Saadet Partisi, Kastamonu’daki belediye başkan adaylarını Cumartesi günü düzenlediği toplantıda açıkladı. Merkez belediye başkan adayı Kadir Yalçın oldu.
Toplantıda konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tonğüç, Genel İdare Kurulu Üyesi Dursun Ali Düzenli ve İl Başkanı Av. Hamit Serdar Yılmaz, iktidara yüklendi.
Saadet Partisi’nin (SP) Kastamonu belediye başkan üdayları tespit ve İl Divan Toplantısı cumartesi günü Şerife Bacı Öğretmenevi Salonu’nda yapıldı.
Toplantıya Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahalli İdarelerden Sorumlu İlyas Tongüç, Genel Başkan Yardımcısı ve Genel İdare Kurulu Üyesi Dursun Ali Düzenli, Sinop SP İl Başkanı Cavit Üçüncüoğlu, Kastamonu SP İl Başkanı Av. Hamit Serdar Yılmaz ve partililer katıldı.
Av. Hamit Serdar Yılmaz
SP İl Başkanı Av. Hamit Serdar Yılmaz yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:
“31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilecek mahalli idareler seçimlerin yaşadığımız zulüm dünyasında tüm dünya mazlumları için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz. Bu seçimlerde, kimsesizlerin kimsesiyiz diyerek iktidara algılarla gelen, ama uygulamalarıyla zalimlerden başkasının sesi olmadığını, sadece zulmün sesi olduğunu gösteren AKP’nin, hiçbir şekilde bizim milletimizin kaderi olmadığını Milli Görüşçüler olarak tüm dünyaya göstereceğiz.
Bizler elestü bezminde galubela diyerek Rabbimize bir söz verdik. Verdiğimiz bu söz ile, ‘Yarabbi sen bizim Rabbimizsin, sahibimizsin’ dedik. İşte sadece verdiğimiz bir söz için bu mücadeleyi yapıyoruz, bir çok sıkıntıya katlanıyoruz. Ali Şeriati’nin deyimiyle, ‘Bizler Allah’tan başka sahibi olmayanlarız’. Maksadımız; iyinin, güzelin, doğrunun, faydalının, adil olanın hakim olması, kötünün, çirkinliğin, yanlışın, zararlının, zulmün ortadan kaldırılarak sadece Allah’ın rızasını kazanmaktır.
İşte biz bahsettiğimiz bu uğurdaki mücadelemizi lafla yapmıyoruz. Bu konuda Milli Görüşçülerin elinde olan 7 tane diploma ile yapıyoruz. Nedir o belgeler? Biz mücadelemizi yaparken dört partimiz kapatıldı. Bunlar için insan hakları mahkemesine gidildiğinde kapatılmanın doğru olduğuna dair iki tane kararda insan hakları mahkemesinden çıktı.Peki kapatılma sebebi olarak ne gösterdiler. Sadece şunu dediler: ‘Siz İslam’ı savunuyorsunuz, kapatılmanız doğrudur’. Yani dediler ki, ‘Siz hakkı isteyerek ve Hakk için çalışarak bizim sömürü düzenimizi engelliyorsunuz, insanları soymamızı engelliyorsunuz. Özellikle İslam ülkelerini parçalamamızı ve sömürmemizi engeliyorsunuz. Bizim kurduğumuz güce dayalı zulüm dünyasına siz engelsiniz, onun için kapatılmanız doğrudur’ dediler. Böylece elimizde Hakk’ın tarafında olduğumuzu gösteren 6 tane diplomamız oldu. Şu an meşhur FETÖ davalarında hazırlanmış olan tüm iddianamelerde Refah Partisi’nin bu milletin umudu olduğu, bu parti sayesinde insanımızın uyandığı, huzur ve mutluluğa kavuştuğu, zalimlerin sömürü düzenlerini devam ettirmek için partimizi kapattıkları yazılıdır. Dolayısıyla biz Milli Görüşçüler ahirete giderken inşaallah bu yoldan ayrılmadığımız sürece 7 tane diploma ile Rabbimizin karşısına çıkacağız.
