Bugün son yolculuğuna uğurlanıyor
Kastamonu, yüreği kendisi için atan bir değerinin daha acısını yaşıyor…İsmail Dönmez ve Av. Bahtiyar Yaşar’ın ardından bu kez de yerel basının bir neferi, gazetemiz yazarlarından Şahabettin Mert aramızdan ayrıldı.
Kastamonu, yüreği kendisi için atan bir değerinin daha acısını yaşıyor… İsmail Dönmez ve Av. Bahtiyar Yaşar’ın ardından bu kez de yerel basının bir neferi, gazetemiz yazarlarından Şahabettin Mert (54) aramızdan ayrıldı.
Boynunda oluşan kitlenin tedavisi sürerken Covid-19’a yakalanan ve bununla ilgili muayenelerde akciğer kanseri tanısı konulup kemoterapi uygulanmaya başlanan arkadaşımız, durumunun ağırlaşması üzerine kaldırıldığı Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dün hayata gözlerini kapadı.
Özel İdare’deki görevinden geçen yıl ortasında emekli olan, köşe yazılarının yanı sıra baba ocağı Daday için yaptığı değerli çalışmalarla da bilinip, tanınan, Kastamonu Dadaylılar Derneği’nin başkanlık görevini de yürüten Mert’in vefatı, büyük üzüntü yarattı.
Evli ve Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti üyesi genç gazeteci Gözde Gül Tonturoğlu’nun babası olan Mert, bugün düzenlenecek törenle son yolculuğuna uğurlanacak. Karayolları Camii’nde cuma sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Olukbaşı’ndaki Anıt mezarlığında toprağa verilecek olan arkadaşımıza rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
SOSYAL MEDYADAKİ SON PAYLAŞIMI
1 EZAN ile 1 SELA arasındaki zamana YAŞAM, aradaki senelerin 1 ile çarpımına da YAȘ deniyor…
En son o soru, malûm “Nasıl Bilirdiniz?” Sonrasında imamın son sözü: El Fatiha!
Ve dahası 3 Kulhuvallah, 1 Elham. Sonra 7’si, 40’ı, 52’si derken, gelir Sene-i Devriyesi…
İşin özeti: KİM ÖLE, KİM KALA
Konunun teması: Zamanınız varken hayatınızda değerlerinize ve değer verdiklerinize önem verin, sahip çıkın. Saygı duyun, sevin çevrenizdekileri ve üzmeyin kimseyi…
Son söz: Hakkınızı helal edin. Baksanıza kim öle kim kala…
27 EYLÜL 2021
GAZETEMİZDEKİ SON YAZISI
Kastamonu tarihinde
11 Ağustos
Siyasetçilerimizden Allah razı olsun.
Cumhurbaşkanımızdan bakanlara, partilerin genel başkanlarından milletvekillerine, büyükşehir belediye başkanlarından ilçe belediye başkanlarına, partilerin il ve ilçe başkanlarından yöneticilerine kadar şu zor günlerimizde hep yanımızda oldular; birileri gitti, birileri geldi. Hiç boş bırakmadılar. Hem de seçim falan yokken…
Yerelimizden tutun da, Ankara’dan akın akın geldiler. Yok, olmadı çok uzak yerlerden acımızı paylaştılar. Medyada sık sık telaffuz ettiler, sosyal medyada durumumuzu gösterdiler. Sağ olsunlar, var olsunlar…
Kötü gün dostu olmak budur. Onlar siyaset gözetmediler; karşılaştıkları diğer partililerle ayaküstü hasbıhalde bulundular. (Ama ne yazık ki yine bizim klavye şövalyelerimizin, tarafı olmayanlara ağza alınmayacak yorumlarıyla başları göğe erdi.)
Ama şu da bir gerçek ki;
“Anadolu’nun kuzeyinde, Karadeniz’in batısında, Ankara’dan 243, İstanbul’dan 510 kilometre ötedeki Kastamonu’ya gelmek için bir afet mi olmalıydı?” sorusu aklımıza da gelmiyor değil hani.
Seçimden seçime gördüğümüz simalar bile çizmelerini çekip fosforlu yelekleriyle balçıklı yollarda yürüdüler, çalışanlarla fotoğraf çektirdiler…
Kötü mü oldu? Elbette değil… En azından yanımızda oldular…
Kastamonu’da her yıl 11 Ağustos’ta felakete kurban verdiğimiz yurttaşlarımızı anma günü düzenlememiz ve bu anma gününe yine aynı şekilde katılımların olması için gündem oluşturmamız gerekiyor. Ateş düştüğü yeri yakmasın ve bu afet gün geçtikçe unutulmasın…
Festivaller, kutlamalar, anmalar zamanla yine olacak tabii ki de. Ancak bu kötü gün de hiçbir zaman unutulmasın. En azından mağdur olan diğer ilçelerimizle birlikte başta Bozkurt’un etkinlik takviminde 11 Ağustos yerini alsın…
Şahabettin Mert