Özellikle 2018 sonrası politikacıların farkında olmadan Türkçeyi zenginleştirme yolunda önemli katkılarda bulunduklarını belirtmiş, geçen yazımızda bu katkıları dokuz başlık altında sınıflandırmıştık. Yine geçen yazımızda politikacıların yeni kelime, terim üretme, yazılı ve sözlü anlatıma imgesel katkılar sağlama açısından dolaylı hizmetlerine ilişkin bazı örnekler vermiştik. Bu yazımızda günümüz politikacılarının (sadece parti lideri, bakan, milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları değil siyasi parti üyeleri de) atasözü ve deyimlerimizden söylemlerinde nasıl yararlandıklarına dair bazı örnekler sunacağız.
Genellikle politikacı, kendini memleketin sahibi, halkın çobanı, düşünen beyni kabul edip en yüksek maaş ve ekonomik hakları hakettiğini düşünerek, dokunulmazlık zırhından da güç alarak kullandığı dilde cesaretli adımlar atmaktadır. Bu yüzden hakaret davaları, dosyaları politikacıların başını ağrıtmayı sürdürmektedir. Halkı ikna için halkın kullandığı dilin temel taşlarından atasözü ve deyimler, daima politikacıların ilgisini çekmiştir. Halkımızın Kur’an ayetleri ve hadislerden sonra en çok atasözlerine değer verdiğini gayet iyi bilirler.
Politikacılar, atasözleri ve deyimleri ya olduğu gibi, bilinen anlamlarıyla kullanır ya da söz diziminde değişiklik yapar, yeni anlam verebilirler. Kendileri de atasözü, deyim olmaya aday söz üretebilirler. Atasözü ve deyimlerin çeşitlemeleri veya yeni ürünleri; toplumu etkileyen politikacı, sanatçı, bilgin, kanaat önderi dediğimiz kişiler vasıtasıyla ortaya çıkar. Politikacının kullandığı beğenilen yeni sözlerin kalıplaşma, anonimleşme süreci daha kısadır denebilir.
Bakınız 2018 sonrası politikacı kuşağı/nesli atasözü ve deyimlerimizden konuşmalarında nasıl yararlanıyorlar? Bu kalıplaşmış sözleri amaçlarına göre nasıl kişiselleştiriyorlar?
- Lafın tamamı akıllıya söylenmez.
- Zalima hasım, mazluma hısım olacaksın.
- Sultanın sofrasına oturan âlimin bilgisine itimat edilmez.
- Tuttuğunuz işe kanınız değsin.
- İnsan ancak sevdiğine kızar.
- Nasihatın öğretemediğini musibet öğretir.
- Dereye su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar (Geç kalmış pahalılık önlemleri için).
- Üzümü yerken sapında boğulmayın.
- İstanbul’da balık baştan, tuz da hepten kokmuştur.
- 48 sayfaık mutabakat metninin içi bomboş, tamtakır, kuru bakır.
- Besmele duymuş şeytana dönmüş.
- Sizin feriştahınız gelse ben korkmam.
- Tuzun koktuğu, denizin bittiği yerdeyiz.
- Alayına meydan okuyoruz.
- Cin olmadan adam çarpıyor.
- Akıllarını başlarından alırım.
- Bu daha lelesidir, bir de bunun lolosu var.
- Gülhane Parkı’ndayım, her şeyin farkındayım.
- Bu kadar basit. Bugüne kadar her şeyi biz yaptık, gene yaparız.
- Sizde yiyip içelim, bizde gülüp geçelim siyaseti yaptığınız.
- En kötüyü geride bıraktık.
- Tünelin ucında ışık göründü.
- Ben sizin cinsinizi, cibiliyetinizi bilirim.
- Şaka olsa gülünmez.
- Ağız ishaline tutulmuş kifayetsizler.
Yeni nesil politikacılar bazen öyle sözler söylüyorlar ki; ilerde kalıplaşmış atasözü veya deyim olabilir. Şu örneklerin şansı var gibi:
- Vah ki vah, eyvah ki eyvah!
- Olmayanı olduracağız.
- Bu memlekette her şey olabilirsin sadece rezil olamazsın.
- Her haltı edebilirsin, sadece istifa edemezsin.
- Geliyor gelmekte olan, gidiyor gitmekte olan.
- Dışarda hava o kadar iyi mi?
- Ortalık 56 oldu.
- Ellerinde çamur dolaşıyor, kime rastlarsa yüzüne sürüyor.
- Cebine koyduğunu geri almak, alırken de ceplerini söküp götürmek.
- Tencere, şişe değiliz ki kapak bizi bulsun.
- Covid 19’a yenilmedim, elektrik faturasına yenildim.
- Yak kandili, tak külâhı, keyfine bak!
- Ekremfobik olmuş bunlar.
- Zarfsız bir mesaj veriyor.
- Maydonozun yolculuğu 16.000 tl.
- Patlıcan muhafızları ortalıkta dolaşıyor.
- Fırının çevresinde dolaşıp bir türlü ekmek alamayan sunucu.
- Ne yiyor içiyorsunuz, bu kadar güzel kafayı nasıl buluyorsunuz?
- Elektrik fiyatlarında beklenen pansuman yapıldı.
- Serçeysen serçeliğini bil, sakın kuzgunluğa heves etme.
- Tarkan’dan zilletin Tarzan’ı çıkmaz.
- Kışın evde atletle dolaşmanız gerekmiyor.
- Memlekette işsizlik değil, iş beğenmezlik var.
- Üç üniversite bitirdim, işsizliği bitiremedim.
Mademki demokrasi, insan hakları, adalet, hak hukuk diyoruz; çağdaşlaşma, çağdaş uygarlığın üzerine çıkmak gerek diyoruz, o hâlde politikacı, siyasetçisiz yapamayız. Politikacı çoğu zaman iyi işler yapar. Örnek olur. Türkçenin zenginleşmesine katkıda bulunabilir. Kötü politikacı da olabilir. Oylarınızla onu ya eğitir ya da saha dışına atarsınız. Çünkü patron sizsiniz! Hakem sizsiniz! Yargıç sizsiniz!
NAİL TAN