Bakın, size bu AKP iktidarının aziz milletimiz için olmadığına, sadece zalimlerin tarafında olduğuna dair bir örnek vereceğim. Bu AKP iktidarı 2011 yılında kadın ve çocuğu koruma kılıfı altında İstanbul Sözleşmesini imzaladı. 2014 tarihinde sözleşme yürürlüğe girdi. Bir cümle ile ifade edersek bu sözleşmede bu zalim AKP iktidarı şunu kabul etti: Sözleşme tarihinden itibaren eşcinsel evlilik bu ülkede resmi hale gelmiştir, erkek erkekle kadın kadınla evlenebilir. Yani Lut kavminin helak sebebini Müslümanlık etiketine sığınarak milleti kandıran AKP bu halka kabul ettirdi, ama maalesef kimsenin bundan haberi yok. Yine bu sözleşmede öyle bir düşünceye imza attılar ki, erkek gibi kadın, kadın gibi erkek oluşturmanın projesini yaptılar. Yani erkek erkeğe benzemeyecek, kadın kadına benzemeyecek, ortaya bir acayip yaratık çıkaracaklar. Zalim AKP’nin bu milleti GDO’lu ürünlerle hasta etmeleri yetmediği gibi , milleti hastanelerin müşterisi haline getirmeleri yetmediği gibi, şimdide milletin cinsiyetini ortadan kaldırmanın derdine düştüler.İşte bu sebeplerle, bu zalim AKP’nin en çok korktuğu Saadet Partisidir. Bütün mücadele yükü bizlerin, sizlerin omuzlarındadır.Allah yardımcımız olsun.”
İlyas Tongüç
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mahalli İdareler Sorumlusu İlyas Tongüç ise şöyle konuştu:
“Kıymetli kardeşlerim.Ülkemizin tarihten gelen liderliği ve Milli Görüş hareketinin bıkmadan usanmadan yılmadan devam eden Allah’ın rızasını kazanma mücadelesi maalesef zalim çevreleri fazlasıyla rahatsız ettiği gibi, halkımız içinde bir umut olarak hep durmaktadır. Bizler karşımıza çıkarılan her türlü engele rağmen, bir kuruş seçim yardımıda almadan ‘Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’ idealini rahmetli hocamızın bize öğrettikleri çerçevesinde bugüne kadar getirdik, son nefesimize kadarda devam ettireceğiz.Çünkü Saadet Partisi olarak milletimizin alın teri, göz nuru ve özellikle bütün emeklerine göz diken sömürücülerle siyaset sahnesine çıktığımız 1969 yılından beri mücadele ediyoruz. Bizler bu yola milletimiz için, tüm mazlumlar için beş tane partimizi vermişiz.
Bizler Milli Görüşçüler olarak seçimler için değil, gelecek nesiller için varız. Bu çerçevede gerek Refah-Yol zamanında gerekse mahalli idarelerin Milli Görüşte bulunduğu 2004 tarihine kadar milletimiz için birçok organizasyon ve hizmet gerçekleştirdik.2004 tarihinde belediyeler bizden AKP’ye geçtiği zaman hizmet yapamadığımız gibi bir gerekçeyle geçmedi. Lakin AKP’nin iktidarının gücüyle oluşturduğu algı ile maalesef milletimiz kandırıldı. Şimdi medyadanda görüyoruz.Sayıştay’daki görev almalardan da görüyoruz. Maalesef şuan AKP’li belediyeler yolsuzluk bataklığına saplanmış durumdalar.
Bilakis bizler yerelde iktidar olduğumuz 2004 yılına kadar en güzel hizmetleri yapıyorduk.Herkes bizden memnundu.Zira biz bir belediyeyi aldığımız zaman orayı, belediye başkanını,üyeleri başıboş bırakmayız. Belediye Başkanından, milletimizden önce biz hesap sorarız, sen ne yaptın, ne yapmadın diye. Sürekli eğitimler yaparız, sürekli o belediyenin yapabilecekleri, yapması gerekenler konusunda şartlara ve zamana göre sürekli güncelleriz. 1995’te İstanbul başta olmak üzere belediyelerin üçte ikisini aldığımızda İstanbul’da herkes eylem yapmıştı. Ama o çöp dağlarını kendi teşkilat mensuplarımızın topladığını görünce bizi istemeyenlerin bile bize karşı önyargıları ortadan kalktı. Çöplerin gece toplanması gerektiğini bile biz öğrettik. Şuanda bizim elimizde özellikle akademisyenler ve o çevrelerin en bilgili insanlarından aldığımız bilgilerle şehirlerimizi ayağa kaldıracak bütün projeler var.Hazır bir şekilde milletimizin belediyeleri Saadet Partisine devretmesini bekliyoruz.Bu devir-teslim gerçekleştiği anda hizmetlerimiz kaldığı yerden devam edecek tüm ülkemizde saadet rüzgarı esecek ve eserlerimiz inşaAllah ortaya çıkacaktır.
