Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde bazı Avrupalı bilim insanları ülkemize gelip tarih, arkeoloji, jeoloji vecoğrafya sahasında değişik araştırmalar yapmış. Bu konuda en fazla Almanlar dikkati çekiyor.
Breslau Üniversitesi’nden R. Leonhard, Paflagonya(*) bölgesindeinceleme yapmış, bunları kitap halinde yayımlamış.(**)Eserin orijinal bir nüshasını Üsküdar Üniversitesi kütüphanesinde buldum.
- Leonhard 1901 ve 1903 yıllarında iki kez Kastamonu’ya gelmiş, bazı ilçeleri ve köylerigezmiş.Bölgenin topografikve jeolojik yapısınıçok geniş şekilde incelemiş,diğer konularda az bilgi vermiş. Seçtiklerimi, iki ayrı yazı halinde ve çok kısa şekildebilgilerinize sunuyorum.
- Leonhard, devletin izniyle yola çıkıyor; her yerdeen büyük mülkî âmir vâli, mutasarrıf(***) ve kaymakamıziyaret ediyor. Kendisi, yamağı ve koruması(zaptiye)ile üç kişilik birekip.
13 Eylül 1901 günü İstanbul’dan Ankara’ya gelmiş, valiyi ziyaret etmiş, gerekliişlemleri yapmış. 18 Eylül’de Ankara’dan ayrılmış,Çubuk ovası, Çankırı üzerinden Koçhisar(Ilgaz)’a gelmiş. Çerkeş tarafına gitmek istiyor ancak sivrisinek ve sıtma tehlikesinden dolayı vaz geçiyor.29 Eylülde Derbent karakoluna geliyor, oradabir gece yatıyor. Askerler tarafındançok iyi karşılandığını söylüyor.
Ertesi gün Bostan köyünü geçerek Ballık deresine geliyor. Burada sığır pazarı kurulduğunu, koyun ve keçi satıldığınıgörüyor.Adını yazmamış ama burasıBeşdeğirmenler olmalı.Kayı üzerinden Kavacık köyüne, buradan batıya yönelerek o zamanlar patika olanbugünkü yolu izleyerekPırlaklar’ageliyor.Burası şehir sâkinlerinin meyve ve üzüm bahçeleriymiş.
30 Eylül akşamı bir handa konaklamış. Sabah erkenden SaatKulesi tarafına çıkmış, kaleye doğru fotoğraf çekmiş,kitaba da koymuş. Vâli Enis Paşa’yı ziyaret etmiş, çok iyi karşılandığını yazıyor. Vâli yardımcısı Galip Bey, Fransızca konuşuyormuş, kendisini Sanayi Mektebi’ne yönlendirmiş, elindeki aletlerle de çok ilgilenmiş.Şehirden söz ederken şunları söylüyor: “Caddeler çok temiz, evlerin büyük kısmı tuğla ve ahşaptan yapılmış.” Ev sayısı 6 bin, nüfus da 30 bin dolayında.Ermenilere ait 200 evde 572 kişi, Rumlara ait 400 evde 1795 kişinin yaşadığınısöylüyor. Şehrin doğu tarafının çukur olduğunu, buralarda meyve bahçelerinin bulunduğunu, batı yakasında çok sayıda mezar gördüğünü anlatıyor. Sözünü ettiği mezarlık Okmeydanı olmalı.
Bizim bilmediğimiz bir konuya değiniyor. Rumlar 1730 yılında, şehrin 5- 6 km kuzeyindeki Gâvur(Hacıbey) köyüne sürülmüş. II. Mahmut zamanında, tıpkı Ermeniler gibi şehre dönmelerine izin verilmiş. 1841 yılında görkemli bir kilise yapmışlar. Bu kilise muhtemelen Honsalar mahallesinde, 1923’de yanan kilisedir.
- Leonhard, 2 Ekim’deKastamonu’dan ayrılıp Bük köyü üzerinden Germeç(Alatarla)’e geliyor.Burada haftada bir gün pazar kurulduğunu söylüyor.Taşköprü’de bir handa konaklamış, kaymakam ziyaretine gelmiş. Nekrepol tepesine giderek inceleme yapmış. İlçenin nüfusunu 6 bin kişi olarak veriyor.
Dikmen köyü üzerinden Boyabat’a gitmiş. Kale ve şehir hakkında kısa bilgiler veriyor. SonraPertevoğlu, Beyköy, Afşar, Süleymanköy(Donalar) yoluylaÇerkeslerin bulunduğu Belovacık’adönüyor.Bölge güvenli değilmiş. Sinop hapishanesinden kaçanlarınolduğusöylenmiş. İlginç bir saptaması var; şakilerin elinde Martin, jandarmanın elinde dolma tüfek var diyor.
Ahlatçık, Sürücü Ahmet(Aslan) köylerini geçerek Güney köyüne gelmiş, burada atlara yem almış. Köyün çok fakir olduğunu, kerestecilik ve sepet örerek geçindiklerini söylüyor.
Karagözoğlu köyü üzerinden, Alma deresinin sırtlarını izleyerekİkiçay mevkiineiniyor ve10 Ekimde İnebolu’ya ulaşıyor. Hotel Bellevü denilen bir handa konaklamış.
