Şüphesiz meslekleri gereği en çok konuşan kişilerin başında öğretmenlerden sonra poltikacılar geliyor denebilir. Bu özellikleri sayesinde anadilimiz Türkçenin zenginleşmesine katkıda bulunmaları kaçınılmaz oluyor. İlk üç yazımızda, söz konusu zenginleşmenin odak noktalarını açıklamış, çok sayıda örnek vermiştik.
Bilindiği gibi, Türkiye’de 2021-22 yıllarında yaşanan ekonomik kriz/yüksek enflasyon politikacıları geçmişe nazaran daha çok konuşturmaya, açıklama yapmaya zorluyor. Haziran 2023 genel seçimlerine bir yıldan az bir zaman kalması dolayısıyla da konuşma zorunluluğuna halkı oy vermeye ikna görevi de eklenmiş bulunuyor. Böylece, yazı konumuz için her gün yeni malzeme ortaya çıkıyor.
II ve III numaralı yazılarımızdan sonra yazılı ve görsel medyadan (sosyal medyayı takip etmiyoruz) yeni birçok söz derledik. Herhangi bir partiden yana olmadığımız ve adil olmaya özen gösterdiğimiz için sözlerin sahibi siyasetçilerin adlarını yazmıyoruz. İktidardan, muhalefete her politikacı bize aynı mesafede. Yeter ki, Türkçeye katkıda bulunacak bir söz söylemiş olsunlar. Sözlerin sahiplerini merak edenler, Genel Ağ/internete girdiklerinde aradıklarını mutlaka karşılarında göreceklerdir.
- Vatan namustur, namusun ekonomik değeri olmaz.
- Pirenin deve yapılmasına, bir kaşık suda fırtına yaratılmasına izin vermeyiz.
- Müslümanlara karamsarlık haramdır.
- Vatandaşlar otomobile değil, tekerlekli vergi dairesine biniyorlar.
- Fiyatlardaki yükselişin belini de aynı şekilde biz kıracağız.
- Sofrasına tuz bile koyamayanlar var.
- Enflasyonun boynunu kıracağız.
- Enflasyonun boynunun kırıldığında hedefimize ulaşmak için önümüzde hiçbir engel kalmayacaktır.
- Kendi ihtiraslarının karın gurultusundan ibarettir.
- Enflasyonun ataletini kırmayı amaçlıyorız. Kalıcı katılaşma beklemiyoruz.
- Bu araba da doğru düzgün gitmiyor, bir an önce şoförü değiştirmek gerekiyor.
- Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz.
- Daha pahalı bir fiyat dengelemesine geçmiş olacağız.
- Muhalefet gibi soran, iktidar gibi cevap veren bir muhalefetimiz var.
- Enflasyonu yüreğimizle hâlledeceğiz.
- Biz sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayacağız.
- Bu sene tamamen karaya vurmuş durumdayız.
- Tek yürek, tek bilek olan sevgili gençler!
- Ekonomının kitabını yazdım diyor, muhtemelen Hitit dilinde yazmış, kimse okuyamıyor.
- Hayat pahalılığı kartopu gibi (çığ gibi demek istiyor) insanlığın üzerine yuvarlanmıştır.
- Çıkarsınlar adaylarını, görsünler Hanya’yı Konya’yı.
- Her türlü hukuksuzluk, sıradanlaştı.
- Gümüş kaşık olmadan çorba içemiyor.
- Artık bıçak kemiği deldi geçti.
- Bay krizin öngörüsüzlüğü tam gaz gidiyor.
- Makyajlı enflasyon (TÜİK rakamları için)
- Doğalgaza zam gelmiştir ama minimini gelmiştir.
- Seçim süreçleri, üstü açık yaralar gibi, uzarsa enfeksiyon kapabilir.
- Burası, dünyanın lunaparkı değildir. Her elini kolunu sallayan buraya giremez (göçmenler için).
- Sandığın S’si bile piyasaya nefes aldırır.
- En büyük hırsızlığı yaşam enerjimizi çalarak yaptılar.
O kadar söz var ki not aldığımız. Beşinci yazımızda sürdüreceğiz diğerlerini yayımlamayı. Her zaman yazıyoruz, söylüyoruz. Demokrasi, en güzel yönetim şeklidir ve politikacı demokrasinin harcıdır, hamurudur. Ancak, yine her zaman yazıyoruz söylüyoruz. Politikacı demokrasiyi bir zenginleşme aracı olarak görmemelidir. Politikacının maaşı arttıkça, toplumda kutuplaşma, siyasi gerginlik zirveye çıkıyor. Son milletvekili maaş düzenlemesi gene politikacıya olan güveni azaltmış, haklarındaki olumsuz düşüncelere kaygan bir zemin hazırlamıştır. “Hoy lo mü no?” Eskimo dilinde; Böyle olur mu sabah güneşi?
NAİL TAN