Sağlık MİL-SEN Genel Başkan Yardımcısı Tugay Civelekoğlu, Sağlık-Sen’i “sağlıkta şiddet olayları raporu” konusunda “samimiyetten uzak” olmakla eleştirirken, “Sağlık-Sen sağlıktaki şiddet rakamı vererek yine algı oluşturmakta, kendilerini adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermektedir. Bir insanın sağlıkta şiddetle ilgili konuşması için önce kendi teşkilatına bakması gerekir ki, ondan sonra diğer insanların olaylarından bahsedebilsin” dedi.
Civelekoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Bu açıklamayı yapmamızın sebebiresmiyette yetkili sendikanın 2020 yılı Ağustos ayına dair sağlıkta şiddet rakamlarınıgösterir samimiyetten uzak açıklamalardır.Öncelikle sözkonusu açıklama ile yetkili sendikanın toplumdanne kadar uzak olduğu, hiçbir fikirlerinin olmadığı, yaptıkları tek işin yerlerinde sayarak gerçekliği tartışmaya açık sayıları saymak olduğu bir kere daha görülmüştür.
Bu milletin onlardan tek beklediği sayı; hangi ölçüye göre aldıkları belli olmayan, üyelerin hakkı olan ve devlet tarafından ödenen maaşlarının sayılarıdır. Normal personel maddi problem yanında adli konularlada birçok sıkıntı yaşarken, vasıflarını merak ettiğimiz yetkili sendika yöneticileri, normal şartlarda hayalini dahi göremeyecekleri ücretlere güvenerek şatafatla 5 yıldızlı otellerden yaptıkları açıklamalarla inandırıcılıklarını kaybetmektedirler.İnsanların kendilerinden uzaklaştıklarını görmeleri gerekir.Çünkü temsil ettiklerini iddia ettikleri kesim insanımızın tabanıdır ve temsil edemedikleri bu taban onlar gibi 5 yıldızlı otelin müdavimide değildir, Sağlık-Sen yöneticileri gibi samimiyetsizde değildir.
Sağlık-Sen sağlıktaki şiddet rakamı vererek yine algı oluşturmakta, kendilerini adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermektedir.Bir insanın sağlıkta şiddetle ilgili konuşması için önce kendi teşkilatına bakması gerekirki, ondan sonra diğer insanların olaylarından bahsedebilsin.
Kendilerinin sağlık çalışanlarına uyguladıkları şiddetten bahsetmeden, bunun çözümünü gerçekleştirmeden, uyguladıkları çözümü kamuoyuna açıklamadan niteliğini bilmediğimiz rakamlarla doğrudan birilerini suçlamak sadece kötüniyetin ve samimiyetsizliğin göstergesidir.En basitinden sağlıkta çalışana şiddet uygulayan kendi il başkanlarının adli durumlarına bakmaları ve gereğini yapmaları gerekir.Bu vesileyle Sağlık-Sen Disiplin Kurulu Başkanı saygıdeğer hemşerimiz Mehmet Öz beyide önce kendi görevini yapmaya davet ediyoruz ve takipçisi olacağız.
Sağlıkta çalışanların hiçbir problemi sayı saymakla veya hiçbir düşüncenin olmadığı tepeden inme kes-kopyala-yapıştır-yayınla şeklindeki yazılarla çözülmez.Ortaya çözümü koymak icap eder.Yerinde sayan yetkili sendikabugüne kadar hiçbir konuda çözüm getirememiştir.Şikayetten ve ikballeri için birilerinin hoşnutluğunu kazanma gayretinden başka bir gayret göstermemiştir.Masa başından söylemle çözüm olmayacağını anlamaları gerekir.
Bu minvalde bizim en öndeki ilkemiz önce ahlak ve maneviyattır.Adli olaylara bakıldığında sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için 1.olarak temelden başlanılmalıdır.Eğitim sistemimizin içerisine adâb-ı muaşeret dersleri konulmalıdır.Çünkü hepimiz görüyoruzki şuan yetişmekte olan nesil sanal alame teslim olmuş, değerlerine yabancılaşmış, hayatı hayali rol modellerden ibaret sanan, internet ve telefon bağımlılığı üst raddede olan bir nesildir.Konuşulan dilden yaşanılan hayata kadar çok farklıdır.Bu sebeple değerler eğitimi özelinde toplumumuzun en azından asgari müştereklerini gösteren ve yerleştiren değerler eğitimine anaokulundan itibaren başlanmalıdır.
2.olarak yaşadığımız sürecin etkisiyle toplumumuzun ekseriyetinin psikolojik desteğe ihtiyacı vardır. Bu noktada gerek sağlık çalışanları gerek hastalar gerekse hasta yakınları devletin varoluş amaçlarından biri olarak ruh sağlıklarının korunmasını talep hakkına sahiptir.Bu sosyal sözleşmenin sonucu olarak ruh sağlığının sıhhatinin yaşanılanlarda temel etken olduğu gözetildiğinde meccanen profesyonel desteğin gerekliliği bir zarurettir.Kaldıki inancımız kim olursa olsun, dil,din,ırk ayrımı yapmadan can, mal,akıl,namus ve nesil güvenliğini esas kabul etmiştir.
3.olarak hastanelerde hastanın ve hasta yakınlarının hastaneye adım attıkları andan itibaren ayrılmaları sağlanmalıdır.Bu noktada hasta yakınları bekleme arzusundaysalar fiziki şartları olarak içerisinde televizyon,ruhu dinlendiren müzik,su sesi,çay-kahve ikramı, kitap, dergi, gazetelerin olduğu, bir danışman veya uzmanın olduğu, daha ileri aşamada her yaşa hitap eden sanatsal uğraşın olabileceği özel yerlerde tedavi süresince beklemelerini sağlayacak insan tabiatını rahatlatıcı yerleroluşturulmalıdır.İlgili görevli çağırmadan bu yeri terketmenin yasak olduğu, aksi halde en azından kısa süreli disiplin hapsinin öngörüldüğü bir kanuni düzenleme yapılmalıdır.
Belirttiğimiz bu çözümler hayata geçirildiği takdirde inanıyoruzki, hem sağlık camiasında mesleki itibar kendiliğinden tekrar oluşur hem suç ortadan kalkar, hemde hasta yakınlarınında gerek fiziki gerekse ruhi rahatsızlıkları ortaya çıkarılarak toplumun genelinin sağlığının korunması noktasında adım atılmış olur.
Biz Sağlık MİL-SEN olarak resmiyette yetkili olmasak da,bizlere ulaşan insanlarımızdan anlıyoruzki gönüllerde yetkili olmuş bir sendika olarak çalışmalarımıza başladığımızdan beri sadece çözüm odaklı hizmetler sunmaktayız.Varoluş gayemizde budur.Bizler Sağlık MİL-SEN teşkilatları olarak bizlerden istenilen her konuda devletimizin her kademesine yardımcı olmayada hazırız.”