Kendisine çok yardımcı olan Avusturya Lloyd Acentesi müdürüCorvin’le görüşüyor. Kaymakam Mehmet MunipBey’i ziyaret ediyor. Daha önceleri gelen Cuinet’in verdiği rakamlara dayanarak ilçede 1500 ev olduğunu; 1645’i Rum, 230’u Ermeni toplam 8849 kişinin yaşadığını söylüyor.Avara ve Patrioz mahallelerinde Hıristiyanlar oturuyormuş.
Daha sonrakibilgileri de katarak, 1902-1903 yıllarında 7 ülkeden 327 vapurun uğradığını, 347 bin ton yük bıraktıklarını yazıyor.İtalyan Venutelli firmasından aldığı rakamlara göre,1902 yılında 761 bin Frank ithalata karşılık, 495 bin Frank ihracat yapılmış. İhraç malları içinde 1.414.000 Frank değerinetiftik ve Ankara keçisi tiftiği, 1.283.000 Franklıkkereste var. İthalat daha ziyade Avusturya ve Macaristan’dan yapılıyor. 1.522.000 Frank karşılığı pamuk ürünleriithal edilmiş. Diğerleri un, şeker, tuz, kahve, kibrit ve mum. Yelkenli gemilerle gelen mallar bu sayıya dâhil değilmiş. Petrol yani gazyağı, tenekelerle Kafkasya’dan geliyor. Türkler aydınlatmada, tenekeler içinde gelen petrolü kullanıyor, çırayı terk ediyor saptamasında bulunmuş ki önemlidir.Gemiler gelince pazarın hareketlendiğini, haftalık pazar dışında perakende satış yapandükkânların kapalı olduğunu söylüyor.Yazdığına göre ilçede daha ziyade mısır,keten, kendir, meyve yetiştiriliyor.
- Leonhard, 12 Ekimde İnebolu’dan ayrılıyor,Sivriköy üzerinden Küre’ye geliyor.Küre köprüsünün yeni yapıldığını söylüyor ki,zaman yönünden başka bir kaynakla örtüşüyor. Yolda bakır cürufları görmüş. 1650 yılındaki depremde maden ocaklarıtahrip olmuş; mühendislerin gelip gitmesine rağmenkapalı olduğunu yazıyor. Küre 480 ev ve 2400 nüfusla bir pazar merkezi. Kaldığı yeri temiz bulmuş. Tepede bir türbeden söz ediyor. Küre’nin güney tarafından çektiği bir fotoğrafı da kitaba koymuş.
Ambarlı, Çataltepe, Ödemiş üzerinden Mancınık köyüne geliyor. Burası çok fakir ve dağınık bir köy,sığır yetiştiriliyor. Buradan Tepeköy, Eyüp Ağa,Karacakese, Cürümören(Çayözü), Geriş(Hasanağa) veArabacılar’a geliyor.Geriş Ermeni köyü imiş veArabacılar’da da iki tekerlekli araba yapılıyormuş.
Uluköy yoluyla Ermenilerin oturduğu aşağı ve yukarı Onzalarköyleri üzerinden 14 Ekim akşamıDaday’a geliyor ve bir handa konaklıyor.Kaymakamı Ferit Bey’i ziyaret ediyor.Burayıhiç beğenmemiş: “Daday hanındaki gecem hayatımın en kötü anlarımdandır. Sadece bir han ekipmanına ait altı ayaklı sâkinlerin yanı sıra, komşuların kanalizasyon atıkları öyle kuvvetli ki, bütün gece sigara içmek zorunda kaldım” diyor. İlçe nüfusunu 3bin kişi olarak yazmış.
15 Ekimde Daday’dan ayrıldıktan sonraBolatlar, Maden, Bezirgân, Demören veMumayköyleri üzerinden Araç’a geliyor. Kaymakamı ziyaret edip tavsiye mektubunu alıyor, korumasını değiştiriyor. Araç’ta 100 evde 500 nüfus var, ekonomik açıdan hareketli bir yerdiyor. Ayakkabıcılara dikkat çekiyor; çoğunun Ermeni olduğunu yazmış.
- Leonhard16 Ekimde Araç’tan Boyalı’ya geçmiş; buranın bir pazar merkezi olduğunu yazmakla yetinmiş ve17 Ekimde Çerkeş’e gitmiş.
—————————–
(*) Paflagonya; Kastamonu, Karabük, Bartın ileriyle, kısmen Sinop, Çankırı ve Zonguldak illerinin bazı yerlerini kapsayan sahanın eski çağlardaki adı.
(**) Prof. Dr. RichardLeonhard; Paphlagonia.ReisenundForschungen im NördlichenKleinasien, Berlin 1915. (Paflagonya, Küçük Asya’nın Kuzeyinde Gezi ve Araştırmalar).
(***)Mutasarrıf: Cumhuriyet öncesinde, vilayetle kaza arasındaki idarî birime sancak, başındaki mülkî âmirede mutasarrıf denilirdi.
MUSTAFA ESKİ