Bizler il başkanımızında dediği gibi Rabbimize verdiğimiz bir söz için mücadele ediyoruz. Hak ve adalete dayalı bir dünyanın kurulması için varız.Bu konuda halkımızı bilinçlendirmek için tüm ülkemiz sathında Hak ve Adalet konferansları başlatmış bulunmaktayız. Bütün zalimler 31 Mart seçimlerinde acaba Saadet Partisi’ni yine nasıl engellerizin hesabındalar. Zira en son 24 haziran seçimlerinde İsrail’in Haarts gazetesi seçimlerde mutlaka AKP’nin desteklenmesi ve kazanması gerektiğine dair bir yazı yazdı. David Lerner’in makalesi seçimleri sadece AKP’nin kazanması gerektiğine ve önemine dairdi. Bakın bugün Doğu Türkistan’da Çin zulmü son sürat devam ediyor. Akla hayale gelmeyen işkencelerle Uygur kardeşlerimiz kamplarda işkenceler altında şehit ediliyor. AKP iktidarı ne yapıyor? Çin’le imzaladığı sözleşmelerle o Müslüman kardeşlerimizi terörist ilan etmekle uğraşıyor, karşılığında Çin’den kredi almakla uğraşıyor. Bakın bugün Suriye’nin perişan olmasının tek sebebi BOP e başkanı olarak ortada gezen, saçma sapan bir medeniyetler ittifakı projesiyle ılımlı İslam’ı devam ettiren AKP’dir. Saadet Partisi olarak Beşar Esed ile bu olaylar olmadan önce görüşmeye gittiğimizde bizleri suçlayanlar, bugün bizim yaptığımızın doğru olduğunu itiraf etmek zorunda kalıyorlar.Önceden başka sebepler vardı.Ama bugün unların para ve makam sevdası yüzünden bütün Müslümanlar, mazlumlar en ağır ızdırapları yaşamaktadır.
Bütün bunlar çok ağır veballerdir.Bu sebeple bütün yük biz Milli Görüşçülerdedir.Çok çalışmak zorundayız.Yeni bir dünyayı kurmak zorundayız.Yoksa hepimizin aynı geminin içindeyiz, ama içimizde gücü elinde blunduran gafiller sebebiyle, dalalette olanlar sebebiyle Türkiye gemimiz su alıyor ve hep birlikte batıyoruz.Bu yıl eski parayla 117 katrilyonun faize ayrılması bu batışın delillerinden sadece bir tanesidir. Bu vesiyeyle yükümüzün ağır olduğunun şuurunda olarak çalışmalarınızda muzafferiyetler niyaz ediyorum,”
Dursun Ali Düzenli
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Dursun Ali Düzenli ise toplantıda yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Kardeşlerim, bizler Milli Görüşçüyüz. Hakk’ın tarafında, batılın karşısındayız. Bugüne kadar kimse bizi parayla makamla satın alamadı. Bundan sonra da Rabbimizin izniyle alamayacak. Çünkü yaptığımız her işte biz O’nun rızasını gözetiyoruz ve O’na sığınıyoruz. Bizden gidenler büyüklendiler, şımardılar. Kerameti kendilerinde gördüler. Onun için yaptıkları şerleri hayır zanneder oldular, yapmaları gereken hayırları unuttular.Makamın, paranın ve liderliğin hapsine mahkum oldular.Böylecede maalesef hem bizleri hem tüm dünya mazlumlarını sadece kendi menfaatleri için perişan ettiler.
