“Nereye gittiği belli olmayan tren”
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, basın toplantısında, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumuyla ilgili olarak, “Bu bir milletvekilliği seçimi değil, bu bir belediye başkanlığı seçimi de değil, bu bir cumhurbaşkanlığı seçimi de değil. Bu ülkenin cumhurbaşkanı belli. Ülkenin şu anda parlamentosu belli. Ülkenin belediye başkanları belli yani bir ismin bir partinin seçimi değil. Türkiye’nin, bizlerin, hepimizin ve geleceğimizin, yavrularımızın geleceğini belirleyecek olan çok hayati bir yönetim değişikliği, bir rejim değişikliğinin arifesindeyiz. Biz bunu önlenmek için, bu nereye gittiği belli olmayan treni durdurmak için ‘hayır’ı savunuyoruz.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve Parti Meclisi üyesi Ecz.Gamze Taşcıer, 16 Nisan’da yapılacak olan referanduma yönelik çalışma yapmak için şehrimizde gerçekleştirdikleri ziyaretlerin ardından İl Başkanlığı binasında basın toplantısı düzenledi.
Milletvekilleri Kastamonu’nun gönüllü vekilleri olarak çalışmaktan mutluluk duyduklarını ve kapılarının her zaman Kastamonu insanının istek ve taleplerine açık olduğunu ifade etti.
MUZAFFER BIYIKLI
CHP İl Başkanlığı binasındaki toplantıda açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı şunları söyledi:
“16 Nisan’dan sonra, ya bütün yetkilerin bir kişiye verildiği, bütün kararların o kişi tarafından verileceği, denetimsiz, frensiz, dengesiz bir sisteme halkımız olur verecek ya da bildiğimiz parlamenter sistemle yönetilmeye devam edeceğiz. Şimdi biz ‘hayır’ için halkımıza, seçmenlerimize bir şeyleri anlatmaya çalışırken, 16 Nisan’da ‘evet’ çıkması durumunda ülkemizin belirsiz, karanlık bir yola gireceğini, bu yolun dönüşünün neredeyse mümkün olmadığını, bu nedenle tüm seçmenlerin bu anayasa değişikliğini çok iyi inceleyerek, iyi okuyarak karar vermesini istiyoruz. Bu nedenle, Türkiye çapında bütün örgütlerimiz bu işin gönüllüleriyle birlikte, başka kişilerle ve kurumlarla ‘hayır’ konusunda bir çalışma içerisindeyiz” ifadelerinde bulundu.
Bu süreçte başka milletvekillerinin, parti yöneticilerinin de ilimize geleceğini söyleyen Bıyıklı, “Bu kampanyayı başarıyla tamamlayacağımızı düşünüyorum. Kendi adıma, halkımızdan edindiğimiz bilgiye göre, gidişin olumlu olduğu yönünde bir tespitte bulunabiliyorum. Umarım başaracağız. 16 Nisan’da ‘evet’ çıkarsa karanlık, belirsiz, dönüşü olmayan bir yola gireceğiz dedik. ‘hayır’ çıkarsa, tekrar siyasi sistemimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu sistemin elbette ki, ufak tefek eksikleri, yanlışları yok mu? Var ama buralarda yanlışları var, küçük bazı kusurları var diye, bir sisteminden tamamen vazgeçip te başka bir bilinmeyen sisteme, tek kişinin bütün kararları vereceği, bütün yetkileri o kişide toplanacağı bir sisteme asla kabul edilebilir bulmuyoruz.”
