Nihayet Çin aşıları geldi…
Öncelik sağlık çalışanlarında…
Yalnız…
Anladığımız kadarıyla kafaları biraz karışık…
Bi yandan…
Koronavirüs tehdidi sürüyor…
Öte yandan…
Aşının güvenilirlik oranı, Brezilya’nın açıklamasına göre yüzde 50,38.
Bu durumda…
Aşı sırası gelenler, itimat ettikleri yakınlarının görüşlerinden medet umuyor:
“Yaptırsam mı, yaptırmasam mı?”
●●●
Aklımıza gelmişken paylaşalım…
Yıl 1989…
Yani…
Sovyet Rusya’nın (SSCB)çatırdadığı…
Sovyetler Birliği’nin gizli istihbarat servisi KGB‘nin, dünyaya “kızıl kâbus” adıyla nam saldığı o eski günlerdeki havasını kaybetmeye başladığı yıllar…
Koca sistem günden güne güç kaybetse de…
Devasa yapı zor belâ da olsa hâlâ ayakta…
●●●
Türk-İş ile AAFLI (Asya Amerika Hür Çalışma Enstitüsü) aile planlaması konusunda bir işbirliği çalışması yürütüyor…
Bu kapsamda Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi’nin organizasyonuyla Erzurum Şeker Fabrikası’nın çalışanlarına ve eşlerine üç günlük bir “Aile Planlaması Eğitimi” veriliyor…
İki gün seminer…
Üçüncü gün uygulama…
Erzurum’da Palandöken’in keyfini sürerek…
Bol bol cağ kebabı yiyerek geçirdiğimiz iki günün ardından son güne geliyoruz…
Eğitimin sonunda…
İstekte bulunan kadın çalışanlar ile erkek çalışanların eşlerine doktor ve hemşirelerden oluşan tam donanımlı bir sağlık ekibi tarafından spiral uygulanıyor…
●●●
Lobide otururken bir de baktık…
Eğitim uzmanı arkadaşlardan birkaçı gülmekten zor yürürbi halde bize doğru yaklaşıyor…
Allah Allah!
Meraklandık…
Meğer bir gün önce spiral talebinde bulunan kadınlardan biri uygulamayı reddetmiş…
Bir türlü ikna edemiyorlar…
Soruyorlar:
“Peki, dün istedin de şimdi neden hayır diyorsun?”
“Olmaz!” diyor, başka bir şey demiyor…
“Kocam hayır diyor!”
Biraz daha üzerine gidince…
Dilinin altındaki baklayı hoş bir Erzurum şivesiyle çıkarıyor:
“Kocam, Rus mikrofonu dur diyor…”
“Bizi dinleyecekler!”
●●●
Sağlık çalışanı olup da…
Fikrimizi soran yakınlarımızın halet-i ruhiyelerine bakılırsa…
Durum “pek bi müşkül…”
Ya benzer bir durum “Çin aşısı” için de söz konusuysa!
“Ya Çin mikrofonuysa!”
“Ya bizi dinleyeceklerse!”
●●●
Gel de çık işin içinden!
“Dinlet” desen bi türlüüü…
“Dinletme” desen bi türlü…
Ne denilebilir ki?
“Tercih sizin…”
●●●
Peki…
“Sıramız geldiğinde biz ne mi yapacağız?”
Hiiiç…
Elimiz mahkûm…
Gidip yaptıracağız.
Varsın…
Dinleyen istediğini dinlesin!
Mehmet Yücel