Gezegenimizin önündeki en büyük dertlerden biri “iklim değişikliği”, yekun ülkeler muzdarip, iklimdeki bozulmanın faturası doğrudan toplumsal hayatta karşılığını buluyor, ne ekonomi bırakıyor ne de sosyal yaşam…
Yaşadığımız son sel felaketleri “iklim” ile “masaya oturması” gerekli illerden birinin de “Kastamonu” olduğunu net olarak ortaya koydu.
(Gerek felaketlerin mağduru olmamak gerekse de “mücevher” doğası ile özellikle turizm, tarım ve ormancılıkta rekabet gücünü yitirmemesi için Kastamonu’nun “iklim eylem planı” yapması elzem…
“Yaşanabilir bir il” iddiasının göstergelerinden biri bu.)
Dünyada merkezi hükümetler yanı sıra yerel yönetimler, uygulamaya koydukları “yerel iklim eylem planı” ile iklim değişikliğine panzehir geliştirmenin birincil kurumlarından biri…
Ülkemizde bu yönde “öncü” belediyeler var.
Avrupa çapında “Belediye Başkanları İklim Sözleşmesi” 2014’te imzalandı, sözleşme “Birleşmiş Milletler” tarafından da onaylanarak küresel çap kazandı, başlıca amaç “seragazı salımı azaltımını” kamuoyuna taahhüt etmek ve bu yönde uygulamalarda bulunmak… 2017 yılında sözleşmeyi ülkemizde 11 “büyükşehir”, 2 “il” ve “23” ilçe belediyesi imzaladı.
Aralarında Kastamonu belediyeleri yok…
Nasip önümüzdeki yıllara.
“Bolu Belediyesi” imzaladı misal…
Kastamonu’dan da bir belediyenin ismini görebilseydik keşke.
Sözleşmeye imza atan belediyelerden bir kısmı süratle işe koyulurken, bir kısmı ise henüz yeterince yol almadı…
İmzalamayan belediyelere bakınca, yola çıkmaları bile yeter bir bakıma.
Belediyeler koydukları hedefler nispetinde “seragazı salınımı” başta olmak üzere çevreyi kirleten ve iklimi bozan etkenlerin önüne geçmeyi topluma deklare ediyorlar…
Kentin diğer bileşenlerinin katkısı ile ortaya iklimle dost olmak yolunda bir “seferberlik” çıkıyor.
Diğer yandan 8 Nisan 2020’de resmileşen karar ile büyükşehir belediyelerinde “iklim değişikliği dairesi başkanlığı”, il ve ilçe belediyelerinde ise “iklim değişikliği şube müdürlüğü” kurulmasının yolu açıldı, birkaç örnekle sınırlı kaldı belediyelerin bu yönde adım atmaları ancak…
Kastamonu belediyelerinde de bu yönde bir adım yok henüz.
(“Lüks” değil söz konusu müdürlükler…
“Geleceğe yatırım.”)
Kastamonu belediyelerinin “iklim eylem planı” olur mu?…
Olsa iyi olur.
“İklim” toplum yargısında henüz “temel” bir alan gibi görülmese de…
Git gide önündeki tüm “temel” alanları “tali” hale düşüren bir kudretle derinden ilerleyişini sürdürüyor.
Görevin büyüğü yerel yönetimlere düşüyor…
“Sorumluluk” bir bakıma.
Not: Son yılların en “görkemli” 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama programının arifesindeyiz…
Şehrin bütününü kapsamaya aday “fener alayı”, kapsamlı “bayram programı”, “kabul töreni” ile dolu dolu iki gün Kastamonu’yu bekliyor.
Birlik ve beraberliğe en ihtiyaç olunan bu günlerde…
“İlaç niyetine”.
Törenlerde yerimizi alalım…
Bayram “harçtır”.
MUSTAFA AFACAN