Av. Hamit Serdar Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında iktidarı sert ifadelerle eleştirirken, “AKP’nin bu batıl düşüncesi ülkemizi ekonomik olarak bir felaketin içine attı. Bugün Kastamonu özelinde birçok işyeri sahibi konkordato hazırlığındadır. İcra takipleri patlamıştır. Birçok insan maalesef şehrimizi terk etmek durumunda kalmıştır. Ekonomimizi batıran AKP iktidarı, çıkış yolu olarak yine kendi halindeki vatandaşın cebine göz dikmiştir. Bu sebeple ufacık Kastamonu’da dronelarla, helikopterle, sivil polislerle halkına tuzak kurup ceza yazan başka bir iktidar tarihte görülmemiştir” dedi.
Saadet Partisi İl Başkanı Av.Hamit Serdar Yılmaz, 31 Mart Yerel Seçimleri, ülke ve il gündemi hakkında açıklamalarda bulundu.
Yılmaz’ın Şerife Bacı Öğretmenevi Salonundaki basın toplantısında yönetim kurulu üyeleri de yer aldı.
Saadet Partisi İl Başkanı Av.Hamit Serdar Yılmaz, bazın toplantısında görüş ve eleştirilerini şöyle dile getirdi:
“31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilecek ve resmiyette mahalli ama gerçekte ülkemizin, milletimizin kaderiyle ilgili olan seçimlerin tüm dünya için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz. Seçimler ülkemizin kaderidir ama AKP bizim milletimizin kaderi değildir. Dünya ülkemizin etrafında dönmesede tarihten gelen liderliğimiz ve Milli Görüş hareketinin merkezinin Türkiye olması bu seçimleri bütün çevreler için önemli kılmaktadır. Zira bugün dünyada siyonist zihniyetin, ülkemizde ise siyonizmin temsilcisi AKP iktidarının en çok korktuğu düşünce milli görüş düşüncesi ve milli görüşün tek temsilcisi Saadet Partisi’dir. Hâlbuki Saadet Partimizin taşıdığı milli görüş düşüncesi tüm dünyanın huzuru için tek çıkar yoldur. Bu zalimlerin Saadet Partisi’ni engellemeye ve yok saymaya çalışmasının tek sebebi kendi zalim düzenlerini devam ettirmektir.
“GAYELERİ ÜLKEYİ PARÇALAMAK”
“AKP’nin zalim düzeni sadece menfaate odaklı olup, kendi mensuplarını maddi olarak ihya etmekten ve ülkemizi parçalamaktan başka bir gaye taşımamaktadır.4867 ve 4868 sayılı yasalarda, birkaç gün önce Numan Kurtulmuş’un ağzından kaçırdığı “Her şehrin anayasasını hazırlıyoruz” ifadesidebu dediğimizi ispatlar. Yapılan birçok ihalenin yandaşlara verildiğini uçan kuş dahi bilmektedir. Devletin hazinesinin soyulduğu Sayıştay raporlarına dahi yansımıştır. Ülkemizdeki kâr eden kuruluşları yabancı şirketlere peşkeş çekmek için kurulan Varlık Fonu bünyesindeki Halkbank hepinizin bildiği gibi bir gece vakti açıktan soyuldu. Bu soyulmanın zararları anlaşılmadan, aradan bir hafta geçmeden bu seferde Vakıf Katılım Bankasında benzer soygun gerçekleştirildi. Bu konularla ilgili bir tane savcının çıkıp da soruşturma başlattığına dair bir haber maalesef hiçbir yerden okumadık.
Kendimizi bildik bileli ülkemiz ayağa kalksın diye halkımız kemer sıkmaktadır. Yönetenler her türlü fedakârlığı halktan beklerken kendilerine gelince, devlet gücünü kullanarak babalar gibi satarız safsatasıyla milletin mallarını satmayı marifet zannetmekte, itibardan tasarruf olmaz şeklinde saçma sapan bir düşünceyle halkın emeğini ve hakkını soymayı kendilerine mübah görmektedirler. AKP’nin bu batıl düşüncesi ülkemizi ekonomik olarak bir felaketin içine attı. Bugün Kastamonu özelinde birçok işyeri sahibi konkordato hazırlığındadır. İcra takipleri patlamıştır. Birçok insan maalesef şehrimizi terk etmek durumunda kalmıştır. Ülkemiz genelinde de büyük firmalarda aynı acı yaşanmakta, firmalar özelliklede devletten olan alacaklarını hazinede para kalmadığı için alamamaktadır. Kendi maaşına %26 zam yapmasını bilen cumhurbaşkanı, memura, işçiye emekliye gelince %2,6’lık zammı bile çok görmektedir.
