Hekimlerin yurtdışı göçünde geçtiğimiz ay rekor kırıldığını açıkladı Türk Tabipler Birliği (TTB), “231” hekim yurtdışı için evraklarını düzenlemeye başladı, dünyanın öbür ucunda bir kelebek kanat çırpsa Kastamonu’da tayfun oluyor malum…
Sağlık konusuna çok ama çok kafa yormamız lazım ilimizde.
TTB verilerine göre geçtiğimiz ay 101’i pratisyen hekim olmak üzere toplam “231” hekim yurtdışında çalışmak için gerekli olan evraklarını toplamaya başladı…
Rekorun İstanbul’da olduğuna bakmayalım, ülkemizin toplam hekim sayısının azalmasının en büyük mağduriyetini yaşayan illerden birinin Kastamonu olacağı aşikar.
Zaten hekim sayısı yetersiz…
Bakiye tümden eksiye düşebilir git gide.
Bu yılın ilk 7 ayında evrak hazırlığı yapan hekim sayısı “bin 402” oldu…
Kastamonu’nun da hekim havuzundan aynı sayının eksildiğini göz önüne almak zorundayız, yılsonuna kadar “3 bin” rakamına ulaşılacağının öngörülmesi ise gerçekten düşündürücü.
Temmuz ayında evrak düzenleyen hekimlerden 11’i dahiliye uzmanı, 12’si çocuk hastalıkları uzmanı, 11’i kadın hastalıkları uzmanı, 9’u acil hekimi, 7’si ortopedi uzmanı, 6’sı ürolog…
Tam da ilimizin beklediği hekimlik alanları değil mi?
Hekimlerin yurtdışı göçlerinin sebepleri çeşitli, “çalışma koşulları” ve “meslek itibarı” yanı sıra son aylarda yükselen kira tutarlarından dolayı barınma konusu da göç belirleyicilerinden biri oldu iyi mi?…
Kira tedirginliğinin metropollerle sınırlı olmadığı, Anadolu’da da hekimlerin gözünü korkuttuğu ifade ediliyor.
Temmuz ayı itibarı ile yurtdışı hekim göçü analizlerinde Kastamonu ismi öne çıkmadı…
Ancak ülkemizden her eksilen hekimin Kastamonu’nun da kaybı olduğu açık.
Kastamonu’da hekim varlığımızı iki kanalda elde tutabiliriz…
“Kamu” ve “özel” sağlık kuruluşları.
Özel sağlık kuruluşlarını ayakta tutmak ve geliştirmek namına kamuoyunun cılız “destek” sözleri dışında elinden gelen bir gücü yok, “ticaret” kurallarının bu alanda da geçerli olduğuna ikna edildi toplum bir şekilde, sağlık sektörü ister “kamu” ister “özel” olsun “ticari” bir alan değil oysa…
Kamuoyunun çok daha fazla hak iddia etmesi lazım.
Kamu kuruluşları için ise “teamül” gereği daha çok söz söylemeye hem “hak” hem de “zaruret” var…
İlimizde sağlık sektörünün amiral gemisi “Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi” ve işbirliği halindeki “Kastamonu Tıp Fakültesi” için “destek” alanında çok daha fazla sahada olmamız elzem.
Yapılanmasını şehrimizde tamamlamak için canla başla çalışan Kastamonu Tıp Fakültesi, ilimizdeki hekim varlığını sağ salim tutmakta “akademik” yönü dikkate alındığında elimizdeki en güçlü kart…
Tıp fakültesi olmasaydı, hekim varlığımız mevcut seviyenin çok daha altında kalırdı emin olun.
İlin tüm kamu organlarının sivil toplum desteğini de canlı ve zinde tutarak, tıp fakültesi başta olmak üzere sağlık alanındaki kurumlara dört elle sarılması ve hekim çekici şartları ilimizde had safhaya çıkarmak için seferber olması şart…
Giden geri gelmiyor çünkü.
(Kastamonu hangi biri dertle uğraşsın?…
Kapıdaki doğa felaketi risklerini bertaraf etmekle mi, çöken ekonomiyi ayağa kaldırmakla mı, ilçe karayollarıyla mı, eğitim ve turizm dertleriyle mi…?
Bu kadar derdi yıllar yılı biriktirdik…
Hepsinin bir gün karşımıza çıkacağını hesap edemedik.)
MUSTAFA AFACAN