilemeyeceğini anlatan, herkesin bildiği bir deyimdir: “Saldık çayıra, Mevlam kayıra” .
Allah sonumuzu hayr eylesin.
Bülend Çadırcıoğlu