Açıldığından bu yana birçok kültürel ve turistik faaliyete imza atan Gabak Gavur Gonağı, bu kez de Paphlagon’dan Candar’a sergisi ile Kastamonu ve İnebolu’nun kültürel hayatı-na katkı sağlayacak.
İnebolu’nun kimliğine kimlik katan Gabak Gavur Gonağı gerçekten de sivil bir kültür merkezi olarak ilçenin ayrılmaz parçası haline geldi. Konağın kimlikli yapısı, buruk bir gülüm-seme bırakan hikâyesi üzerine muhteşem ve bilinçli bir koruma programı ile yapılan restorasyon ve hemen akabinde tam da dönem möbleleri ve eşyaları ile dekore edilerek butik bir otel olarak işlevlendirilmesiyle başlı başına İnebolu’nun hem mimari hem de daha önceki kozmopolit demografik kültürünü temsil eden bir çekim noktası oldu burası.
İnebolulu iş insanı İsmail Aziz Karahan’ın çocukluğundan anılar yaşatan muhit ve konağın bu son dönem süreci sadece olağan ve romantik nedenlere bağlı olarak gelişmedi. İsmail Bey’in konağın korunması, sürdürülebilir bir şekilde yaşatılması için gösterdiği çabalar bir çeşit yel değirmeni hikâyesidir. Bu hikâye aslında İnebolu gibi güzide bir kentin kültürel kimliğinin yaşatılması, çok kültürlü ve katmanlı yapısının gözler önüne serip farkındanlık geliştirilmesi için bir çabadır. Çünkü İnebolu Karadeniz’in kıyıcığında çok müstesna bir yer olduğu kadar bu özgünlüğü de bugüne taşımış nadide yerlerden biridir. Bunun farkında olan İsmail Bey’de hem bu durumu koruma kültürü çalışmaları ile gün yüzüne çıkartmaya çalışıyor hem de konağın butik otel kullanımı ile istihdamla birlikte olduğu gibi korumanın akılcı çözümlerini sunuyor.
Tabii mesele sadece bir konağı bir binayı imkânlar dâhilinde restore ederek korumak değil. İşlev vermek, işlevi genişletmek ve süregelen kültür ve tarihin bir parçası, kültüre kültür ekleyen bir yer haline de getirmek gerekiyor. İşte Gabak Gavur Gonağı’nda yaşananlar tam da bu. Çünkü kısa süre önce açılmasına ve bir de üzerine pandemi dönemi sıkıntısı geçirme-sine rağmen bir butik işlevi yanında, ilçeye gelen turlara açılan kapılarıyla bir turizm mekânı ve bir de üzerine her yıl düzenli olarak yapılan kültürel ve farklı bakış açılarına sahip sergi ve aktivitelerle ilçeye farklı bir atmosfer katıyor.
Gabak Gavur Gonağı henüz açılırken başta İnebolu’nun yüzyıl öncesini yansıtan fotoğraflarla birlikte bir de Zeki Zeynel Özcanoğlu Koleksiyonu’ndan kartpostal sergisi açılarak konak yapıldığı ve ait olduğu İnebolu’yu ziyaretçilerine aktarmıştı. Hemen ertesi yıl ise 1890-1960 İnebolu Fotoğrafları sergisi açılmıştı. Sergi çok kapsamlıydı ve sergi içinde “Bir Yastıkta Kocayanalar”, “İnebolu’nun Osmanlı Dönemi Dokümanları”, “Mediha-Hasan Dölen Albümleri”ve “Bir fotoğraf Bir Hikâye” gibi alt temaları ile İnebolu’nun yakın dönem sosyal-kültürel ve ticari tarihi anlaşılır ve herkese ulaşacak şekilde aktarılmıştı. İsmail Aziz Karahan tüm bu sergilerin hazırlık ve küratörlüğünü kendisi yapmıştı.
