CHP Belediye Başkan Adayı Mustafa Öztürk, yerel yönetimlere bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini, mevcut anlayışın kaynakların israfına belediye bütçesinin betona ve demire harcanmasına sebep olduğunu belirtti.
Bu anlayışa örnek olarak Belediye’nin teleferik projesini gösteren ve“Şehrin kalbine saplanmış bir hançerden daha tehlikeli” olduğunu söyleyen Öztürk, “Bu proje uygulanırken hangi fizibilite çalışması yapılmış ve kaç kişinin kullanacağı hesap edilmiştir? Yarın insanların birkaç kez kullandıktan sonra bir daha verimli olarak kullanmayacağı bu yatırımın zararını kimler karşılayacaktır? Kastamonu’nun bağrına saplanan bu hançeri çıkarmak gerekmez mi?” dedi.
CHP Belediye Başkan Adayı Mustafa Öztürk, yerel yönetimlere bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini, mevcut anlayışın kaynakların israfına belediye bütçesinin betona ve demire harcanmasına sebep olduğunu belirtti.
Öztürk açıklamasında şunları söyledi:
“Ülke olarak yerel yönetimlere bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor.
Bakış açısını değiştirmediğimizde; köprü, üst geçit, kavşak, kaldırım yapan belediyecilikten öteye gidemeyeceğiz. Bu kısır döngü ülke kaynaklarımızın israf edilmesine, belediye bütçesinin betona ve demire harcanmasına sebep olmaktadır.
Yıllardır alternatif yok dediler. Bizi seçin biz size hizmet edeceğiz dediler.
Biz alternatif olduğumuzu söyleyerek yola çıktık. Onlar beton ve demir ile şehrin bağrına saplanacak yeni yeni projeler açıklarken, biz “İnsan” dedik. Sosyal projelerimiz ile alternatif olduk. Yıllardır el sürülmeyen, ahbap, eş dost, yandaş rahatsız olmasın diye ötelenen sosyal projeleri canlandırmaya karar verdik.
Kadın dedik, çocuk dedik, genç dedik, yaşlı dedik, engelli dedik, ortak akıl dedik, şeffaflık dedik. Biliyorduk sesimizin yüreği zengin Kastamonulu hemşerilerimizden yankılanıp karşılık bulacağını. Sesimize cevap verileceğinden hiç şüphemiz olmadı. Şükür, beraber aynı kenti paylaştığımız insanlar sesimizi duydu ve bize güvendi.
25 yıldır tarihi dokusu yok edilen, her adım attığınız yerde şehrin bağrına saplanmış beton ve demir yığınlarını gördüğümüz bu şehrin geleceğini değiştirmek için elini taşın altına koyacak birileri gerekiyordu. Nerede ise altı asırdır düşman ayağı değmemiş bu kadim Anadolu kenti Kastamonu’nun temiz içme suyu yoktu. Ilgaz dağından çıkan tertemiz su şehrimize gelene kadar kirletiliyordu. Kirletilen suyu arıtma tesisinde temizliyor ama evlere ulaştırana kadar yeniden kirleniyordu. Nerede ise bir asra yaklaşmış ve dünyada kullanımı yasaklanmış asbest borular ve 1950-60 yıllarının teknolojisi ile üretilmiş pik borulardan su içiyoruz.
Toprağın altına yatırım yapmak akıllı siyasetçinin işi değildir diyerek insanımızın sağlığı ile oynanmakta ve asbest ve pik borulardan akıtılan sular halkımıza içirilmektedir.
Şimdi diğer belediye başkan adaylarına soruyoruz. Daday kavşağına yapacağınız yol mu daha önemlidir, yoksa ihmal edilen ve insan sağlığını tehdit eden su borularını değiştirmek mi?
Kastamonu’da bir teleferik sistemidir aldı başını gidiyor.
Bu proje şehrin kalbine saplanmış bir hançerden daha tehlikelidir.
Bu proje ile Kastamonu’nun tarihi silueti mahvedilmiş, Nasrullah meydanından başlayarak kaleye kadar olan tarihi dokuya bir hançer gibi saplanmıştır. Bu proje yapılırken hangi fizibilite çalışması yapılmış ve kaç kişinin kullanacağı hesap edilmiştir. Yarın insanların birkaç kez kullandıktan sonra bir daha verimli olarak kullanmayacağı bu yatırımın zararını kimler karşılayacaktır?Kastamonunun bağrına saplanan bu hançeri çıkarmak gerekmez mi?
