Üçüncü bölümünü yazdığım “Öyle bir geçer zaman ki” yazımın başlığı aslında “Bir zamanlar Kastamonu’da” olabilirdi… Geriye dönüp baktığımızda acısıyla, tatlısıyla bir koşuşturma ile zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz ve kendimize ailemize yeteri kadar vakit ayıramadığımızı görüyoruz.
Bazen, “Eskiden şunlar vardı, bunlar oluyordu” diye iç geçiriyoruz, bazen “Bu dünyaya erken gelmişiz diye hayıflanıyoruz. Tabii ki her zamanın kendine göre bir güzelliği var.
Hani “Terazi tartıyla, herşey vaktiyle ölçülür” denilir ya, işte öyle bir şey. Zaman gitti mi gidiyor, buna ne gücümüz ne kudretimiz yetiyor.
Kastamonu’da bulunan sinema salonları ve biraz da eğlence mekanlarına değindikten sonra bu yazımızda da ilimizde bir zamanlar bulunan sendikalara değinelim istedim.
Neden?
Sendika, “çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözme amacı ile kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir ”deniliyor.
Günümüzde sendikaların bu tanıma uyup uymadıkları konusunda birşeyler yazmayacağım, bunun kararını okurlarımız versin, ancak ilimizde hangi sendikalar varmış başkanları kimlermiş bir bakalım oldukça ilginç.
Türkiye Öğretmenler Sendikası Şubesi: Hasan Yücel.
Defterdarlık Memur ve Hizmetlileri Sendikası: Şemsettin Birgen.
Özel İdare Memurları ve Hizmetlileri Sendikası: Saim Dravor.
Karadeniz ve Havalisi Tekel Memurları Sendikası: Hasan Uyanık.
Türkiye Kız ve Erkek Kurs Öğretmenleri Sendikası: Reşat Cantaş.
Karayolları 15.Bölge Personeli Sendikası Kastamonu Şb.: Fahri Şeker.
Türk Şeker Sendikası, Nevzat Alsoy
Taşköprü Sümerbank Kendir Sanayii Müessesesi Mensupları ve Hizmetlileri Sendikaları: Rafet Yücel.
Türkiye Belediye Personeli Sendikası Kastamonu Şubesi: İhsan Tuncel.
Etibank Küre Prit İşletmeleri Memur ve Personeli Sendikası: Ekrem Öztümer.
(Kaynak: Kastamonu İl Yıllığı-1967)
Bu sendikalar nasıl çalışırdı, üyelerinin haklarını nasıl savunurlardı bilemiyorum, ancak başkanların bazılarını yakından tanıma fırsatım oldu ve gerçekten adam gibi adamlardı.
Biraz araştırılırsa çıkan haberlerde bugünkü sendika başkanları hakkında bir fikir sahibi olunabilir ve bu ekonomik koşullarda temsil ettikleri üyelerinin maaşlarından üye sayısına göre ne kadar farklı maaş aldıklarını görebilirsiniz, nasıl araçlara bindiklerini öğrenebilirsiniz.
Ayrıca sendika tarifi yapılırken “Devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir” tanımına ne kadar uyduklarını tartışabilirsiniz.
Ne diyelim, ancak “Yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda, yemek için onca nimet varken kul hakkı yemeyin” diyebilirim.
Turizm yazamayınca biraz siyasete yönelmeye başladım herhalde.
Bülend Çadırcıoğlu
Bülend Çadırcıoğlu