***
İsmail Bey’in imkânı ve zamanı oldukça İnebolu’nun aktif bir kültür hayatı, kültür-turizm ve ekonomi ekseninde dinamik bir yapıyı içermesi çabalarına belirli bir süreç sonunda ben de eklendim. Onun bu hayat dolu yürüyüşüne destek olabilmek adına ortak çabaları aynı amaç için vermeye başladık. Ve geçtiğimiz yıl da yine Gabak Gavur Gonağı’nda “Bir Liman Bir Han” sergisini Milli Mücadele’nin 100. yıldönümünde açtık. Yukarıda sayılan amaçların yanında ül-kemizin cumhuriyete nasıl kavuştuğu, bağımsızlığın ne kadar değerli bir şey olduğu, İnebolu-Kastamonu ve Anadolu insanının vatan bilincine nasıl kavuştuğunun ve tüm bu olaylar içeri-sinde İnebolu ve Kastamonu’nun konumunu da anlatmak istemiştik. Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği kutsal mücadele de sırtını dayadığı Kastamonu halkının ne kadar ulvi bir iş yaptığı, çektiği cefalarla elde edilen kazanımların kolay kolay tüketilmemesi gerektiğine dikkat çekmek istemiştik. 29 Ekim 2021 tarihinde açılan bu sergimize ilgi oldukça yoğun olmuş, çok güzel geri dönüşler almıştık.
***
Ve geldik bu yıla. İnebolu’nun ve parçası olduğu Kastamonu’nun ne kadar değerli, ne kadar çok katmanlı bir kültüre sahip olduğunun biraz da olsa alışılagelmişin dışında gösteril-mesi gerekiyordu. Ve ortaya “Paphlagon’dan Candar’a” sergisi çıktı. Sergi Paphlagon’dan Candar’a-Kastamonu’nun Tarih Kitabı adlı çalışmanın farklı dille ve oldukça özet bir şekilde grafik tasarımlarla gözlere de hitap eden anlatımı aslında. Sergi, kitaba da sonsuz güzellikte katkılar sunan, yayınlanması için cesaretlendiren İsmail Aziz Karahan’ın fikri aslında. Özgün bir çalışmayı daha özgün bir şekilde insanlarla tanıştırma, tanıştırırken içinde bulunduğumuz, bizlerinde bir parçası olup farklı cümlelerle katkıda bulunduğumuz kadim tarihimizden pek bilinmeyen ve ilgi çekici kısımlarla dimağlarda hoş bir tat bırakacak ambians yaratmak istedik.
Sergide, tarih bilincinin oluşmasına bir katkı, tarihe bilimsel anlamda sahip çıkma, o tarihin bir parçası olunduğunun farkına varılması gibi alt satır amaçlarda var. Bugün içinde ya-şadığımız topraklarda ve kimliğin nasıl katman katman oluştuğu, hangi süreçlerle bugüne gelindiği ve tarihe-kimliğe sahip çıkılması gerektiğini binlerce yıllık tarihimizden kesitlerle aktar-maya çalışacağız.
Tabii ki çok önemli bir nedenimiz daha var. Gabak Gavur Gonağı’ndaki diğer sergiler gibi Atatürk’ün 97 yıl önce ziyaret ettiği ve bir düşünce devrimi olan Şapka ve Kıyafet İnkılâbını gerçekleştirdiği bu önemli olayın yıl dönümünde, Atatürk’ün İnebolu’da sarf ettiği “Efendiler, Türkiye Cumhuriyetini tesis eden Türk halkı medenidir. Tarihinde medenidir, haki-katta medenidir. Fakat ben sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi haber ver-meye mecburum ki, medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı; fikriyle zihniyle medeni olduğunu isbat ve izhar etmek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı aile hayatiyle, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek mec-buriyetindedir. Medeniyetin coşkun seli karşısında mukavemet beyhudedir…” cümlelerinin altını en azından kültür ve sanatla doldurabilmektedir.
***
İşte tüm bu sayılanlarla birlikte 25 Ağustos Perşembe günü, Gabak Gavur Gonağı’nda 25 Ağustos Şapka Bayramının 97. Yılı ve Heyamola Deniz Şenlikleri paralelinde sergimizi açıyoruz. Serginin resmi açılışı Saat 10.00’da olacak. Ama ayrıca, aynı gün saat 16.30 da Paphlagon’dan Candar’a kitabının lansmanı ve imza günü etkinliğini ikramlarımız eşliğinde yapacağız. Konağın üst katlarında ise geçen sene açtığımız “Bir liman, Bir Han” sergisi yeniden ziyaretçilerle buluşacak. Sergi 25-30 Ağustos tarihleri arasında açık kalacak ve 29 Ekim tarihine kadar da randevulu gurup ziyaretleri için gezilebilecek. Başta İneboluları, tarih meraklılarını 25 Ağustos gibi önemli bir günün paydaşı olmak isteyen herkesi sergiye bekliyoruz.