Perşembe akşamı sosyal medya hesabımızdan ve Cuma günü de yazılı olarak basınımız ile bu zamana kadar açıkladığımız projelerin tamamını paylaşacağım. Seçmenlerimiz 25 yıldır Kastamonu’yu yöneten aynı zihniyete mensup iki partinin projeleri ile karşılaştırsınlar. Hangi adayın projelerinde insan var ve bu projeleri açıklayan adaylardan hangisi daha çok başarılı ve güven telkin ediyor. Kastamonulu hemşerilerimizin bunu görecek ferasete sahip olduklarından hiç şüphe etmedim.
Kimseye sataşmadan, kimseye siyasi nezaket ve etik kurallarını zorlamadan mütevazı bir seçim ve propaganda yapmaya çalışıyoruz. Siyasi nezaketi elden bırakmadan sadece kendimize odaklı çalışıyoruz. Başkası ile yarış etmiyoruz. Kendi kendimiz ile yarışıyoruz. Yıllardır kendi partilerinden bir belediye başkanını görmeye hasret kalmış CHP seçmeninin, parti tutuculuğunu bir tarafa bırakarak bizimle beraber elini taşın altına koyan İYİ Parti seçmeninin birlik ve beraberlik içinde kolektif bir çalışma ortamı yaratmış olması yarınlar için,Kastamonumuz için bir umuttur. Bu umudu sokaklarımızda karşılaştığımız hemşerilerimizin gözlerinde görmek başaracağımıza olan inancımızı perçinlemiştir. Başlayıp da yapmadığımız bir işimiz, tutmadığımız bir sözümüz yoktur.
Sadece devlet olanakları ile belediye yönetmek olanaksızdır.
Ortak akıl ile yönetilemeyen ve katılımcı bir demokratik ortam kuramayan bütün oluşumlar yok olup gitmiş ya da tabela ismi ile kalmıştır. Oysa CHP nerede ise bir asırlık bir çınardır. Gölgesinde gölgelenmek isteyen Kastamonulu hemşerilerimizin parti ayrımı yapmadan hizmet alabileceği bir belediyecilik anlayışını CHP ve İYİ Parti ortaklığı ile gerçekleştireceğiz.
Seçim bizim için 31 Mart 2019 akşamı bitecektir. Yaradan nasip eder Kastamonu belediye seçimlerini kazanabilirsek bizim için sadece Kastamonu kalacaktır. Seçim geride kalacak ve biz kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden, bize oy verip vermediğini sormadan herkese aynı hizmeti aşkla götüreceğiz.
Kaldırım lazımsa yapılır, asfalt gerekiyorsa döşenir, altyapı gerekiyorsa yapılır. Ancak güveni kaybolmuş ve kalbi kırılmış insanlarımızı tekrar bir araya getirmek zordur. Biz bu zor göreve talip olduk. Kastamonu’da yaşayan her vatandaşımızın kalbini kazanacak ve verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Bizim kaybedecek, ötekileştirecek tek bir insanımız yoktur.
Her tarafı tarih kokan kadim Anadolu kendi Kastamonu layık olduğu yönetime kavuşacaktır. Kastamonu’da 31 Mart akşamından sonra particilik konuşulmayacak, hizmet konuşulacaktır. Ben ve ekibim bu kenti yönetmeye hazırız. Her biri kendi alanında başarılar elde etmiş, devlete fatura kesmemiş, rızkını ve kazancını kendi işi ile kazanmış bir belediye meclisi oluşturduk. Taşın altına elimizi koyduğumuz bu ekip ile Kastamonu makamlarını kendi şahsi gelecekleri için kullanan insanlar yerine, makamlarını Kastamonu’ya hizmet için kullanan insanlar ile tanışacaktır.
Her birimiz makam arabasız, korumasız normal hayatlarımıza devam edeceğiz. Bizim için değişen tek şey zamanımızı Kastamonu’nun ileriye gitmesi için harcamak olacaktır. Hangi siyasi görüşten olursa olsun işini yapan, işinde liyakatli olan herkes başımızın tacı olacaktır. İşine ve aşına partizanlık karıştırmayan herkes “Bende sizin ile beraber Kastamonu için varım” dediği müddetçe aynı yolu yürümeye devam edeceğiz. Kastamonu batı Karadeniz’in geri kalmış bir ili değil, sanatta, belediyecilikte, şehirleşmede ve turizmde parmak ile gösterilecek illerden biri olacaktır.
Bunu başaracağız.
Bunu bize güvenen ve bu zamana kadar kandırılmış Kastamonulu hemşerilerimiz ile başaracağız.”