Evet…
Üniversitelerimiz genel olarak “dökülüyor…”
Ülke olarak “Dünyanın En İyi Üniversiteleri” sıralamasında kayda değer bir varlık gösteremiyoruz.
Bırakın ilk 100’de yer almayı…
İlk 500’de bile yerimiz ta 450-500 aralığında.
Üstelik oradaki sayımız da hepi topu sadece iki…
Hem de bu üniversite bolluğunda.
Üniversitelerimizin manzara-i umumiyesi bu!
•••
Neyse…
Biz Kastamonu olarak kendimize bakalım.
Dünya sıralamasını geçelim bi kalem…
Ülke içinde yapılan değerlendirmelerde nerelerdeyiz, ona bi göz atalım.
Biliyorsunuz…
Üniversitelerimiz sürüsüne bereket kriter çeşitliliğine göre değerlendirmelere tabi tutuluyor…
Şuna göre…
Buna göre…
Fakat bir tanesi var ki, insana “Halep oradaysa arşın burada!” dedirtiyor.
“Damardan” tam da bizim ihtiyacımız olan şeyi ölçüyor…
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) 2012 yılında ilk kez başlattığı “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi”nden bahsediyorum…
Dört ana boyut baz alınarak hazırlanıyor:
- Bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliği.
- Fikri mülkiyet havuzu.
- İş birliği ve etkileşim.
- Ekonomik katkı ve ticarileşme.
Endeks’in 2018 sonuçları, 19 Haziran 2019’da açıklanmıştı…
İlk 10 şöyle:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi.
- İstanbul Teknik Üniversitesi.
- Sabancı Üniversitesi.
- İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi.
- Boğaziçi Üniversitesi.
- Yıldız Teknik Üniversitesi.
- Gebze Teknik Üniversitesi.
- Hacettepe Üniversitesi.
- İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
- Ege Üniversitesi.
47.sırada Düzce Üniversitesi, 50. sırada ise İstanbul Şehir Üniversitesi var.
50’den sonrasını listelemeye TÜBİTAK bile gerek görmemiş.
Türkçesi, burada da yokuz!
Meraklısı daha detaylı bilgiye şu linklerden ulaşabilir:
https://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/18842/gyue_gosterge_seti_2018.pdf
https://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/289/gyue_ilk50.pdf
•••
Geçen hafta “Salep orkidesi!” başlığıyla yayınlanan yazımızda da vurgulamıştık…
■ Didaktik üniversite anlayışının hükmü kalmadı.
■ Yalnızca araştırmacılığa indirgenmiş akademik yaklaşımlar terk ediliyor…
■ Girişimciliği öncelemeyen…
■ Bilgi odaklı küresel üniversite anlayışını sürdüremeyen tüm üniversiteler tökezliyor…
■ Bilginin ticarileşebilmesinin yol ve yöntemini bulamayan, bunun mekanizmalarını kuramayan üniversiteler patinaj yapıyor…
İşte bu satırların mütemmim cüzü, bahsettiğimiz “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi!”
•••
“Bunları şimdi neden anlatıyorsun” diyorsanız…
Söyleyeyim…
Kimse üstüne alındığını ifade etmese de…
Önümüzde yapılması elzem işler var.
Kastamonu kalkınsın…
Adımız göçle anılmasın…
İnsanımız bu topraklarda huzur ve mutlulukla, refah içinde yaşasın istiyorsak…
Ankara’yı gözlemekten başka atacağımız pek çok adım var…
Tekrarlayıp duruyoruz:
Her biri başka bi tarafa “çekiştiren” cılız projelerle ilerleyemeyiz.
Birilerinin hammadde tedarikçisi olmakla yetinemeyiz.
Önce elimizde, avucumuzda ne varsa kıymetini bileceğiz ve tüm zenginliklerimizi, dünya ölçeğinde kabul gören yeni değerlerle taçlandıracağız.
İzlememiz gereken yol ve yöntem de belli:
İşe…
“Kastamonu Sosyo-Ekonomik Master Planı”nı hazırlayarak başlayacağız…
Üniversitemiz, bilimsel bilgiyi üretip sahaya indirebilmek için canla başla gayret sarf edecek…
Yani bu yolculuğun “olmazsa olmazı” üniversitemiz!
•••
“İyi ama anlattığınız verilerle bu nasıl olacak?” diyorsanız haklısınız…
Ne yazık ki, bilimsel olarak da esamemiz okunmuyor.
Ama moralimizi bozmayalım…
Yeni Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’ın Kastamonu basınının temsilcileriyle yaptığı toplantıda verdiği önemli mesajları hatırlayın…
Orada sergilenen bakış açısıyla yeşeren umutlarımız giderek filizlenip köklenecek…
Buna inanıyoruz.
O sözleri unutmayacağız.
Çünkü sayın Topal’ın ifade ettiği gibi biz de…
“Geçmişe değil, geleceğe bakıyoruz.”
Ve…
Bugünün dünyasında…
Bilimsel bilgiyi üretmeden…
Üretilen bilgiyi sahaya indirmeden bir şansımız olamayacağının bilincindeyiz.
Kıssadan hisse…
Üniversitemizden…
Bir yandan Kastamonu’nun yerel kalkınma sürecine odaklanmasını…
Bir yandan da bu “büyük hedef”e ulaşılmasına ciddi katkı sağlayacak olan “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi”nde kendine yer bulabilme arayışına dönük çabalarını artırmasını bekliyoruz.
•••
Bitirirken aklıma geldi…
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı…
Yaklaşık on yıl önce…
Anadolu’nun dört bir yanında peş peşe açılan üniversiteleri eleştirirken…
Kastamonu’nun adını anarak maksadını aşan talihsiz bir beyanda bulunmuştu ya…
Hatırladınız mı?
Hani, hep birlikte “fes tepemizden atmıştı!”
Bahaneyle…
O sözlere bir kere daha dört dörtlük bir cevap vermiş oluruz hem!
MEHMET YÜCEL