Belki tarihimizin dolu dolu olması, yaşadığımız coğrafyanın on binlerce yıllık kökenlerinin olması, her adım bastığımız yerin onlarca kültür katmanından oluşması ve biraz da duygusal olmamızdan kaynaklı yaşamımızın tüm örgüleri “tarih argümanları” üzerine kurulu.
Herkes birer tarihçi, herkesi dilinde tarihe – tarihsel bir olaya atıf, dükkân tabelalarından sosyal organizasyonlara kadar tarihten bir karakter ya da olay isim olarak kullanılıyor. Öğrenci edebiyat yarışmaları bile tarihi yorumlamak üzerine kurgulanmış. Ekranların tamamında, sinemadan dizilere kadar tarihten bir kesit sündüre sündüre, doğrusu yanlışı ile sezon sezon veriliyor.
Bu kadar tarih içinde olunca ister istemez sanki geçmişte yaşıyor gibiyiz. Geçtim geleceği günümüzü bile yaşamıyor, algılamıyor hatta planlayamıyor gibiyiz. Tarih, tarihimiz gurur verici, dolu dolu ama bu kadar hayatımızda olunca kapsamından da çıkması kaçınılmaz olduğu gibi bugün neler oluyor ve yarına ne şekilde varacak fark edemiyoruz.
Öte yandan bu kadar tarihle iç içe oluşun çıktıları da yok elimizde. İşi ilmiyle bilimiyle değil de kendimize göre ele almamızdan, öznel ve eksik bilgiyle yorumlamamızdan ajitatif söylemler dışında ne bilgi ne bilim üretiyoruz. Ne dünyaca ünlü tarihçi yetişiyor, ne de tarihe dair bir kurum. Ha keza tarihle bu kadar iç içe olmanın da ekonomik bir girdisi var mı, ne kadar var o bile tartışılır. Hatta insan bu kadar hasbıhal olmuş durumda hani koruma kültürü gelişir, kentsel doku buna göre şekillenir, tarihi esere saygı duyulur diye bekliyor ama o bile olmuyor!
Geçmişle yaşandığı kadar geleceğe dair bir şeyler illa ki yapılıyordur ama yakın gelecekte bizleri bekleyen su sorunu, düzensiz kentleşme, iklim, küresel sorunlar, arkası kesilmeyecek pandemi olasılıkları, beslenme vb. birçok başlık ne konuşuluyor ne masaya yatırılıyor ne de olası olumsuzluklara karşı planlama yapılabiliyor.
İşte bu nedenle bize bir fütürist lazım.
•••
Fütürist; gelecek üzerine fikirler üreten, kurgular yapan kişi anlamın gelir. Fütürizm isimli düşünce akımından gelir. Bu iş bir kahinlik, kehanet verme işi değildir yani. Geleceği hayalle de olsa tasarlama, olasılıkları ortaya koyma işidir. Yani bize, özellikle de ileride yaşanacaklara dair birçok veri ortadayken ve dünyanın da seyri görülebiliyorken “gelecek vizyonu” çizen kişiler, düşünceler, kurgular, hayaller lazım.
Tarih maskesine bürünüp sürekli geçmişte yaşamak ama bugünü erteliyor ve geleceği planlamıyor olmak “an’dan-bugünden” ve “gelecek sorumluluğundan” kaçmak gibi geliyor bana. O nedenle tarihçilik edası, geçmişle övünme duygusallığının yerine geleceği hızlıca konuşmamız, kurgulamamız, hatta hayal etmemiz gerekiyor. Hem de en uçuk kaçık şekliyle hayal etmemiz gerekiyor. Tarımı, suyu, toprağı, doğayı, hakları, silikon vadilerini, endüstri 5.0, yapay zekayı, uzayı-evreni ve dahasını hayal etmemiz, hayali ortak olan bir kent oluşturmamız gerekiyor.
•••
Aslında hiç yok ya da olmadı da değil fütüristlerimiz. Gazetecilerimizin bir kısmı ve gazetelerimiz aslında bir noktada bizim fütüristlerimiz oldu. Çünkü onlar bizden hep bir adım önde yaşadılar günü. Bir taraftan da olması gerekenleri, yapılması gerekenleri yazdılar. Bunu Kastamonu basın tarihi içinde en yapan isim ise gazetemizin kurucularından ve Yazı İşleri Müdürü Siyami Özel’di. Kendisi, benim tanıdığım, kente en iyi gelecek vizyonu çizendi. Gazetenin sayfalarında “zaman tüneli” başlığında gördüğünüz bölümde en çok yer alan isim oluyor Siyami Özel. Zaman Tüneli’nde kendisinin zamanında işaret ettiği “yapılması gerekenler” ya 40 yıl sonra yeni yapılıyor ya da hâlâ yapılmayı beklendiği ortaya çıkıyor. Demek ki Siyami Özel, bu kentin en iyi fütüristi olarak üzerine düşeni yapmış, yaptığı gibi de bu felsefesini kurduğu Kastamonu Gazetesi’ne de yerleştirmiş. Çünkü bu gazete, tam 49 yıldır 14 bin 815 sayıdır kentin gelecek vizyonunu şekillendirmek için ayağı yere basan hayalleri paylaşıyor bizimle. Üzerine bir de 5 yıllık Karadeniz ismiyle yayın yaptığı ilk dönemi ekleyin…
Ama bir Siyami Özel ya da Kastamonu Gazetesi elbette yetmeyecektir tek başına gelecek hayalleri için. O nedenle bize şimdiden, daha çok fikir üretip sunacak, daha çılgın hayaller kuracak fütüristlere ihtiyacımız olacaktır.
Kalın sağlıcakla…
MURAT KARASALİHOĞLU