GAMZE TAŞCIER
Bıyıklı’nın ardından söz alan CHP Parti Meclisi üyesi Ecz. Gamze Taşcıer şöyle konuştu:
“Yurttaşlarımız diyor ki, özelikle de esnaflarımız, ‘bu kadar ekonomik sıkıntı içerisindeyken, dükkanımızda siftah dahi yapamıyorken, bizim daha önemli gündemimiz varken, gündemimiz başkanlık olmamalıdır, onun için ‘hayır’ diyeceğiz diyorlar.’ Yine genç arkadaşlarımız, ‘okulumuzdan mezun olduk ama aylardır iş arıyoruz ve iş bulamıyoruz’ diyorlar. ‘Biz gençlerin işsizlik gibi önemli bir sorunu varken bu konunun gündeme getirilmesine ‘hayır’ diyoruz’ diyorlar. Yine annelerimiz, Suriye’de, neresi dahi olduğunu bilmedikleri topraklarda evlatlarımız şehit olurken, birilerinin çocuklarını kayırmak için birilerinin çocuklarını askerden muaf etmek için getirilen değişikliklere ‘hayır’ diyeceklerini ifade ediyorlar. Yine aynı şekilde, ‘15 yıl boyunca biz bu iktidara ne istediler de vermedik? Ne istedilerse verdik ya da neyi istediler de yapamadılar? Şimdi bunu getiriyorlar, bu nedenle ‘hayır’ diyeceğiz’ diyorlar. ‘Ömür boyu bir kişiye bu kadar dokunulmazlık, bu kadar yetki verilmez’ diyerek ‘hayır’ diyeceklerini ifade ediyorlar. ‘Madem bu referandum bu ülkenin beka sorunu, neden yürürlüğe girmek için 16 Nisan’dan sonra 2019’u bekliyorlar?’ diye soruyor vatandaşlarımız. Tabi bu soruların hepsi umut verici çünkü yurttaşlarımızda çok iyi biliyorlar ki, bu bir iktidar yada parti seçimi değil, Türkiye’nin, memleketimizin bir meselesidir.”
Referandumdan evet çıkması durumunda dokunulmazlık konusunda da bilgi veren Taşcıer, “Başkan ve başkan yardımcıları görev süreleri bittikten sonra dahi görevdeymiş gibi hukuki koruma altındalar. Örnek veriyorum, bir başkan başkanlığı bittikten sonra herhangi bir suç işledi, bu suçun cezasını ya da bunla ilgili yargılanması için yine parlamentodan 400’ün üzerinde bir oy alması gerekir ki, meclisten 400 oyla yargılanabilme hakkının çıkması gerekiyor, görev süresi bittikten sonra. Yani bu ne demek? Ömür boyu dokunulmazlık demektir. Bu milletvekilleri için de öyledir, şu anda milletvekilliği süresi bittiği zaman dokunulmazlık zırhından çıkar milletvekili. Çünkü burada amaç, ifade özgürlüğü, kürsü dokunulmazlığı, bunları yapabilmeleri içindir ama getirilen mevcut sistemde başkan ve milletin iradesiyle seçilmeyen, atanan başkan yardımcıları da ömür boyu bu dokunulmazlık rolüne sahiplerdir” dedi.
UTKU ÇAKIRÖZER
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise Kastamonu’da fahri milletvekili olarak bulunduklarını belirtti ve ilimizde ‘hayır’ kampanyası yürüten kuruluşlara destek olmaya geldiklerini ifade etti.
Çakırözer yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Öncelikle bu referandum sürecinin demokratik bir ortamda geçmediğini sizlerin dikkatine getirmek isterim çünkü olağanüstü hal altında sandığa gidiyor Türkiye. Türkiye’nin kanun hükmünde kararnamelerle yönetildiği, meclisin by-pass edildiği bir dönemde, gazetecilerin önemli bir bölümünün cezaevinde olduğu, özgürlüklerinden mahrum olduğu bir dönemde ‘evet’ demenin serbest ve bütün kurumlarca teşvik edildiği, ‘hayır’ diyenlerin ise her türlü baskı, her türlü kısıtlama aile karşı karşıya bir kampanya döneminden geçmekteyiz. Tüm bunlara rağmen biz Türk halkının sağduyusunu göstereceğine ve ülkemizi bir bilinmezliğe, bir dipsiz kuyuya götürecek olan bu anayasa değişikliği paketine ‘hayır’ diyeceğine inanıyoruz. Bu gün Kastamonu’daki temaslarımızda, bu inancımızı pekiştirdik. Sınırlı bir sürede de olsa, değerli Kastamonulu yurttaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde, edindiğimiz bilginin halkımızın sağduyusunun, başka illerde gördüğümüz gibi burada da ağır basacağının kanaatiyle buradan ayrılıyoruz.
