İnebolu Özlüce köyündeki 33 Nolu Aile Sağlığı Merkezi’nde hemşire olarak görev yapan Öznur Öz, sel felaketinde yaşadıklarını unutamıyor.
Sağlık merkezinde tek başınayken hemen yandaki Zarbana Çayı’nın taştığını söyleyen Öznur hemşire, sudan zarar görmemesi için sağlık ocağının arka bahçesindeki jeneratörü kapatmak için dışarı çıktığını aktararak, “Kapatacağım sırada elektrik çarptı. Elektrik çarpınca gücüm kesildiği için yere yığıldım. O sırada sel çok hızlı şekilde geldi ve beni aldı. Ondan sonra beni sürüklemeye başladı ama normal bir sürükleme şeklinde değil. Döndüre döndüre, çarpa çarpa sürüklüyordu.” dedi.
Sel sularında sürüklenerek odasının camına kadar geldiğini ve oraya tutunduğunu belirten Öz, “Tutunduğum yerde bir şey çarptı elime. Kendimi tekrar suyun içinde buldum. Oradan bu tarafa doğru sürükledi. Burada tekrar battım suyun içine. Sonra bacağıma bir şey değdi. Onun acısıyla suyun altından yukarı çıktım. Çıktığım anda sağlık ocağının kapısının önüne doğru geldim.” diye konuştu.
Sel sırasında sağlık ocağının üst katındaki lojmanda iki kızının bulunduğunu dile getiren Öznur hemşire, şöyle devam etti:
“Sağlık ocağının camlarına vurarak kırmaya çalıştım. Amacım içeri girmek, çocuklarımın yanına çıkmaktı. Sağlık ocağının ön kapısı patladı suyun kuvvetiyle. Oradan içeri girmeye çalıştım. Sağlık ocağı ile lojman arasında ara kapı vardır. Oraya kadar gitmeyi başardım ama oradan gerisine gidemedim. Çünkü su o kadar kuvvetli geliyor ki sizin o tarafa gitmenize engel oluyordu. Orada çocukların şişme havuzu vardı. Oraya ulaşamayacağımı anlayınca onu tuttum, ön tarafa geldim. Buradaki ağaç dallarına doğru geldim. Dalları tuttuğumu hatırlıyorum ama oraya nasıl geldiğimi hatırlayamıyorum. Sadece şişme havuzu tuttum ve ağaç dallarına tutundum. Ağaç dallarına tutunduğum sırada zaten su boyumu aşmıştı. Ayağımla duvarı kontrol ederek gittim. En sağlam ağacı buldum ve tutuna tutuna ona tırmandım. Ağaçta bayağı bir bekledim. Hareketler falan yapmaya başladım, kendimi ısıtmaya çalıştım. Ondan sonra sular çekilince birkaç kişi geldi yukarıdan gençler. Onlar beni ağaçtan aşağı indirdiler. Sonra çocukları kurtardılar.”
Ağaçta 4,5 saat kaldığına işaret eden Öz, “O korkuyla, telaşla sizin orada yapacağınız tek şey, oradan kurtulmak. Çocuklarınızın emniyette olup olmadığını düşünüyorsunuz. Bir taraftan da nefes alma çabasındasınız. Canınızı kurtarmak istiyorsunuz. Ne olursa olsun bir yere tutunacaksınız, bir yerden çıkacaksınız. Bir şekilde canınızı kurtarmaya bakıyorsunuz. Benim de dirayetim ondan geldi herhalde. Canımı kurtarmaya ve çocuklarıma ulaşmaya çalıştım. Böyle güç kuvvet topladım.” ifadelerini kullandı. (AA)