Hakk’ın yolunu tutanlar mazlumun, mağdurun ümidi olurken batılda birleşenler çoğunlukla zalimin ve zulmün sesi olurlar. Hakk’a gönül verenler, yüce devlet uğruna mücadele ederken batıla dalanlar çıkar ve menfaati üstün tutarlar. Hakk sevdalıları yeryüzünü imar edip yaşanır hale getirmeye çalışırken batılın hizmetkârları fitne, fesat, yalan, iftira ve bozgunculuk peşinde koşarlar. Şartlar ne olarsa olsun Hakk’ın yanında batılın karşısında yer almaya, hakikatin tercümanı olmaya devam edeceğiz. Çünkü başkanımızın dediği gibi sadece Rabbimize verdiğimiz bir söz için çalışıyoruz. Erbakan Hocamla 50 yılım geçti. Sürekli yanındaydım. Bütün derdi şu milletti. Bütün derdi Hakk’ın hakim olması, adil bir dünyanın kurulmasıydı. O her işinde sadece Allah’ın rızasını gözetiyordu. Birileri içimizden veya dışımızdan defalaca kumpaslar kurdular, oyunlar yaptılar, hocanın önünü kesmeye çalıştılar. Ama yalanlar da gerçekler de bugün ortaya çıktı. Erbakan Hoca’nın ne kadar muhteşem bir insan olduğu gerçeği ortaya çıktı.Başbakanken bile başbakanlığın yemek tahsisatından değil kendi cebinden ekmek, peynir, domates, biber alarak öğle yemeğini yemeye çalıştığını insanlar öğrendi. Evinde kendi özel işleri için özel telefonunu kullandığını devlet işlerinde devletin telefonunu kullandığını herkes öğrendi. Kışın ayakları üşüyen küçük kız için hocamızın ağladığını herkes öğrendi. Hocanın son nefesinde bile hastanede doktor ve hemşirelere Milli Görüş düşüncesini anlatarak toplantı yaptığını herkes öğrendi.
İşte bizler bu aşkla bu heyacanla çalışmak zorundayız. Çünkü bu ülke bizim. Bütün mazlumlar bizi bekliyor. Herşeyimiz hazır. Sadece sizlerin gayreti ve Cenab-ı Hakk’ın inayet ve takdiri. Onun için dünya tarihinde nice az toplulukların nice çok topululuklara galebe çalıdığı bilinen bir hadisedir. Siz çalışmazsanız hepimiz, ülkemiz batıyoruz. Maalesef iktidarın algısından, gücünden insanımız göremiyor. Görenler ise sesini çıkarmaya korkuyor. Genel başkanımızın dediği gibi birileride yalakalıkta mahirleşiyor.
İşin özü, biz beş tane partimizi feda ettik. Bunun manası şudur; diyoruz ki, ‘biz bu memleketin ahlaki ve manevi değerleri, ekonomisinin faize peşkeş çekilmemesi uğrunda verilecek mücadeleler ve dış politikada izzetli ve şerefli bir şekilde İslam dünyasının öncülüğünde zalimlere karşı bir şekilde yürütülmesi hususunda bırakın beş tane partiyi vermeyi yüz beş tane partimizi elimizden alsanız biz bu yoldan dönmeyeceğiz.
Onun için Milli görüşçüler olarak son nefesimize kadar çalışmaya Rabbimize söz verdik.Allah hepimize hayırlı bir ömür versin, hayırlı bir ölüm versin.Ömrümüzüde ölümümüzüde yapılacak en güzel hizmetlere vesile eylesin.Ve Rabbim hepimizi hakkı hak bilip hakka ittiba eden, batılı batıl bilip batıldan içtinap eden kullarında eylesin.Gününüz mübarek olsun.”
- ••••
Saadet Partisi tespit edilen Kastamonu ve İlçe belediye Başkan Adayları: Kastamonu Kadir Yalçın, Abana İnanç Dağaşan, Araç Mevlide Şık, Azdavay Ömer Yalçın, Bozkurt Mustafa Çukurkal, Cide Hasan Soyubelli, Çatalzeytin Çağla Yüksel, Daday Murat Tansever, Devrekani Mehmet Çetin, İhsangazi Hasan Bakar, Küre İsmail Taşkan, Pınarbaşı Ayhan Gündoğdu, Tosya İsmail Akmanoğlu.