Bu bir milletvekilliği seçimi değil, bu bir belediye başkanlığı seçimi de değil, bu bir cumhurbaşkanlığı seçimi de değil. Bu ülkenin cumhurbaşkanı belli. Ülkenin şu anda parlamentosu belli. Ülkenin belediye başkanları belli yani bir ismin bir partinin seçimi değil. Türkiye’nin, bizlerin, hepimizin ve geleceğimizin, yavrularımızın geleceğini belirleyecek olan çok hayati bir yönetim değişikliği, bir rejim değişikliğinin arifesindeyiz. Biz bunu önlenmek için, bu nereye gittiği belli olmayan treni durdurmak için ‘hayır’ı savunuyoruz ve ‘hayır’ı çoğaltmak için Türkiye’nin dört bir yanında çalışmaktayız. İşte, dün Karabük’teydik, bugün Kastamonu’da ayrıca kendi seçim bölgelerimizde, partimizin görevlendirdiği başka şehirlerde görev yapmaktayız, ‘hayır’ı anlatmaktayız. Bunun dediğim gibi bir yerel seçim, genel seçim olmadığına özenle vurguluyorum. Bizim ‘hayır’ deme gerekçemiz sadece bir kişiye bağlı değil. Bugün Sayın Erdoğan istiyor olabilir bu rejim değişikliğini ama biz her fırsatta vurguluyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’da olsa, Sayın Bahçeli’de olsa, Sayın Yıldırım da olsa ve hatta büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’te olsa bu kadar sınırsız, bu kadar hiçbir şekilde denetimsiz, bu kadar sorgusuz, sualsiz yetkinin bir kişide toplanmasına karşıyız.” ifadelerinde bulundu.
GÜLSÜN BİLGEHAN
Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan ise gittikleri her yerde Cumhuriyet’in kurucuları Atatürk’ün ve İnönü’nün hala ne kadar büyük saygı ile anıldıklarını gördüklerini ifade etti.
Referandum süreci için geldikleri Kastamonu’da pek çok kişi ile görüştüklerini söyleyen Gülsün Bilgehan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vatandaşların bu 18 madde üzerinde ne düşündüklerini gördük. Biz burada özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin propagandasını yapmak için bulunmuyoruz. Bu bir seçim değil, İktidarda olan güçlü bir parti var. Değişecek olan 94 yıldır Cumhuriyetimizin yönetim şekli. Biz bunun değişmesini istemiyoruz. Biz bu ülkede yaşayan Cumhuriyetin kurucuların torunları olarak buna önem veriyoruz. Cumhuriyetin kolay kurulmadığını biliyoruz. Egemenlik kayıtsız şartsız meclisidir. Bizim en büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, biz ona verilmeyen hakların başkasına verilmesine haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Bunun mümkün olmadığını düşünüyoruz. Kişilere bağlı olmadan, kişiler değişe bilir ama sistemler kalıyor. 1982 Anayasasını yüzde 92 oranında oyla onaylayarak millet kabul etti, ondan sonra çok değişikliler oldu. 2002 ve 2007 yılları arasında ülkemin itibarını arttığını gördüm. Şimdi öyle değil ne yazık ki. Türkiye gerçekten farklı bir konumda. Demokrasi şampiyonu olan, işkenceye sıfır tolerans denilen demokratikleşme adımlarını atan Türkiye’nin yerine artık yüz elli gazetecinin cezaevinde olduğu pek çok baskının yapıldığını bu referanduma da OHAL şartları altında giriyoruz. Bu yüzden kararı verilecek olan millettir. Bizim Kastamonu’da gördüğümüz ‘Hayır’ çıkacağı yönde. Bir kişiye bu kadar yetkinin vermediğinin doğru olamadığını düşünüyoruz. Bir çoğu AK Partiye oy vermiş ama artık bu kadarı da fazla diyor. Çocuklarımızın geleceği için her şeyin hayırlı olmasını diliyoruz”