Ekonomimizi batıran AKP iktidarı, çıkış yolu olarak yine kendi halindeki vatandaşın cebine göz dikmiştir. Bu sebeple ufacık Kastamonu’da dronlarla, helikopterle, sivil polislerle halkına tuzak kurup ceza yazan başka bir iktidar tarihte görülmemiştir. Milletimize trafik cezası yazan polis ve askerde kanundaki görevini değil, Ankara’dan gelen emirle iktidarın kanunsuz ve hukuka aykırı emrini yapmaktadır. AKP’nin bu milletin başında Demokles’in kılıcı gibi durmaması için aziz milletimizi bir hafta gerek kendi özel araçlarını gerekse toplu ulaşım araçlarını kullanmamaya ve gidilecek her neresi varsa yaya olarak gitmeye davet ediyoruz. Göreceksiniz ki böyle bir davranışla hem yakıt fiyatları düşecek hem de AKP bu millete ceza yazamayacaktır. AKP iktidarı ne yaparsa yapsın beceriksizliklerinin faturasını bu asil millete kesemeyecek, Saadet Partisi olarak karşısında durmaya devam edeceğiz.31 Martta inşallah bu millet, tarihin en büyük zalimlerinden olan AKP’yi sandığa gömerek nasıl ceza kesileceğini gösterecektir.
Tütüncü esnafı ayrı bir ızdırabı yaşamaktadır. Marketlerde kimyasal işlemlerden geçmiş ve zararlı olduğu belli olan Amerikan tütününü sattıran AKP, doğal haldeki yerli tütüne maalesef izin vermemektedir. İnsanlara satabilirsiniz diye ruhsat verirken, vergisini alırken akabinde esnafın ellerindeki malı alıp ağır cezalar yazarak yerli tütünü de bitirmektedir. Kâğıtta bile ülkemiz dışarıya esir edilmiş, yerel basın bitme noktasına getirilmiş, yerel basın sahipsiz kalmıştır. Yerel basınımızın hiçbir sorunu önemsenmemiştir. Tütün üreticimizin de yerel basınımızın da sonuna kadar yanındayız.
Ülkemiz dış politikası bir facia yaşamaktadır. Yemen’de insanlar, AKP’nin stratejik müttefikleri ABD, Suud ve İsrail tarafından katledilirken, maalesef insanlık sessizlik içindedir.Doğu Türkistan’da Uygur kardeşlerimiz bizzat AKP iktidarı tarafından terörist ilan edilmiş ve zalim Çin tarafından en ağır işkencelere maruz kalmışlardır.BOPeşbaşkanı AKP, İslam ülkelerinin kanına girmiş ve en son Suriye maalesef İsrail için AKP eliyle boşlatılmıştır.Bu boşaltılmada bir kısım nitelikli insanlar batılı devletler tarafından götürülürken, diğer kalanları AKP oy deposu olarak görmüş ve istenmeyen birçok hadisenin bu ülkede yaşanmasına sebebiyet vermiştir.Kendi vatandaşımız yanlış uygulamalarla ikinci sınıf vatandaş muamelesi görür hale gelmiştir.
Adalet bu dönemde tam manasıyla çökmüş, davalarda hukuk garabeti olağanlaşmıştır.Amirinden memuruna, işçisinden işverenine, akrabalara kadar herkes birbirinin muhbiri olmuş, toplumda güven sadece kelime olarak kalmıştır.
Sosyal çöküntü kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş, eğitim sistemi felç olmuş, deizm ve ateizm zirve yapmıştır. Her türlü suç oranı kasıtlı olarak artırılmıştır. Elbette kimse kimseye suç işleyin dememiştir. Ama özellikle AKP yandaşı havuz medyasının 3.sayfa haberleri ile televizyon ve internette gençliğe sunulan bize yabancı rol modellerle her türlü aykırılık ve serserilik marifetmiş gibi gösterilmiştir. Üniversiteler eğitimden başka her şeyin merkezi olmuştur. Nihayetinde toplum maddi ve manevi olarak ağır bir çöküşü yaşamaktadır. Buna rağmen kimse çıkıp d a tek adam rejimine yaptığın yanlış diyemiyorsa bunun sebebi ya nemalanmak veya ihanettir. Bu sebeple genel başkanımız Temel Karamollaoğlu doğru bir tespitle bu ülke yalakalarla kalkınamaz demiştir.
Bu kadar olumsuzluğun içerisinde Saadet Partisi olarak yerel seçimlerde ülkemizin her noktasında ve dimdik ayakta olduğumuzun Siyonistler ve işbirlikçileri tarafından bilinmesini istiyoruz. Vatan ve millet sevdalılarının tamamını Saadet Partisi çatısı altında buluşmaya davet ediyoruz. Bu seçimlerin yakalarımızdaki rozetlerin çok ötesinde olduğunun milletimizce bilinmesini istiyoruz.Bu seçimler AKP’den,adaletsizliklerinin de, kesilen trafik ve diğer idari para cezalarının da,şeker fabrikaları başta olmak üzere satılan bütün fabrikalarımızın da, samanda ve ette bile dışarıya mahkum edilmemizin de, anormal vergilerle milletimizin ezilmesinin de,soyulanhazinenin de hesabını milletçe soracağımız seçimler olacaktır.Ve neticede istedikleri kadar milli görüşü bölmeye,yolumuzu kesmeye çalışsalar da aziz milletimiz bin yıllık görüşüne sahip çıkacak ve 1994’te olduğu gibi yerel iktidar olan belediyeleri kendi partisi olan Saadet Partisine 31 Martta teslim edecektir”.