Çobanoğlu MuzaffereddinYavlak Arslan şehrimizde “cami, türbe, medrese, mescit” yaptırdı, ismiyle anılan “mahalle” vardı, eserlerinin hiç biri ayakta değil bugün, mahallesinin ismi değişti, günümüze ulaşabilen “mezar” alanı sahipsiz ve bakımsız, ortasından yol geçirildi…
Ahde vefanın böylesi.
(Geçtiğimiz hafta “girizgah” yapmıştım…
Bugün devam edelim.)
Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Yakupoğlu “Kastamonu-Taşköprü’de Çobanoğlu MuzaffereddinYavlak Arslan Medresesi ve Camii” isimli makalesinde söz konusu yapı topluluğunu izah ediyor…
“Muzafereddin Mahallesi, Muzaffereddin Gazi Camii, Muzaffereddin Gazi Türbesi, Muzaffereddin Mescidi, Muzaffereddin Medresesi.”
“Muzaffereddin Gazi Camii”…
“1910’lu yıllarda ibadete açık olan Muzaffereddin Gazi Camii’nin, 10,5 X 14 metre ebadındaki enkazı 1941 yılında satılmıştır. 316 m2 tutarındaki arsası ise Vakıflar Genel Müdürlüğü adına MuzaffereddinCamii arsası adıyla kayıtlıdır. Bu eserden günümüze yıkılmış taş duvarlar ve boş arazi kalmıştır.”
“Muzaffereddin Gazi Türbesi”…
“T.C. Resmi Gazete’nin 22 Haziran 1977 tarih ve 15974 sayılı nüshasında Kastamonu’da korunması gerekli eski eserler ve sit sahaları ile ilgili listenin ilk sıralarında Sanat Okulu Caddesi 237 Ada üzerinde Muzafferittin Bey Camii ve Haziresi de gösterilmiştir.”
“Muzaffereddin Mescidi ve Muzaffereddin Medresesi”…
“Bu mescid ve medrese, sonraki yıllarda ahşap olarak yenilenmiş, tamir ettiren şahıstan dolayı da Beyçelebi Mescidi ve Medresesi adıyla anılır olmuşlardır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bulunan Hayrat Satış Kütük Defteri’ne göre cami enkazı, 23 Haziran 1937 tarihinde 100 Türk lirası mukabilinde satılmıştır.”
(Prof. Dr. Yakupoğlu’nun metninden aldığım parçalar ile söz konusu yapıların varlığı kanıtlanmış oluyor…
Vaktiyle ortadan kaldırılmış olmaları, bugün yeniden yağa kaldırılmayacakları anlamına gelmiyor.)
Ata yadigarı kâh “enkaz” edilmiş…
Kâh mezar alanının ortasından “yol” geçirilmiş.
Geçmişe takılıp kalmanın yahut suçlu aramanın faydası yok…
Kaybedilen vefayı günümüzde yerine koyalım.
Tarihi eserlerin asıllarına uygun yeniden inşa edilmeleri için “en azından” fotoğraf gerekli…
“Bilgi, belge, fotoğraf” peşine düşelim dört koldan.
Elde belge olduktan sonra…
Sıra sahaya inmeye gelir.
(13’üncü yüzyıl Ön Asya tarihinde etkin rol oynayan, Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinin ve Kastamonu’yu günümüze getiren güzergahın şekillenmesinin mihenk taşlarından biri olan Muzaffereddin Yavlak Arslan’a vefa gösterelim…
Tarihimize sahip çıkalım.
Şehirde “kaybedilen” Türk-İslam eserlerini gördükçe…
Mahmutbey Camisi’nin Kasaba köyünde yapılmış olmasına şükrediyorum.
Tarihi ve mimari mirasın yok edilmesi “dönemsel” değil…
Her devirde “rant” ve “cehalet” revaçta.