Emlak piyasasının önemli şirketlerinden sahibinden.com ile Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) işbirliğiyle hazırlanan “sahibindex Kiralık Konut Piyasası Görünümü” adını taşıyan raporun Haziran 2023 verileri yayımlandı.
Raporla ilgili bilgi veren BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, olası İstanbul depreminin ekonomiye büyük bir zarar vereceğine işaret ederek tablonun vahim olduğunu söylüyor.
The Independentturkish’ten Dora Mengüç’e konuşan Prof. Dr. Gürsel, 6 Şubat depremleriyle ortaya çıkan sermaye ve konut stokundaki ciddi hasarı hatırlatarak, bölgede üretim ve istihdamın düşüşüne dikkat çekiyor. Gürsel, sözü olası Marmara Depremi’ne getiriyor:
“İstanbul’da Allah muhafaza 7’nin üzerinde bir Marmara’da deprem olduğu takdirde sanayi ne olacak? Konutlar ne olacak? Kaç insan ölecek? Nasıl bir kaos ortaya çıkacak? Genelde ekonomiye ne kadar zarar verecek? Bunlar da çok önemli. 6 Şubat Depremleri’nin bize öğrettiği büyük bir iş göçü-nüfus göçü oldu. Ayakta kalan işleyebilir durumdaki tesisler, çalışan bulamadıkları için çalışanları şehirler yok ettiği için çalıştıramaz oldular. İstanbullu sanayiciler çok endişeliler İstanbul depremi için. Daha önce yok muydu bu risk? Elbette vardı. Kaç yıldır konuşuluyor “Ne zaman olacak?” diye. Her kafadan bir ses çıkıyor ama bu 6 Şubat Depremi ve sonuçları özellikle bu işgücü kaybı açısından belli ki alarm zillerini çaldırmış.”
İstanbullu sanayici Anadolu’ya taşınmak istiyor
Profesör Gürsel’in yaptığı temaslardan edindiği ön izlenim depremin risklerini minimize etmek için İstanbullu sanayicinin Anadolu’ya taşınmak istediği yönünde.
Zira Gürsel’e göre İstanbul’da birçok anlamda büyük bir tıkanmışlık kendini gösteriyor:
“Sanayici büyük bir risk görüyor. İstanbul’da deprem olduğu takdirde tesislerinden bir kısmı ayakta kalabilir, bir kısmı zarar görebilir. Şu sıralarda tüm bunlara bakıyorlar, tespit ediyorlar. Evet, bir kısmını sağlamlaştırabilirsin ama sağlamlaştırmak için de üretimi durdurmak lazım. O da çok zor iş. Diyelim yapılar sağlam. Öyle olsa bile ‘Biz çalışanlarımızı nasıl bulup getireceğiz?’ sorusu hâkim. Onların yaşadığı konutlarda ne kadarı Allah korusun sağ kalır, ne kadarı yaralanır, ne kadarı ailesinin kaygısına düşmüştür? Böyle sorular dolaşıyor.”
Sanayicinin aklındaki soru: “Beyaz yakalılar Anadolu’ya gelir mi?”
BETAM’ın direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel akıllara takılan bir başka sorunun ise “Beyaz yakalılar Anadolu’ya gelir mi?” sorusu olduğunu belirtiyor.
Gürsel, sanayicinin çalışacak insanı nereden bulunacağı hususunda kafa karışıklığı olduğunu ifade ediyor:
“Sanayici büyüyecek, yani bir firma büyüyecek, yeni tesis kuracak, arsa lazım. Arsalar korkunç pahalı. Artı, aradıkları elemanları bulamıyorlar. Çünkü asgari ücretten rekabet altında çalıştıkları için. Asgari ücret teklif ediyorlar ama İstanbul’da son 2 yılda hayat pahalılığı öyle uçmuş ki; asgari ücretten kimse çalışmak istemiyor.
Bazı yabancı firmaların ‘Deprem olursa sen bana ara mallarını göndermeye devam edebilecek misin, buna dair bir b planı hazırladın mı?’ diye sorduğu iddia ediliyor.
İstanbul’da, yani dediğim gibi çok sağlam bir fabrika kurdun. Hadi depremden de uzağa taşıdın. Şehir göçtüyse sen ne yapacaksın?
Yani onun için 6 Şubat Depremi, İstanbul için de belli ki büyük bir uyarı olmuş vaziyette. Ama maliyet çok yüksek, tamam mı? Anadolu’ya git de, gidebilir misin? Bunun maliyeti var. Maliyetin hepsini kim karşılayacak? Devlet taşın altına elini koyacak mı? Mesela bir kısmı bu depremde büyük zarar gören büyük yıkım gören Hatay’dı, Maraş’tı vesaire. Belli ki oralarda artık bundan belki birkaç yüzyıl yıkıcı deprem olmayacak. Mesela oralara gitsek iyi olur. Mavi yakalılarda sorun yok. Sorun beyaz yakalıları nasıl götüreceğiz? Çocukları var, iyi kötü para kazanıyor, özel okula yolluyor. Alışkanlıkları var. Sen oraya gittin. Diyecek ki orada doğru dürüst okul var mı, o var mı, bu var mı, var mı? Konser var mı? Ama mavi yaka için ise şunu söylüyorlar. “Biz bugün desek ki kardeşim Anadolu’daki şu kente tesisi götürüyoruz. Birkaç ay içinde orada çalışmaya başlayınca sen de kalk gel”. Hepsi hazır diyorlar. Çünkü burada geçinemiyorlar. Çok açık. Yarısı kadar ücretle Anadolu’da makul bir kentte daha refah içinde yaşayabilirsin. Bunu görüyor onlar da. Ama tabii onların beklentileri beyaz yakalılar gibi değil. Kültür, eğlence vesaire, sosyal beklentileri öyle yok.”