Güftesi Vecdi Bingöl’e…
Bestesi Münir Nurettin Selçuk’a ait…
Mahur şarkı…
“Otomobil uçar gider
Ömrüm gibi geçer gider
Ben tâlihin peşindeyim
Tâlih benden kaçar gider
Yâr yâr güzel yolcu güle güle
Otomobil tuttu yolu
Bu yolda mâcera dolu
Direksiyon yâr elinde
Gönlüm ardına koşulu
Yâr yâr güzel yolcu güle güle”
Türk Müziği’nin klasiklerindendir…
Hele bir de…
Nesrin Sipahi‘nin sesinden dinliyorsanız tadına doyulmaz… (1)
●●●
Şarkı…
Yazıyı okurken kısık bir tonda kendince çalıp dursun arka planda…
Aklımız yarı ondayken biz “başka bir boyut”a geçelim…
●●●
“Otomobil” sözcüğünde düğümlenen bir sanayileşme serüvenimiz oldu hep.
Ne zaman adını ansak, bir yanımız sancılandı.
Yıllarımız…
“Yaptık ama yaptırmadılar…”
“Ürettik ama ürettirmediler…” mealindeki konuşmalarla heba oldu gitti.
Nasıl olmasın?
Otomobil bir yana…
Vecihi Hürkuş’un, Nuri Demirağ’ın uçak üretimine yönelik çabalarını hatırlayın…(2)
1930’lu, 40’lı yıllarda kendi uçağını yapabilen ülkemizi düşünün…
O yıllarda esen rüzgârı hayalinizde şöyle bir canlandırın…
Sonra…
1938’de Nuri Demirağ’ı destekleyen bir hava müsteşarının…
1948’de:
“Size parayla sipariş vermem zira Amerikalılar bedava uçak ve motoru veriyor. Bu millet sonra beni asar.” cümlelerini sarf etmeye evrilişinin dinamiklerine kafa yorun… (3)
Yine…
Kendi mühendisimizin, teknisyenimizin emekleriyle yapılıp 1950 yılında Danimarka’ya sattığımız THK-5A ambulans uçağımızı…
Ve o uçağın 1961 yılına dek uçmaya devam ettiği gerçeğini hayıflanarak yâd edin…
Üstüne bir de…
Deposuna yakıt konulmayarak “itibar suikastı”na maruz bırakılan…
“Devrim” otomobili deneyimimizi ekleyin…
Sonra…
Nasıl bir “nefes kesici” maceraya sürüklendiğimizin boyutlarını hesaplayın!
●●●
Buraya kadar anlattıklarımız, kısa bir “arka plan özeti…”
Bunun ışığında gelelim ana konumuza…
Gündemimizde bir süredir Türkiye Otomobil Girişim Grubu’nun (TOGG) yürüttüğü “Türkiye’nin otomobili” konusu var.
Ülke olarak “düğümü” çözebilecek, “sancımız”ı dindirebilecek miyiz?
Bu soruya ilişkin tartışmalar genellikle “siyaset ekseni”nde sürdürülüyor…
İşin o tarafına hiç girmeyeceğiz.
Zira, yol almaya niyetleniyorsak ilk yapacağımız şey adım atmaya başlamak!
O nedenle tümüyle teknolojik bir perspektiften bakmaya çalışacağız…
Biliyorsunuz, otomobil üretimi konusu beş yıl önce de dillendiriliyordu…
Verilmiş sadakamız varmış…
Allah bizleri korumuş.
İyi ki o günlerde adım atmamış…
Ya da atamamışız.
Çünkü…
Eğer adım atmış olsaydık, startımızı 19. yüzyıl motor teknolojileriyle vermiş olacaktık…
Yani fosil yakıta dayalı içten yanmalı motor teknolojileriyle…
Ölü doğmuş bir projenin de sahibi olacaktık böylece.
Halbuki otomotivde bir devrimin koşusu yeni başlıyor.
Dünya…
19.yüzyıl motor teknolojileriyle otomobil üretimini temsil eden Ford’un Model T’sinden…
Sıfır emisyonlu, otonom ve bağlantılı,bir diğer ifadeyle “akıllı yaşam alanı” olarak da tanımlanan Tesla’nın Model S’ine, Cybertruck’ına hızlı bir geçiş yapıyor…
Hem teknolojik hem de mental bir yenilikten bahsediyoruz…
Ford’un Model T’si akaryakıtla çalışıyor, galeride satılıyordu…
Tesla’nın araçları ise elektrikle çalışıyor ve internetten satılıyor!
●●●
İşte…
“Türkiye’nin otomobili” bu alana adım atma iddiasını taşıyor…
Şimdi bu yazıyı yazmamıza neden olan asıl gelişmeye geçebiliriz.
Türkiye Otomobil Girişim Grubu’nun ön gösterim aracı tanıtılalı daha dün bir bugün iki…
Açıklanan hedeflerin “tadı henüz damağımızda”yken…
Tesla’dan hayli şaşırtıcı bir patent başvurusu geldi.
Elektrikli araçlarının menzilini artırmak için Dalhousie Üniversitesi araştırmacılarıyla birlikte teknolojiler geliştirmeye devam eden Tesla, “yeni bir lityum iyon pil teknolojisi”ne dair “akıllara ziyan” bilgiler sunuyor.
Türkçesi şu:
Tesla’nın yeni patenti hayata geçerse elektrikli araçlarının menzilinin 1.6 milyon km’ye çıkması öngörülüyor. (4)
Elektrikli otomobil üretiminde batarya menzilinin, dolayısıyla maliyetlerin en büyük problem olduğu gerçeğini dikkate aldığımızda gelişmenin önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Teknolojide nasıl bir dünya ile karşı karşıya olduğumuzu anlatmak için bundan daha somut bir veri bulamayız herhalde.
İşimiz bu kadar ciddi.
●●●
Gelin…
Anlattıklarımızın ışığında fondaki şarkının sesini iyice yükseltip bir kere daha dinleyelim…
Biyandan…
Bu baş döndürücü teknolojik gelişmeler yaşanırken…
“Kastamonu bu işlerin neresinde yer almalı?” sorusuna da cevap ararız belki!
Kayıkçı kavgalarından da azıcık sıyrılmış oluruz bahaneyle…
Mehmet Yücel
(1)Şarkıyı dinlemek isteyenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=xo7TrBbks2I
(2)Mustafa Kemal’in Uçakları, İsmail Yavuz, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, 256 sayfa.
(3) Adı geçen eser, s. 187.
(4)Patenti incelemek isteyenler için:
http://bit.ly/p-spotlight-015-tesla