Bir klip dolaşıyor sosyal medyada, direkt damardan nüfus ediyor görene, duyana, anlayana…
Pırıl pırıl gençler bir bir ayağa kalkıyor, omuz omuza duruyor, işaret parmakları ile Atatürk’ü gösterip, gönüllere su serpiyor.
Modern bir alışveriş merkezinin merdivenlerinde ellerinde trampet, yan flüt, keman, zil, davul ile yürüyen öğrencilere rast gelmek bile yetiyor aslında başlı başına…
Kültür ve sanatın eğitim ve öğretim ile iç içe girmesinin tadı, değeri, önemine paha biçilir mi?
İlk tınıyı duymak kafi zaten vicdan gözü açık kulaklara…
“Duman” olmamak elde değil.
Kırmızılı delikanlı kalkıyor ilk ayağa “Kimseyi görmedim ben senden daha güzel”, ardı geliyor kızlı erkekli “Kimseyi tanımadım ben senden daha özel”, bir ağızdan “Kimselere bakmadım aklımdan geçen”…
Kalpler ve gözler mavi zeminli fonda gözlerini geleceğe dikmiş Atatürk fotoğrafına döndürülerek koreografi tamamlanıyor.
Orta ve ileri yaşlılar her ne kadar sanayide, ticarette, bürokraside, siyasette aktif olsalar da toplumların geleceklerini asıl belirleyen gençler. Kum saatinin boşalması misali, tane tane gençler kamusal hayatta görev koltuklarına oturuyorlar ve yaşadıkları çevrenin geleceğini belirliyorlar…
Bugün atılan her imza eğer gençlere yatırımı barındırmıyorsa çizgilerinde, gelecek namına heyelandan farksız.
Artsam Koleji’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı klibini bu sebepten çok önemsiyorum…
Her saniyesi gençlerin aklına, fikrine, vicdanına yakılan bir meşale.
İçimi tarifsiz bir umut doldurdu, sonbahar güneşi bu kadar mı ısıtır insanın içini…
Artsam Koleji’nin ve mekanının plato olarak kullanılmasına “koşulsuz” izin veren Barutçuoğlu yönetiminin emeğine bin sağlık.
- ••
Yüksek lisanslı Belediye Başkanı
Belediye Başkanı Babaş gündüz saatlerinin sabah kısmında şantiye şantiye dolaşıyor, öğleden sonraları makamında vatandaşların “kamusal” dertlerini bir bir dinliyor…
Akşamları ise gecenin ilerleyen saatlerine kadar ders talim ediyor.
Ders olmadığı saatlerde…
Ders çalışıyor.
E kırkından sonra ne okulu bu?…
“Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” okuyor Belediye Başkanımız, Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimi alıyor.
Ders kaçırmıyor…
Korkarım en ön sırayı da kimseye kaptırmaz.
En baştan hocaları ile pazarlık yapmış, belediye başkanı olmasından doğabilecek zerre iltiması bile reddedeceğini ayan beyan etmiş usturupluca, düz öğrenciliğe peşin peşin soyunmuş…
Hakkıyla geçerse geçecek.
Mezuniyet peşinde olduğu yüksek lisans konusu ile belediyecilik arasında illaki bir bağ var var da, acep Başkan siyaset ve kamu yönetimini okulundan öğrenip bu alanda başka mevkilere mi göz dikti diye de insan düşünmeden edemiyor hani?..
Milletvekilliği ilk akla gelen.
Mecliste yüksek lisanslı kaç vekil var?..
Havada kapılır.
Valilik bile imkan dahilinde…
3 imzalı kararnameye bakar.
Yüksek lisanslı olacak Belediye Başkanımız…
Fark yaratan bir adım.
Not:
Ülkemizde ortaöğretim “zorunlu” eğitim kapsamına alınmakla birlikte, bir de madalyonun arka yüzü var…
Öğrencilere açık öğretim hakkı da tanınmış durumda.
Ortaöğretim çağındaki öğrencilerin yüzde 26’sı açık öğretim lisesine devam ediyor…
Her 4 öğrenciden biri “okula gitmiyor” demek bu.
İçim yanıyor…
Umudum düşüyor.